Hadi ULUENGİN
TAKSİM Parkı’nda süren didişme var ya, aslında Amerika’yı tekrar keşfediyoruz.
Zira daha atmışlı yılların sonundan itibaren refah toplumları bunu çoktan yaşamıştı.
Pek çok Batı kenti bugün İstanbul’dakine benzer olaylara sahne oldu.
Zaten de Francesco Rosi’nin beyaz perdeye aktardığı ve Napoli’deki yıkım- inşaat dalaveresini işleyen “Şehrin Gaspı” adlı yapıt o dönem en kült filmler arasında yer alıyordu.
“Yeni sol” (!) teorisyenler ise konuya dair cilt cilt kitap yayımlıyordu.
Kent mücadelesi literatüre sınıf mücadelesinin modern varyantı olarak giriyordu.
***
BRÜKSEL’de yaşarken Kuzey İstasyonu’ndaki istimlâk dolayısıyla bunlardan birine ben de katılmıştım. Hatta buldozere taş attığımdan zaptiye tarafından derdest bile edilmiştim.
Zaten aynı gün, alagarson saçlarıyla pek hoşuma giden ama farklı fraksiyondan olduğu için yüzüne bakamadığım bir kız da yıkılacak evlerden birine kendini zincirle bağlamıştı.
Mahalle Komitesi’nin popüler bir müziğe uyarladığı şarkı da şöyleydi: “Kapitalizm yerimizden kımıldatamaz/ Belediye konut vermedikçe/ Kimse bizi kümese tıkıştıramaz.”
***
GÖRDÜĞÜNÜZ gibi, kırk küsur yıl önce de refah toplumlarının kentlerinde yaşanan olaylar ve devreye giren aktörler Sulukule’den, Tarlabaşı’ndan, Taksim’den farklı değildi.
Yani, şu veya bu otorite şehir dokusundaki değişimi ve ortaya çıkan ihtiyaçları mazeret göstererek yine eskiyi yıkmak istiyor, bunu reddedenler de yine direnişe geçiyordu.
Bazen semt sakinlerinin de dâhil olduğu, fakat esas olarak sol militanların başı çektiği bu direnicilere göre istimlâk projelerinin arkasında hep spekülatörlerin hayaleti seçiliyordu.
Kent mücadelelerine ilişkin tezler daima ve daima, kumpasın parti- belediye- müteahhit üçgeninde kurulduğu ve metrekareyi ucuza kapattıktan sonra da yeni yapılacak mesken veya ofisin fahiş fiyatla satılarak dev kâr sağlandığı iddiaları üzerine oturtuluyordu.
Doğru muydu ve doğru mudur!
***
BAZEN evet, bazen hayır! Hatta belki çoğu defa evet ama yine de her zaman değil!
Cinnet yıllarını noktaladıktan ve yaş kemale erdikten sonra bu tür genellemelere çok ihtiyatlı yaklaşıyorum. Artı, illâ öküz altında buzağı keşfetmek refleksine de uzak duruyorum.
Dolayısıyla Taksim konusunda da kesin bir fikrim ve hükmüm yok! Mütereddidim.
Tabii ki ağaçların kesilmesini onaylamıyorum. Fakat atadan bir İstanbullu olarak da, zaten hiçbir zaman tekin addedilmemiş Gezi Parkı’nın adına rağmen pek “gezi” (!) mıntıkası olmadığını ezelden beri bildiğim için pireyi deve yapmak tepkiselliğine prim vermiyorum.
Bir orta yol formülü bana daha makul, daha meşru ve daha uzlaşmacı geliyor.
Üstelik dediğim gibi, kent mücadelesi feleğinden çoktan geçmiş olduğum için Taksim’deki olayın çevreci ve insancı bir “siyaseten doğruculuk” maskesi arkasında esas itibariyle iktidar karşıtı bir bilek güreşine dönüştürüldüğünü göremeyecek kadar kör ve saf değilim.
Fakat direniş yine de çok hoşuma gidiyor.
***
ÇOK hoşuma gidiyor, çünkü cicili biçili sırt çantalarıyla rengârenk kamp çadırlarına girip çıkan o“muhalif gençler” kendileri aksini iddia etseler bile aslında hem bizzat eylemin niteliğiyle, hem de hâl ve oluş tarzlarıyla ciddi bir refah toplumunun göstergesini sunuyorlar.
Kırk- elli yıl önce Batı’da gerçekleşmiş kent mücadelelerinin yeni aktörleri olarak aidiyetini taşıdıkları ülkenin ve şehrin bugün ulaşmış olduğu seviyeyi yansıtıyorlar.
Yani farkına varmadan reddettikleri şeylerin tezahürü olarak ortaya çıkıyorlar ki, eğer parkın yerine AVM yapılırsa hiç şüphesiniz olmasın, reyonlarda ilkin yine onlar dolanacak.
Bunu şimdiden ispatlayamam ama “hayat parkı”ndaki gezinti gelecekte ispatlayacak!
http://www.taraf.com.tr/hadi-uluengin/makale-taksim-parki-hayat-parki.htm
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015