Nabi YAĞCI

Açlık grevleri ve bir kritik uyarı
16.05.2019
1194

 Açlık grevleri ölüm sınırına dayanmış ve hatta neredeyse bu sınırı aşma noktasına gelmiştir ama anaların feryadı dışında feryat eden yok, ya da çok cılız. Bunu Millet İttifakı için söylüyorum.

İki argümana dayanarak grevlerin artık bitirilmesi düşüncesinde olduğumu yazmıştım. Nedenlerimden biri içine girdiğimiz olağanüstü koşullarda zaten pek de duyarlı olmayan yani “yüreklerin kulakları sağır” olduğu durumda ve İstanbul seçimlerine odaklanmış bir kamuoyundan etkili seslerin yükselemeyeceği ve dolayısıyla buraya bel bağlanarak ölüm risklerinin göze alınmasının ve grevlerin sürdürülmesinin yanlış olacağı idi. Grevlerin hemen bırakılmasıyla ilgili ikinci nedenim ise Abdullah Öcalan ile avukat görüşmelerinin olması ve Öcalan’ın “ölümler olmasın” uyarısıydı. Fakat açlık grevleri şu saat itibariyle maalesef sonlanmadı.

23 Haziran seçimlerinde ne gibi dolaplar dönecek, ne gibi “derin stratejiler” ortaya çıkacak bunları geçmişten gelen deneylerle tahmin etmek mümkünse de tam olarak bilme imkânımız yok. Fakat bazı mantıklı yani spekülasyona gerek olmayan tahminler yapabiliriz.

Şurası açık ki Cumhur ittifakı bir yandan AKP ve MHP seçmenlerini konsolide etmek ve 31 Martta sandığa gitmeyenleri bu kez götürebilmek için devlet imkanlarını da kullanarak olağanüstü çalışacak. Tayyip Erdoğan da Bahçeli de ordugâhlarını İstanbul’da kurdular bile.

Yine her mantıklı düşünen insan iktidar bloğunun karşı bloğu yani Millet İttifakını bölmeye, en azından bu ittifaka oy veren seçmenler içinde kuşkular yaratmaya dayalı bir seçim taktiği izleyeceğini düşünür. İttifak içinde olan İYİ Parti bölmeyi düşündükleri hedefin başında gelir. İkincisi ise ittifaka dahil olmayıp dışarıdan destek veren HDP.

İYİ Parti üzerinde etkili olabilmeleri bölücülük-terör argümanlarına dayanmakla mümkün olabilir. Beka demagojisi bu kez daha şiddetle gündeme sokulacaktır. Bunlar artık yalnızca söylem düzeyinde etkili olamaz ancak yeni ve karanlık istikrarsızlaştırma eylemleriyle mümkündür ki bizi en çok korkutması gereken de budur. Umarım öyle bir uğursuz planın uygulanmasıyla karşı karşıya kalmayız.

Benim asıl dikkat çekmek istediğim husus ise açlık grevleriyle 23 Haziran ilişkisidir. Kritik uyarım dediğim budur.

Millet İttifakı hiç beklemediği bir yerden bir darbe yiyebilir.

Cezaevlerinden -düşünmek bile istemediğim şey, üst üste ölümler çıkması durumunda HDP seçmenlerinin nasıl davranacağını kimse kestiremez.

Dikkat edin HDP’nin demiyorum, HDP seçmenlerinin diyorum. HDP yönetimi 31 Martta izledikleri politikanın değişmeyeceğini açıklayarak iyi bir şey yaptı. Ne var ki, eğer aklıma bile getirmek istemediğim bu durum doğar ve açlık grevlerinde yeni ölümler olur ise HDP’nin merkezi politikası değişmese bile bu politikanın 31 Martta olduğu gibi tabanda uygulanabilirliğinin garantisini kimse veremez. Hele bir de Kürtlere yönelik yeni bir şiddet dalgası gelirse.

Unutmayalım ki HDP tabanı ve seçmeni Selahattin Demirtaş’ın “bağrımıza taş basacağız” çağrısıyla, yani kerhen sandığa gitmişti. Yine unutmayalım ki, İstanbul’da oy dökümlerinin detaylı incelemesini yapmışsanız eğer, çok olmasa da Kürtlerden de sandığa gitmeyen seçmenlerin olduğunu görmüşsünüzdür, aklıma getirmek bile istemediğim ölümlü durumun ortaya çıkması halinde bunun seçimlerde nasıl etkiler yaratabileceğini özellikle CHP kurmaylarının, seçim stratejistlerinin iyi düşünmesi gerekir. Yine unutmayalım ki İstanbul’da 31 Mart seçim sonuçlarına göre iki blok arasındaki fark büyük değildir, yani tek oy bile stratejik önemdedir.

Oysa CHP bugüne dek açlık grevlerine ve çocuklarını ölümden kurtarmak için çırpınan fedakâr, cefakâr Kürt analarına polisin gösterdiği olağanüstü şiddete karşı gereken ölçüde tepki ve duyarlılık göstermemiştir. Aynı şekilde Kürtlerin kazandığı bazı belediyelerin başkanlarına mazbatalarının verilmemesine de.

CHP’nin Kürtlerle, HDP ile aynı fotoğrafta görünmeme geleneksel politikası hiç beklemedikleri yerden kendilerine vurabilir bu kez ve seçimi kaybettirebilir.

Dikkat ediniz, adalet, insanlık, vicdan lafları etmiyorum, bunlar adına tepki vermelerinden söz etmiyorum bile, son derece soğuk matematiksel bir hesaptan, seçim kazanmak için gereken hesaptan söz ediyorum maalesef.

Bu kritik durumu görmez ve tepkisizliğinizi sürdürürseniz, hesap hatasına düşerseniz korkarım sizi bu kez Demirtaş bile kurtaramaz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar