Yalçın AKDOĞAN
Başkasının canı üzerinden siyaset yapmak, başkasının hayatı üzerinden ahkam kesmek kadar büyük bir ahlaksızlık olamaz... Can kutsaldır ve kimse kimsenin canıyla, hayatıyla oynayamaz.
Kaçırılan kamu görevlilerinin serbest kalmasının üzerinden yapılan menfi siyasi açıklamalara bakınca insanın kanı donuyor. Neredeyse ‘bu gençler ölseydi de bu tablo ortaya çıkmasaydı’ demedikleri kaldı. Marjinal statükocu gazeteler ve milliyetçi geçinen bazı partiler, bu olayı büyük bir utanç tablosu olarak lanse ediyorlar.
Mutlu olanlar-mutsuz olanlar şeklinde yaptıkları sınıflandırma bile kaçırılan askerlerin serbest kalmasından ne kadar mutsuz olduklarını gösteriyor. Bazı MHP sözcülerinin açıklamaları da durumdan duydukları rahatsızlığı yansıtıyor.
Neymiş efendim, bu gelişme Öcalan’ın çağrısıyla yapıldığından bu işten Öcalan kazançlı çıkacakmış, kendisi için olumlu bir imaj oluşturacakmış...
Ne olsun peki? Öcalan daha kötü görünsün, millet Öcalan’dan nefret etsin diye bu askerlerin öldürülmesi mi gerekiyordu?
Kaçırılanlar onların evlatları olsa acaba bu kadar kolay ahkam kesebilirler miydi? Kimin ne fayda sağladığı onların bu kadar umrunda olur muydu?
Eğer Öcalan bu olaydan siyasi bir fayda murad ediyorsa, MHP ve türevi marjinal gazeteler de bu tavırlarıyla siyasi fayda peşinde olduklarını ortaya koyuyorlar. Yani insanların canı onların umurunda değil; kim ne fayda sağlar, kim ne imaj üretir, onun peşindeler...
İnsan hayatını hiç önemsemeyen bu zihniyet sorunludur ve bu zihniyetin terörle mücadeleye bakışı da bu yüzden içinde insani hassasiyetler taşıyamaz. Her yıl belli sayıda insanın ölmesini ‘kaçınılmaz bir zayiat’ olarak gören ve bu şekilde sorunun idare edilmesinden yana olanların terörle mücadele politikası işte böyle ‘insan hayatını önemsemeyen’ bir perspektife dayanır. “Kendi kafalarında kutsadıkları düzeninin devamı için insanlar ölebilir ve bu kaçınılmaz bir kayıptır!”
Elbette vatan için, millet için, kutsal değerler için insan gerekirse savaşır ve şehitliği en büyük makam olarak görür. Terörle mücadelede vatan aşkıyla şehadete koşan kahramanlar da bu ulvi anlayışa sahiptir. Ama bunların çarpık zihniyetinin ürettiği ve bir türlü çözülmesini istemediği bir sorunun devamı için insan hayatıyla oynamak bir erdem değildir. İnsanların inançları gereği şehadete koşmalarıyla, başkalarının onları ölüme sürüklemesi aynı şey değildir.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, yine aklı tutulmuş ve basireti bağlanmış gibi önüne konulan sorunlu lafları etmeyi sürdürüyor, başka bir alemde yaşıyormuş gibi tamamen gerçeklik dünyasından kopuk şekilde konuşuyor. Sanki evcilik oyununda siyaset yapıyor. İnsan, bu kadar irrasyonel ve gerçekdışı bir kurguyu nasıl sahiplenebilir?
Defalarca dile getirilen bir konuyu tekraren söylememiz gerekir: Kaçırılan kamu görevlilerinin bırakılması herhangi bir pazarlığın parçası olmadığı gibi, devam eden sürecin de bir parçası değildir. Öcalan bu çağrıyla kendisi açısından olumlu bir görüntü oluşturmak istemiş olabilir. Öcalan fayda sağlamasın diye bu insanların bırakılmasından rahatsızlık duymak insani bir tavır olamaz. Her gelişmeyi örgütün ne kazanacağıyla değerlendiren bir yaklaşımın çözümsüzlükte ısrar etmekten, ölümlerin sürmesini istemekten, Türkiye’nin bölünmenin eşiğine gelmesini göze almaktan başka bir seçeneği olamaz. İşte bu yüzden MHP sorunun devamından ve çözümsüzlükten yanadır. Hem şehitlerin cenaze töreninde yeri göğü inletip hem de bunun devamını kaçınılmaz hale getiren bir anlayışı savunmak sahtekarlık olmaz mı? Bu tavır ne insanidir, ne İslami’dir.
Herşeye karşı çıkıp ne istediğini söylememek bir siyaset tarzı değildir. Sorunların derinleşmesinden medet uman bir yaklaşım Türkiye’yi düşünüyor olamaz.
Kandil de en az MHP kadar bu işten rahatsız olmuştur. Çünkü Kandil’deki örgüt elebaşlarının geçen haftalarda yaptıkları açıklamalar, devlet bir adım atmadan kendilerinin bu adımı atamayacağı ve bunun kendileri açısından bir taviz olacağı şeklindeydi. Anlaşılan her kesimin şahinleri ve çözümsüzlükten beslenen tarafları bu işten rahatsızlık duyuyorlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019