Pelin CENGİZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ağustos 2014'te Başbakanlık koltuğunu teslim ettiği Ahmet Davutoğlu, kazandığı iki seçime rağmen geçen hafta bu görevden ayrıldığını, bir daha aday olmayacağını açıkladı. Davutoğlu’nun ayrılık konuşmasının satır araları incelendiğinde, ayrılığında kendi isteğinin dışında başka birtakım faktörlerin rol oynadığı, sitemlerinden kimilerine kırgın olduğu anlaşılıyor. Kopuşa giden süreci, siyasi açıdan ve Başbakanlığı süresince Erdoğan ile düştüğü fikri ayrılıkları açısından anlayış farkının derinleşmesinin tezahürü olarak özetleyebiliriz.
Her ne kadar verilen vaatler, altına imza atılan sözler, Meclis’ten geçirilen kararlar Erdoğan’ın gölgesinde kalıyormuş gibi görünse de, günlük sıcak siyasi gelişmeler esnasında gözden kaçan veya yeterince üzerinde durulmayan pek çok konuda Davutoğlu’nun izi var. Bunların arasında Davutoğlu döneminin önemli ekolojik olaylarına odaklansak neler görürüz? Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde çevre ve yaşam alanlarına saldırı, talanın ve rantın köpürtülmesi adına neler yaşandığına, hangi kararların alınıp, hangi yasal düzenlemelere gidildiğine dair birkaç örneğe göz atalım.
Göreve geldikten sonra yaptığı en çarpıcı açıklamalardan biri Ekim 2014’te nükleere ilişkin oldu. “3. nükleer santral için talimatı verdim” diyen Davutoğlu, yeterli insan unsurunun yetişmesinin ardından 3. nükleer santralin yüzde 100 milli olmasını istediklerini kaydetti. Suya atılan taş misali halka halka 3. nükleer santral projesi lafı dolaşıma girdi, bir süre sonra net şekilde dünyada eşi benzeri olmayan coğrafyaya sahip İğneada’nın adı telaffuz edilmeye başlandı.
Aynı Davutoğlu, 2014’te yine “Her şeyde gecikme, belli bir takım plana uymamalar zamanla telafi edilebilir fakat çevre ve şehir söz konusu olduğunda kaybedilen 1 saniyenin bile bedeli, vebali ağır olur. Belediye başkanlarımıza özellikle söylüyorum. Şehirlerimizi muhafaza edin" diyordu.
Ocak 2015’te altı yıl aradan sonra Türkiye, Davos’ta her yıl yapılan Dünya Ekonomik Forumu’nda Başbakan düzeyinde temsil edildi. Davutoğlu, orada “enerji ve iklim önemli gündem maddelerimiz olacak” dedi, G20 liderlerine, ekonomi ve ticaret bakanlarına “insanlığın iklim bakanlığı” gibi davranma çağrısında bulundu. Ancak, Davutoğlu Başbakanlığı döneminde çubuğu hep en kirli enerjilere doğru kırarken, iklimin adı sadece konuşma metinlerinde dolgu malzemesi olarak kaldı.
Başbakanlığı esnasında “çılgın proje” açıklamaya hevesli siyasetçi kervanına Davutoğlu da katıldı. Şubat 2015’te yaptığı bir açıklamada, İstanbul Boğazı’na yapılacak üç katlı geçiş tüneli mega projesini yapılacağını söyledi, “Üç katlı büyük İstanbul tüneli projesi sembolik bir anlamda taşıyor. Üç kat demek üç imparatorluk demek” dedi.
Takvimler Ekim 2015’i gösterdiğinde Davutoğlu, Karadeniz’de “turizmi geliştirme” gerekçesiyle sekiz ilin yaylalarını birleştirmeyi amaçlayan Yeşil Yol projesinin doğaya zararı dokunmayacağını, tek bir yaylanın tarumar edilmesine izin vermeyeceklerini savundu. Davutoğlu, bölge halkının itirazlarına ve eylemlerine karşın devam ettirilen proje için tuhaf açıklamalarda bulundu: “Dünyanın her yerinden insanlar gelsin Karadeniz’in yaylalarına aşık olsun, havasında şifa bulsun diye bu projeyi yapıyoruz. Türkiye’nin her köşesindeki çevre aşıkları olan bizler adına söylüyorum; bizler sarı çiçekle konuşan Yunus Emre’den ilham almışız. Tek bir sarı çiçeğin ezilmesine izin vermeyiz. Tek bir yaylanın tarumar edilmesine izin vermeyiz. Kötü yapılaşmayla o doğanın bozulmasına izin vermeyiz. O yollar doğayı bozmak için değil, doğaya ulaşıp rabbimize şükretmek için yapılıyor. Yeşil Yol bu felsefeyle yapılmaya devam edecek.”
Orman, mera, sulak alan, milli park şeklinde statülendirilmiş çeşitli doğal alanların devletin sistemli şekilde sermayenin talanına açılmasına yönelik uygulamalar Davutoğlu döneminde de tüm hızıyla sürdü. Ekim 2015’te Mera Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklerle birinci sınıf mera alanları 20 yıllık ot bedeli karşılığında inşaata açıldı.
Aralık 2015’te açıkladığı 64. hükümetin 2016 yılı Eylem Planı’nda, yol açacağı ekolojik yıkımların defalarca anlatılmasına ve tüm itirazlara rağmen Kanal İstanbul projesinin gündemde olduğunu bir kez daha gözler önüne sererek, projenin yapımı ve işletmesiyle ilgili yasal düzenlemelerin gerçekleştirileceğini söyledi.
Davutoğlu’nun belki de çevreye yönelik en büyük darbeyi vuran kararlarından biri de Şubat 2016’da, yerli kömürle ilgili yatırım süreçlerinin hızlandırılması için yayımlanan genelgesi oldu. Genelge, linyit sahalarının özel sektöre devredilmesi; Trakya Ergene, Afşin-Elbistan ve Konya Karapınar’a linyite dayalı termik santral kurulması; yurt dışında da kömür aranıp çıkarılması, Türkiye'nin kömürden elektrik üretiminin 2016 sonunda 43 milyar kw/saatten 57 milyar kw/saate yükseltilmesi gibi maddeler içeriyordu.
Mart ayında ise tam bir ekoloji kıyımına yol açan 3. köprünün açılışını Erdoğan ile birlikte yaptı.
Başbakanlığı döneminde yaşadığı en büyük gerilim alanlarından biri hiç şüphesiz Cerattepe’deki direnişe dair oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cerattepe'deki maden faaliyetlerine karşı eylem yapanlara “Bunlar yavru Gezicilerdir” derken, Davutoğlu Yeşil Artvin Derneği heyetini kabul ederek, şirketin Cerattepe'deki çalışmalarının hukuki süreç bitene kadar durdurulduğunu açıkladı. Davutoğlu’nu kim yanılttıysa artık, Cengiz Holding’in avukatlığına soyunarak, “Çevre zarar görmeden maden çıkarılacak” gibi gülünç açıklamalar yaptı. Oysa mahkeme projenin uygulanma aşamasında 50 bin 300 ağacın kesileceğini söylemişti.
Mayıs 2015’te temel atma törenine katılan Davutoğlu, Yassıada’nın İstanbul’un Camp David’i olacağını belirterek, “Yassıada’yı arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığı barış adasına; müze ve kongre merkezine dönüştüreceğiz. Yeşil alan kesinlikle bugünkünden fazla olacak” demişti. Ama Davutoğlu’nun bu açıklamasından bir yıl sonra Yassıada’daki tüm ağaçların kesilerek adanın dümdüz edildiğini ortaya koyan fotoğraflar medyaya yansıdı.
Mart 2016’da yaptığı bir konuşmada ise, “İstanbul’umuzda tarihi dokuya, çevre dokusuna aykırı hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceğiz. Dikey mimari yerine, İstanbul’un dokusuna uygun yatay mimariyi esas alacağız” ifadelerini kullanmış, yine “ilahi Davutoğlu” dedirtmişti.
İçinden yıllardır geçmekte olduğumuz doğa ve yaşam alanları kırımına dair Davutoğlu’nun hiçbir hassasiyeti, en ufak bir özgünlüğü olmadı. AKP iktidarlarının rant, talan ve gaspa dayalı, yandaş sermayeyle iş tutan, inşaat, enerji ve altyapı projelerine dayanan ekonomik modelini değiştirmeye yönelik bir adım atmadı. Çevre ve yaşam alanları savunucularının sesine pek kulak vermedi. Sadece doğa değil elbette, tarihi ve kültürel pek çok varlık da bu saldırgan zihniyetten nasibini aldı. Kömürü, nükleeri, madenleri teşvik ederken, ekolojik kıyıma neden olan projeleri övdü, bizzat içinde oldu, söylediklerinin hepsi sözde kaldı, icraatta tam tersi oldu. Özetle, Türkiye’de ekoloji mücadelesi verenler Davutoğlu’nu hiç mi hiç özlemeyecek.
PELİN CENGİZ / HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022