Mehmet Y. Yılmaz
Uygulamalara ve verilen kararlara bakacak olursak bizim adalet sisteminin şu anda bir tek meselesi var: Türkiye’yi delirtmek!
Şakası yapılacak bir konu olmadığının farkındayım elbette.
Ama mahkeme kararları ile Adalet Bakanı’nın söylediklerini bir arada okuyunca, yargıçlarımızın uzaydan gelmiş bir virüs tarafından zehirlendiklerini ve bu nedenle milleti delirtmeye çalıştıklarını düşünmemiz için çok neden var.
Eğer bir virüs yoksa, yargıçlarımız bu virüsün etkisinde değillerse, o vakit de dedikoduların doğru olduğunu düşünmeye başlamalıyız.
Dedikodulara bakılırsa, İstanbul’da mahkeme kararları artık 'bir merkezden' veriliyormuş.
Adı şimdi lazım olmayan etkili birisinin avukatlarından oluşan bir grup, İstanbul’da Adalet Sarayı’nda çok önemli bir makam odasında sabah erkenden mesaiye başlıyor ve o gün görülecek davalarda, hakimlerin hangi kararları vermeleri gerektiğini belirleyip, tebliğ ediyormuş.
Onun için AİHM kararı, AYM uyarısı, Yargıtay içtihadı filan önemini yitirmiş.
Hatta torba olmadığı için büzemediğimiz dedikoducu ağızlarına bakılırsa, bu avukatlar grubu, en olmadık davalarda vekalet alırlarsa sorunu şıp diye de çözüyorlarmış.
Yakından tanıdığınız bir avukat, savcı filan varsa sorun, bu dedikodunun varlığını doğrulamazsa ben de bir şey bilmiyorum!
Bizim gibi ülkelerde bu tür dedikoduların inananı çok olur.
Çünkü bizim gibi ülkelerde yargının bağımsız olmadığını herkes bilir.
Benim gibi saf ve temiz Anadolu çocukları, "Sistem bağımsızlığa izin vermese de vicdanlı yargıçlar her zaman vardır ve onlar siyasi baskıya boyun eğmez" diye düşünürler ama ağzımızın payını almamız için çok beklememiz gerekmez.
İşte bakın Necati Doğru, Emin Çölaşan, Metin Yılmaz, Mustafa Çetin, Yücel Arı ve Gökmen Ulu’dan oluşan Sözcü ekibi "FETÖ’cüdür" denilerek mahkûm edildi.
Necati Doğru ile Emin Çölaşan 3 yıl 6 ay ile en çok cezayı aldı.
Onların bu cezayı almalarından iki gün önce, Yargı’daki Fetullahçı örgütlenmenin mimarı sayılması lazım gelen eski HSYK Başkan Vekili Ahmet Hamsici FETÖ üyeliğinden 2 yıl 6 ay hapse mahkum oldu.
'Örgüt üyesi olmayan' Doğru ve Çölaşan, 'örgüt üyesi' olmakla kalmayıp, bir de örgüt adına bütün yargı yapılanmasını kurup, yöneten adamdan 1 yıl fazla ceza aldı.
Doğru ve Çölaşan, mahkemede yalan söyleyip, "Evet örgüt üyesiydik" deselerdi demek ki daha az ceza alacaklardı.
Ne diyeyim: Yaşasın Türk adaleti!
* * *
Kaporta milli, motoru gayrı milli yerli oto
Yerli ve milli otomobilin tanıtımı yapıldı. Böylece yeni bir tartışma konusuna da sahip olmuş bulunuyoruz.
Gerçi tartışma konusu eksikliği çeken bir millet değiliz ama fazla tartışma konusu da göz çıkarmıyor ne de olsa.
AKP iktidarında, bazı konuların propagandası, o işin kendisinden daha fazla önem taşıyor. Bunu artık biliyoruz.
Nitekim ölümünden 64 yıl sonra Nazi Propaganda Bakanı Goebbels’i de bir kez daha hatırladık.
Cehennemde yanasıca Goebbels şöyle demişti: "Basını, hükümetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün."
Nitekim, AKP propaganda makinesi harekete geçti ve kaçınılmaz olarak Almanların kıskançlıktan nasıl çatırdadıklarını da bu vesileyle öğrendik.
Havuz gazetesi "Alman DW Gazetesi yerli otomobile karşı karalama kampanyası başlattı" diye haber yaptı ama böylece DW’nin (Deutsche Welle) gazete olmadığını bile bilmedikleri ortaya çıktı. Bu yandaş medyada çalıştırmak için okuduğunu anlayabilen birilerini bulmak bu kadar mı zor? Yoksa, AKP medyasından daha fazlasını zaten beklememeli miyiz?
İşten attığı gazetecilerin kıdem tazminatlarını hâlâ ödemeyen ve bununla ilgili herhangi bir utanç da duymadıkları anlaşılan Demirörenlerin Hürriyet’i de yerli otomobil CEO’su Gürcan Karakaş’ın açıklamalarını sürmanşetten verdi.
Karakaş’ın açıklamalarına göre şu anda Türkiye’de üretilen otomobillerde yerlilik oranı yüzde 19 ile yüzde 63 arasında imiş. Üretilecek elektrikli 'yerli otomobilde' ise bu oran ilk başta yüzde 51 olacakmış. Karakaş, hedeflerini, üretimin başlamasından üç sene sonra yerlilik oranını yüzde 68.8’e çıkarmak olarak açıklıyor.
Yani yine motor, pil filan gayrı milli ve yabancı olacak, kaporta, tekerlekler filan yerli ve milli.
Bu durumda başlangıçta Tofaş ve Renault’tan 'daha az yerli', ileride de 'bir tık daha yerli' bir otomobil yapacağız, bu anlaşılıyor.
Recep Tayyip Erdoğan, "Paranın milliyeti olmaz" diyor, bence de kapitalistin milliyeti olmaz.
Bizim gibi ülkeler için iktisadi verimlilik de millilik kadar önemli olmalıdır.
Kıt kamu kaynaklarının, verimli ve sürdürülebilir istihdam yaratan işlerde kullanılmasına ve uzun vadede gelir dağılımında adaletin sağlanmasına çaba sarf etmek gerektiğini düşünürüm.
Kamu kaynakları kullanılıyorsa ki bu işte böyle olacak, azami şeffaflık isterim ki bu da AKP iktidarı için yabancı bir kavram.
Karakaş, henüz fabrika binası yapılmamış bir otomobili iki yıl içinde üretebileceğimizi söylüyor ki bu konuda kimseyle iddiaya girmesini önermem.
26 Aralık günü yayımlanan 1945 sayılı "elektrikli otomobil üretimine proje bazlı devlet desteği verilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi" yatırım başlangıç tarihini 30 Ekim 2019 olarak belirlemiş ve 13 yıllık bir yatırım süresi öngörmüş.
Bu süre içinde yatırım tamamlanamaz ise Bakanlık bu süreyi 6,5 yıl daha uzatabilecek.
Tesis 2 yılda üretime geçebilecek ise sonraki yatırımlarını kendi kaynaklarıyla yapabiliyor olmalı. Yoksa 'yatırımı kamudan, karı ortakların cebine' sistemi ortaya çıkar ki biraz tuhaf olmaz mı?
Elbette kararname hazırlanırken üretim mühendislerinin görüşleri de alınmış olmalı ama takdir edersiniz ki yılda 175 bin adet otomobil üretebilecek bir tesisin, CEO Karakaş’ın söz verdiği iki yılda üretime geçmesi biraz hayal gibi görünüyor.
Yine de hayırlı uğurlu olsun diyelim, dilerim milleti kandırmıyor olsunlar.
* * *
Kanal Diyanet!
Stratejik Eylem Planı’na göre önümüzdeki dört yıl içinde Diyanet İşleri’ne 42,4 milyar lira tutarında bütçe tahsis edilmesi öngörülüyor.
Bununla ilgili haberi Sözcü’de okudum.
Diyanet İşleri de biliyorsunuz, Saray gibi.
Öngörülen bütçe hiç bir zaman yetmiyor, hep ek bütçe de alabiliyor.
Recep Tayyip Erdoğan iktidarı, Kanal İstanbul’un yedi yılda 75 milyar liraya yapılacağını açıklamıştı.
Diyanet İşleri, dört yılda 42,4 milyar lira bütçeyi hedeflediğine göre, 7 yılda aşağı yukarı Kanal İstanbul kadar bir parayı harcayacak.
Para bu kanaldan da oluk gibi akacağına göre, acaba bundan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’na Kanal Diyanet mi desek?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024