Yalçın AKDOĞAN
MİT tartışmasında iki boyut öne çıkıyor. Birincisi MİT'in haber elemanı olarak kullandığı terör örgütü mensuplarının suçlara karıştığı ve MİT'in bir kısım görevlilerinin yetki dışında faaliyetlere karıştığı iddiası, ikincisi hükümetin güvenlik politikası çerçevesinde görev ifa eden yetkililerin suçlu gibi takdim edilerek siyasete müdahale edildiği iddiası... Savcının ne tür bilgi ve belgelere dayandığını bilmiyoruz ama ortada hukuk dışına çıktığı düşünülen MİT'çilerin suçlanması ile siyaset kurumunun politikalarının suçlanması şeklinde iki algı var.
AK Parti'nin MİT düzenlemesiyle yapmaya çalıştığı ise 'yanlışların üzerine örtmek, yargının yolunu tıkamak, MİT'i yargı denetiminden çıkarmak, kendi kontrolünde odaklar oluşturmaya çalışmak' gibi tamamen "siyasi değerlendirmeler"le eleştiriliyor. Muhalefetin içine düştüğü paradokslar ise bir kez daha günyüzüne çıkıyor.
Muhalefet partilerinin aylardır ürettikleri siyasi söylem, hükümetin yargıyı avucunun içine aldığı, devam eden tüm soruşturma ve yargılamaların hükümetin tasarrufu olduğuydu. Bu iddialar son gelişmelerle bir anda yerle bir oldu. Hani yargı hükümetin kontrolündeydi? Muhalefet son olaylardan sonra yüzü kızaracağına sanki kendi tezleri doğru çıkmış gibi çelişkili açıklamalara devam ediyor.
Kemal Kılıçdaroğlu MİT konusunda hararetli yargılama savunuculuğu yaparken, askerler ve gazeteciler konusunda özel yetkili mahkemeleri suçluyor. MHP Öcalan'la görüştü diye MİT'i ihanetle suçluyor, askerler ve milletvekilleri konusunda yargıyı yerden yere vuruyor. İşinize geldiğinde özel yetkili mahkemeler ve yargılama kötü, hükümetin yara alacağını düşündüğünüz MİT konusuna gelince iyi... Bu çelişki ilkeli olunmadığını gösteriyor. Peki hükümet de son tavrıyla böyle bir çelişki mi yaşıyor? Yani yüzlerce kişi özel mahkemelerce yargılanırken destek verdi de, kendi adamlarına iş gelince yargının yolunu mu kesmeye çalışıyor? Ben iktidarın böyle bir çelişki içinde olduğunu düşünmüyorum. Hükümet bir kısım iddiaları küçümsüyor, örtmeye çalışıyor veya yargının yolunu tıkamak istiyor değil. AK Parti ne MİT'in içindeki yanlışları göğüslüyor ve yargının önünü kesmeye çalışıyor, ne de yeni bir koruma kalkanı üretmenin gayretine giriyor.
Bir kere MİT'le ilgili düzenleme zaten vardır ve yargı zorlama yorumla fiili durum yapmıştır. 26. Madde'ye göre tüm MİT personelinin soruşturma ve kovuşturması Başbakan'ın iznine tabidir. Yeni yasayla bundan farklı yeni bir düzenleme yapılmamaktadır, sadece bir keyfi uygulamaya set çekerek olayı asli mecrasına taşımaktadır. Hükümetin siyaset kurumuna yönelik bir müdahaleye 'dur' dememesini beklemek ise hata olur.
MİT'çilerin nasıl yargılanacağı veya MİT'te nasıl temizlik yapılacağı bellidir. Bunun farklı yolları vardır, ama savcılık bir iddia ortaya atıyorsa bu sürecin bir parçası Başbakan'ın iznidir. Hakan Fidan'ın müsteşarlığa gelmesiyle MİT'te taşlar yerinden oynamış, idari tasarrufla yeni düzenlemeler yapılmıştır. Hatay'da yaşanan Suriyeli komutan meselesinde MİT müsteşarı gereken duyarlılığı göstermiş ve yanlış yapanları tasfiye etmiştir. Kim usulüne uygun şekilde Başbakan'a 'MİT'te suça karışanlar var, bunları soruşturmak istiyoruz' demiştir de, Başbakan bunlara izin vermemiş ve korumaya çalışmıştır?
Hukuk fakültesine giren öğrencinin ilk öğrendiği hukuk ilkelerinden birisi özel yasa ile genel yasa karşı karşıya geldiğinde özel yasanın dikkate alınacağıdır. MİT yasası özel yasadır, CMK 250 genel yasadır. Burada özel yasa dikkate alınmamış, farklı hukuk yorumlarına sığınılarak bir oldu bitti yapılmak istenmiştir. Bugün yapılan yeni bir yasa çıkarmak, yeni bir koruma kalkanı oluşturmak değil, hiçe sayılan özel yasayı belirgin hale getirmektir.
MİT'çilerin yargılanmasının Başbakan'ın iznine tabi olması, bu işin doğası gereğidir.
Peki bu düzenleme yargıyı devre dışı bırakmak, yargılamaları engellemek anlamına mı gelmektedir? Kesinlikle hayır... Eskiden varolan ama bir kez daha teyid anlamına gelen yeni düzenleme hukuki süreci baltalamak, yok saymak, ortadan kaldırmak anlamına gelmemektedir. Başbakan'ın izni yine hukukun denetimine tabidir. Başbakan'ın izin vermesi veya vermemesi Danıştay'a gidilmesi halinde yargının söyleyeceği son söze bağlıdır.
Nitekim Hrant Dink meselesinde Başbakan, vali ve yetkili makamlar onlarca kamu görevlisi için 'soruşturma izni ' vermiştir, ama Danıştay bunları iptal etmiştir. Yani Başbakan'ın iznine rağmen idari yargı soruşturma iznini ortadan kaldırmış, suç isnat edilen kişilerin yargılanmasına geçit vermemiştir. Peki o zaman niçin kimse çıkıp da Danıştay'a örtbas suçlaması yapmamıştır?
MİT konusunda kimi suça karışan elemanlardan bahsediyor, kimisi Oslo görüşmesinden... Yani bir çok kişi meselenin bazı boyutlarının 'siyasete müdahale, siyaset mühendisliği' olduğu düşüncesindedir. AK Parti'nin böyle bir konuda siyaseti, demokrasiyi ve milletin emaneti olan iktidar alanını korumaya çalışması son derece normaldir. İşin kriminal tarafı ayrıdır. Meselenin bir çok boyutu vardır ve bunların ayrı ayrı ele alınması gerekir. Toptancı bir yaklaşımla hükümeti suçlamak, yapmadığı ve yapmayacağı işleri peşinen hükümete yıkmak insaflı bir yaklaşım olmayacaktır.
Siyasete müdahale tartışmalarını es geçen muhalefetin hükümeti çete kurmakla suçlaması bugüne kadar hiçbir olayda demokrasiden yana duruş sergilemeyen çarpık tutumunun bir devamıdır.
Yeni düzenlemeyle MİT veya iktidarın kararları denetimsiz kalmamakta, yargıya kapanmamaktadır.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019