Sezin ÖNEY
Ukrayna’da, gösterilere ağır güvenlik güçleri müdahalesiyle, sayıları 100’e yaklaşan kişinin can kaybı…
Suriye’nin Kilis’le olan sınır kapısında patlama; 30 kadar kişinin öldüğü bir facia…
Türkiye’yi çevreleyen Güney ve Kuzey aksında, şiddet ve kaos…
Özellikle neredeyse Türkiye’nin içinde, El Kaide’den kopma IŞİD’in gerçekleştirdiği patlamanın haberleri, sanki çok uzak bir diyardan veriliyormuşçasına umarsız geçti gitti.
Söz konusu sınır kapısının Suriye tarafında kalması, ölenlerin Suriyeli olmaları, müthiş bir ilgisizlik, kayıtsızlık yaratmış olmalı medyada neyin yer alıp almayacağına, nasıl haberleştirileceğine karar veren birçok editörde.
O patlama, Türkiye’nin tarafındaki kapıda da olabilirdi.
Ölenlerin çoğu, Türkiye vatandaşı da olabilirdi.
İş lafa kalınca “Suriye halkı velinimetimiz”.
Bu açıdan bakıldığında, medyada birçok kronik hastalık, zaaf, beceriksizlik, cehalet var, “Alo Fatih” vakasına gelene kadar…
Hatta işin acıklısı, “Alo Fatih”, medyanın düştüğü en dip nokta değil.
Başbakan Erdoğan, tüm gücüne rağmen, hala medya ile olan işlerini, telefon açma gereği olarak hallediyor. İşin özünde biliyoruz ki, o telefonun açılmasına bile gerek olmadan, “görevşinaslık” yapacak medya mensupları da var.
“Alo Fatih” aslında, tamamen otokrasi batağına saplanmadan önce Türkiye’yi tutan son çivi…
Gerçekten ne olup bittiğinden bağımsız şekilde, toplumun bir kesiminin diğerine diş bilemesi, hınç duyması için, tamamen siyasi rant kaygılarıyla kurgulanan “Kabataş Vakası” da, herşeyden önce bir gazetecilik faciasıydı.
Kendilerini “morluk fetişizmiyle”, başkalarını aşağılayan “ahlakçı” tavırlarla yüceltmeye çalışan bir avuç “gazeteci”, yalan haber ve çarpıtmaların isteyerek aracı oldu.
Gazeteci, mesleği gereği şüpheci olmak zorundadır.
“Kabataş Fatihleri” gibi, kraldan fazla kralcılar, siyasi aktör ve aktrisler olmaya meraklılar var oldukça, kendilerini “gazeteci” sıfatıyla pazarladıkça medyanın “Alo Fatih” hali, “iyi hali” olarak kalacak.
Başbakan’ın, “Kabataş Fatihlerine” telefon etmesine gerek dahi yoktu.
“Mahallesizlik” imajıyla en iyi mahallelerde oturmak isteyenler...
Politik militan diğerleri...
Sahibinin sesliğini, sahibinin sesini duymadan da seslendiren ötekileri...
Bu gibiler, yakında medyanın tek gerçeği olacak.
Yakında telefonun da açılması da mevzubahis olmadan medya işleri, tam Başbakan’ın istediği gibi olacak.
İyi tarafından bakarsak...
Propaganda, sansür ve karartmanın hâkim olduğu medya düzenleri, en fazla kaç yıl yaşayabiliyor?
Politbüro’nun egemenliğindeki Sovyetler Birliği, ne kadar dayanabildi?
Bir yandan, Stalinist Sovyetlere giderek daha fazla benziyor Türkiye… Öte yandan da, bölgesel bir “küçük Amerika” olmak hayalinde. Emperyal güç olarak sınırlar ötesine hükmetme, CIA gibi istihbarat ağına, Pentagon gibi ordu gücüne sahip olma rüyalarına…
Ve tabii, hem Sovyetler hem de ABD gibi, güvenlik güçlerinin silahlarını altın bilezikler gibi dizi dizi düzmeye, takıp takıştırma hevesine de sahip.
Kötü tarafından bakarsak...
Silahlanma ve “askerleşme” gibi vahametlerden geri çok zor.
“Ordunun son mücevheri”, devasa AWACS uçağı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’ndan oluşan yeni kutsal üçlemenin, “Barış Kartalı” olarak tanımladığı bir savaş makinesi.
“Barış Kartalı”, bir haberde şöyle tanıtılmış:
“Havadan uyarı ve kontrol sistemi’ (AWACS) uçakları projesinde Türkiye, Amerika’ya 637 milyon dolar ödedi. Toplamda ise proje kapsamında Ankara’nın cebinden çıkacak para 1 milyar 385 milyon doları bulacak... Söz konusu uçak, Türk hava sahasında görev aldığı bölgeye göre Karadeniz’in tamamını, Avrupa sınırını, İran, Irak, Suriye ve Ermenistan gibi ülkeleri gözleyebilecek. 10 saat uçacak bir devriye boyunca ve toplamda 4 milyon kilometrekare alanı gözleyecek”.
Türkiye’nin kendi içini gözleme takıntısı yetmedi, bir de sınırlar ötesine yöneliyor (Suriye’den sonra yine) devletin gözleri.
Siyaset ye medyadaki, böyle “dostlarla” da, düşmana ihtiyacı yok Türkiye’nin.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024