Gülay GÖKTÜRK
1915'te yaşanan büyük trajedinin yüzüncü yılı yaklaşırken karşılıklı "hazırlıklar" da, gerginlik de artıyor.
Dün, hükümetten gelen karışık sinyallerden söz etmiştim. Bir yanda Ermeni açılımını yeniden canlandırmak için atılan adımlar ve Davutoğlu'nun umut veren sözleri var. Öte yanda da hükümetin 100. yıl hazırlıkları kapsamında yaptığı açıklamalar...
"Ermeni yalanlarının açığa çıkarılması, diasporanın hamlelerine etkin hamlelerle karşılık verilmesi, resmi tezi güçlendirecek toplantı, konferans ve yayın çalışmalarının hızlandırılması, uluslararası alanda lobi faaliyetleri, diplomasi ve ekonomik müdahalelerle Ermeni diasporasının provokasyonlarına set çekilmesi" şeklinde özetlenebilecek bu hazırlıklara bakıldığında anlaşılıyor ki, devlet cephesinde pek yeni bir şey yok... Bu hazırlıkların hiçbiri mevcut durumu düzeltmek üzere planlanmıyor. Sadece varolan saflaşma ve inatlaşmayı sürdürmek amaçlanıyor. Bir başka deyişle, her yıl nisan ayında söylenenleri, 100. yıl münasebetiyle daha da kuvvetle, daha etkili bir biçimde söylemek üzere hazırlanıyor devletimiz, başka da bir şey değil...
Kilit, acıyı paylaşabilmek
Oysa, yaşanan tıkanıklık 1915'te olup bitenlere isim koyamamaktan kaynaklanmıyor. Resmi tezi güçlendirmek üzere iki araştırma daha yapsanız, iki kanıt daha bulsanız ne olacak? Asıl sorunumuz bugün hâlâ 1915'te olan bitenler hakkında hissettiklerimizden kaynaklanıyor. Dünya bizden kendimizi cani gibi hissetmemizi beklemiyor ama biraz empati bekliyor. Dedelerimizin yaptıklarını hâlâ haklı mı buluyoruz? "Onlar da bizimkileri kesti" pişkinliği içinde miyiz hâlâ? "Savaş sırasında olur böyle vak'alar" vurdumduymazlığı içinde İttihatçılar'ın suçlarının üstünü kapatmaya mı çalışıyoruz? Yoksa geçmişte yaşananlar hakkında samimi bir üzüntü, samimi bir kınama içinde miyiz?
Davutoğlu'nun şu cümlesi, sorunu açacak kilidi veriyor elimize: "Türkiye, kendi diasporası olan Ermeniler'le acıyı paylaşabildiği anda sorun çözülecek."
Öyleyse, 100. yıl için yapılacak hazırlık, asıl olarak kendi içimizde yürüteceğimiz psikolojik bir hazırlık olmalı. Empati yeteneğimizi yükseltmeli, onların acılarını samimiyetle paylaşmalı ve bunu sözlerimizle, jestlerimizle ortaya koymanın yaratıcı yollarını bulabilmeliyiz.
Tabii şu anda böyle bir hazırlığın önünde durmaya yeminli bir cephenin varlığını da bilerek...
"Yeni Türkiye" kurulacaksa...
Bu cephenin sözcüleri, Davutoğlu'nun "Tehciri benimsemiyoruz, gayriinsanî bir uygulama"lafı üzerine alarma geçtiler. Bakın o cephenin sözcülerinden Yusuf Halaçoğlu ne diyor: "Ahmet Davutoğlu'nun veya hükümetin bıraksanız sözde soykırımı kabul edecek bir anlayışa sahip olduklarını görürsünüz. Davutoğlu'nun o cümlesi Ermeniler'e karşı tavizler vermeye hazır olduklarının göstergesi. Kamuoyundan çekinmeseler bugün çok hızlı bir şekilde Ermeni soykırımını da kabul ederler."
Aynı cephenin bir diğer sözcüsü Mehmet Perinçek ise Davutoğlu'nun tutumunu şöyle değerlendiriyor: "Türkiye'nin şimdiye kadar kritik konularda kırmızı çizgileri vardı. Ermeni meselesi, Kıbrıs meselesi gibi konularda hangi hükümet gelirse gelsin bu konularda çok farklı politikalar uygulanmazdı. Fakat AKP hükümeti bu Türkiye'nin temel kırmızı çizgileri konusunda tamamen farklı bir çizgi izliyor. Bunu da Ermeni açılımıyla ortaya koydular."
Kırmızı çizgili vesayet döneminin özlemi içindeki bu cepheden gelen itirazlar bile, bize ne yapmamız gerektiğini göstermeye yetiyor aslında...
Eğer "Yeni Türkiye" kurulacaksa, siyasetin önüne çizilen bütün kırmızı çizgiler aşılarak kurulacak. Büyük felaketin 100. yılı, vesayetçilerin Ermeni meselesinde çizdikleri kırmızı çizgilerin tamamen aşıldığı yıl olabilir.
Toplumun sağduyusuna ve vicdanına güvenmenin ve cesaretle davranmanın zamanı... Bir kere daha!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015