HDP eski eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksedağ ile ilgili olarak zaten hapiste olan için verilen yeni tutuklama kararı hukuk tarihine geçecek hukuk adına yüz kızartıcı bir uygulama oldu. Hangi siyasi görüşte olursanız olun bu ülkenin yurttaşı olarak ne olduğunu bildiğimiz halde bizdeki yargılamanın encamı açısından yine de utanç vericidir.

Şu anda demokrasi ve insan hakları için mücadelenin ancak tek hedefi olabilir: Cezaevlerinin boşaltılması. Elbette pek çok sorun var ama bütün sorunların birleştiği yer cezaevlerinin patlayacak denli dolmasıdır bugün. Öyle ki, tek adam rejimine muhalif sağdan ve soldan, inançlı insanlardan, inançlı olmayanlara, Kürtlerden Türklere, Alevilere; laiklerden, laik olmayanlara; kadınlardan çocuklara, gençlerden yaşlılara kadar her kesimden her yaştan insanlarımız zindanlarda. Artık mevcut cezaevlerinde yer yok yenileri yapılıyor.

Düne kadar Kürt anaları evlatları için sokaktaydı, yenilerde 12 Temmuz darbesi gerekçesiyle içeri atılan pek çok masum genç askerlerin anaları da ilk kez sokağa çıkıp evlatlarını istediler. Bu tepki son derece önemlidir.

Öte yandan son seçimlerden sonra halkın oylarını yok sayarak seçilen belediye başkanlarının yerine kayyum atamalarının içerde ve dışarıda, Avrupa parlamentosunda ve hatta AKP içinde bile tepki doğurduğu bir konjonktür vardı. Özellikle CHP’li seçilmiş belediye başkanlarının kayyumlarla birlikte Saraya çıkmasını hala şaşkınlıkla karşılıyorum. Bu fotoğrafa tepkiler geldi ama çok cılız, buna da çok şaşırdığımı söylemeliyim. Teslim etmeliyiz ki bu tablo Erdoğan’ın başarısı oldu ne yazık ki. Demokratik muhalefet açısından ise tam bir acizlik.

Uzatmayacağım. Bugün siyasi gündemin nabzı cezaevlerinde atıyor. HDP yöneticilerinin “yeni anayasa” hedefini öne çıkaran açıklamalarını da eleştireceğim. Bu ortamda ne anayasası? Düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde yeni anayasayı nasıl ve kimlerle tartışacaksınız? Yeni anayasa yapmayı bırakın tartışılması dahi imkânsız. Bu tür boş gündemlerle oyalanmak topu taca atmak olur. Yapılacak şey cezaevlerinin boşaltılmasını öne çıkarmaktır.

Bu tür siyasi mücadeleler belirli özneler olmaksızın başarı kazanamaz.

Selahattin Demirtaş tüm diğer insan hakları, hukuk ve özgürlük mücadelesi için hem içerde hem yurt dışında öne çıkmış bir özne durumundadır ve bu durum Demirtaş açısından anasının ak sütü gibi hak edilmiş bir konumdur.

SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A ÖZGÜRLÜK…