Mehmet Y. Yılmaz
Yazar Levent Gültekin'e saldıranlar hâlâ yakalanmadı.
Her gün düzenli olarak internette arıyorum, sonuç sıfır!
Oysa biliyoruz ki Türkiye'de polis, güvenlik kameralarını ve yüz tanıma sistemlerini kullanarak, yakalamak istediklerini bir bilemediniz iki gün içinde yakalıyor.
Levent Gültekin'e saldıran 25 kişiden birinin bile kimliğinin tespit edilemeyip, yakalanmamış olması bizlere bir şey anlatıyor olmalı.
Gazeteci ve politikacılara yönelik saldırıların örgütlü olduğu çok açık.
Levent Gültekin'e saldıranlar 25 kişi.
Saldırı amacıyla orada bulundukları, meydanın değişik köşelerinde mevzilenip, birlikte saldırıya geçtikleri de dikkate alınırsa örgütlüler.
Bunları kontrol eden birisi var. Hedefi gösteriyor, muhtemelen eylemin nasıl icra edileceğini, sınırlarını da belirliyor.
Saldırganlara neler vadettiğini bilmiyoruz, en azından "koruma" vadetmiş olmalı.
Yani "Merak etmeyin, yakalanmayacaksınız, yakalanırsanız da sizi hemen kurtaracağız" demiş olmalı ki saldırıya katılanlar "huzur içinde" işlerini yapabilsinler.
Çok açık ki örgütlü bir saldırı bu, tıpkı bundan önceki saldırılarda olduğu gibi!
Öte yandan bir yazarı, fikirleri nedeniyle sokak ortasında linç etmeye kalkışmak aynı zamanda bir terör eylemidir.
Terör tanımı ile bu saldırı birbirine deyim yerindeyse cuk oturuyor.
Ve Türkiye Cumhuriyeti'nin savcıları, polisleri, bu örgütlü terör eylemini gerçekleştirenlerin yakasına ısrarla yapışmıyor.
Neden acaba?
Belli ki yukarılardan bir yerlerden bir emir gelmiş: Bu tür eylemleri yapanlara fazla bulaşmayın diye!
Emri veren güçlü biri olmalı ki polis yanılıp da suçluları yakalama yoluna girmiyor.
Bu kimdir?
Birileri bir yerlerde yine bir şeyler planlıyor, bu çok açık.
Bunu ülkenin meşru yöneticisi Recep Tayyip Erdoğan nasıl olup da göremiyor, gerçekten çok tuhaf.
Erdoğan, bir an önce güvenliğimizden sorumlu kuruluşlara şu emri vermeli: Örgütlü terörle aranıza mesafe koyun!
Kendisi de oturup ciddiyetle düşünmeli:
Gazeteci ve politikacılara karşı bu terör dalgasını kim planladı, işareti kim verdi? Niye tam da bu dönemde bu emri uygulamaya soktu?
* * *
Tık tıklı diplomasi dönemi!
Yaptığım bu iş gereği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarını düzenli okuyorum.
Ne yalan söyleyeyim, dinleyemiyorum; benim kulağım için fazla yüksek ve tırmalayıcı geliyor sesi.
Okumanın faydalarını da görüyorum tabii, hakkını yemeyeyim.
Her konuşmasında öğrenebileceğim yeni bir şey çıkıyor.
Mesela geçtiğimiz Cuma günü yaptığı cami kapısı basın toplantısında Mısır ile ilişkiler konusunda şunu söyledi:
"Mısır'la istihbari, diplomatik ve ekonomik olarak zaten iş birliği sürecimiz devam ediyor. Bunda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. En üst düzeyde değil de en üst düzeyin şöyle bir tık altında bu devam ediyor. Tabii gönlümüz özellikle ister ki yani Mısır'la olan bu süreci çok daha güçlü bir şekilde devam ettirelim. Onun için de yapılan bu istihbari, diplomatik, bunun yanında siyasi görüşmeler netice verici olduktan sonra biz bunu çok daha ileri kademelere taşırız çünkü Mısır halkıyla Türk milletinin ayrı olması söz konusu değil."
Şimdi "bu konuşmadan ne öğrendin" derseniz, başkanlık sistemine geçildikten sonra yenilenen TC devleti organizasyon şemasını öğreniyoruz.
Dikkatinizi çekmiştir, Cumhurbaşkanı, Mısır ile temasların "en üst düzeyin şöyle bir tık altında" devam ettiğine dikkat çekiyor.
Buradan anlıyoruz ki TC devletinin yönetim kademeleri arasındaki yeni hiyerarşik ilişki "şöyle bir tık" mesafeler ile belirleniyor.
En üst düzeyin "şöyle bir tık altı" kime denk geliyor, tam olarak bilemedim ama galiba Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmalı.
"Şöyle bir tık altı" derken baş parmağı ile işaret parmağını kullanarak bir ölçü de göstermiş olmalı.
Çünkü Türkler arası iletişim yöntemi olarak bu iki parmağın kullanılması yaygın bir alışkanlıktır.
Biliyorsunuz "bir tek rakı" ısmarlarken de iki parmağımızı kullanırız. Çay isterken işaret parmağımız yere bakarak daireler çizer. Kahve istiyorsak işaret parmağımız ile baş parmağımızı birleştirir, sanki fincan tutar gibi ağzımıza götürürüz. Fırından bir ekmek alırken bu isteğimizi fırıncı anlayamazmış gibi bir de işaret parmağımızla gösteririz.
Cumhurbaşkanı'nın "şöyle bir tık altı" derken işaret parmağı ile baş parmağını birbirlerine iyice yaklaştırarak bir mesafe belirlemiş olmalı.
Böylece öğrenmiş oluyoruz ki Türkiye'de artık hiyerarşik mesafeler "tık" ölçüsü ile ölçülüyor.
Tabii herkesin "tık" ölçüsü farklıdır, bunu biliyorum.
Mesela evi badana ettirirken "beyaza bir tık gri atalım" demiştim, benim "tık" ölçüm ile boyacının "tık" ölçüsü farklı olduğu için duvarlar "bir tık grili beyaz" olacağına "bir tık beyazlı gri" oluvermişti.
Tıpkı boyacı örneğinde olduğu gibi Erdoğan'ın "şöyle bir tık" dediği ile Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin "şöyle bir tık" dediği aynı şey olmamalı.
Bu durumda devletler arasındaki ilişkilerde eşitlik kuralını nasıl uygulayacağız?
Bizimkinin "şöyle bir tık altı" Fuat Oktay ama Sisi'nin "şöyle bir tık altı" onunla aynı konumda mı?
Öte yandan Mısır ile aramıza giren "dört parmak Raiba" sorunu da böylece "iki parmaklı tık" ile çözüm yoluna girmiş olacak, anladığım kadarıyla.
Gerçekçi diplomasinin babası Kardinal Richelieu ve diplomatik entrikanın babası Talleyrand'dan sonra dünya diplomasi tarihine bir Türk katkısı da böylece gerçekleşmiş bulunuyor.
"Bir tık altı, bir tık üstü" diplomasisi diye tanımlayabileceğimiz bu yeni akımın kurucu babası da Erdoğan oluyor!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024