Gülay GÖKTÜRK
Avrupa’da demokrasiye bir şeyler oluyor.
Yeni değil, uzun zamandır adım adım ilerleyen sinsi bir süreç bu ve benim epey zamandır kafamda döndürüp durduğum bir konu...
Eğer Avrupa’nın burnu büyük “demokratları” gazetelerinde gün aşırı bizim demokrasimizi yerin dibine sokup durmasalardı; bizim “ilerici-demokratlarımız” da o satırları gün aşırı bizim kafamıza kakıp, “Bakın, dünya demokrasisinin sınav jürisi bizi nasıl sınıfta çaktırıyor” deyip durmasalardı, belki kafamdaki fikirlerin iyice yerli yerine oturması için daha bir süre bekler, bu yazıyı şimdi yazmazdım.
Ama artık konuya bir ucundan girmem gerekiyor:
Benim görebildiğim şu ki, Eski Kıta’da demokrasi derinliğini kaybediyor; sığlaşıyor, yüzeyselleşiyor. Demokrasiye ilişkin temel yapılar ve kavramlar içten içe koflaşıyor ama dıştaki cilalı kabuk bu koflaşmayı saklıyor; çoğunluk sadece o cilalı kabuğa bakıp “Ne mükemmel demokrasimiz var” diye gururlanmaya devam edebiliyor. Hatta sadece onlar değil, bizim gibi dışarıdan bakanların büyük çoğunluğu da sadece o kabuğu görüyor; örnek gösteriyor; ama içteki koflaşmayı fark edemiyor.
Parlamentolar işlevsizleşiyor
Koflaşmanın en bariz olduğu nokta, aynı zamanda demokrasinin de özü olan şey; yani halkların kendi kendini, seçtiği temsilcileri aracılığıyla yönetme hakkı...
Avrupa halkları kendi kendilerini yönetme hakkını çeşitli biçimlerde kaybediyor; kâh yargıya kaptırıyor; kâh AB bürokrasisine... Yargının siyaseti erozyona uğratıcı etkileri günbegün daha gözle görülür hale geliyor. Avrupa siyasetinde giderek daha çok mesele siyasi olmaktan çıkıp “hukuki bir tartışma” konusu haline gelmiş durumda. AB tarafından çıkarılmış bir yığın yasa, yönetmelik, sözleşme, parlamentoların elini kolunu bağlamış. İşçi-işveren ilişkileri, çevre politikaları, çocuk hakları, göçmen yasaları, kadın meseleleri, bütün bu konular parlamentonun, yani seçmen iradesinin “dokunamayacağı” bir alana; hukuki alana taşınmış durumda.
Daha da vahimi, AB üyesi ülkelerin seçilmiş parlamentolarının, bütçe yapma yetkilerini büyük ölçüde kaybetmiş ve mali politikalar üzerindeki milli iradenin AB bürokrasisine devredilmiş olması. Düşünün ki, 2011 yılında krizdeki ülkeleri “kurtarmak” için getirilen “çözüm” uyarınca, tüm euro devletleri yapısal açıklarını milli hasılanın belli bir yüzdesinin altında tutmak zorunda bırakıldılar. Parlamentolar, vergi politikalarından para politikalarına ve istihdam politikalarına kadar ekonominin bütün makro kararlarını Avrupa Birliği normlarıyla “uyumlulaştırmak” zorundalar. Oysa bize şimdiye kadar, demokrasinin özünün ortak paranın nasıl harcanacağına birlikte karar vermek yani bütçe yapmak olduğu öğretilmemiş miydi?
Avrupa’yı tek bir ekonomik-kültürel-siyasi havza haline getirmenin bedeli, ulusal parlamentoların neredeyse işlevsiz hale gelmesi oluyorsa, bu büyük bir demokrasi çıkmazı değil midir?
Avrupa Parlamentosu ne kadar temsil ediyor?
Peki Avrupa Parlamentosu, ulusal parlamentoların zayıflamasının yarattığı temsil açığını kapatabiliyor mu? Aslında bu soruya, bizzat AP yetkileri bile olumlu cevap veremiyorlar. “AP’yi Avrupa ülke halklarına daha yakınlaştırmanın yollarını aramalıyız” tarzı ifadeler de bunu ortaya koyuyor.
Her geçen gün biraz daha büyüyen ve hantallaşan Brüksel bürokrasisinin kontrolü altındaki AB, Avrupa halklarının eğilimlerini, istek ve taleplerini temsil etmekten çok uzak. Evet, tartışmalar olmuyor değil; ama sonuçta bu tartışmalar AB’yi tartışılmaz patron olan bir-iki ülkenin düdüğünün öttüğü bir yapı olmaktan çıkaramıyor.
Zaten Avrupa seçmeninin, hem ulusal parlamento seçimlerinde hem de Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sandığa gitme isteksizliği de bu kopukluğun bir ifadesi…
Evet… Seçimlerde oy kullanma oranlarındaki sürekli düşüş Avrupa’nın yaşadığı bir başka büyük demokrasi sorunu olarak çıkıyor karşımıza. Seçilmişlerin temsil gücünü, parlamentoların meşruiyetini zayıflatan bu tablo, demokrasinin içini boşalması, koflaşması, giderek biçimsel bir hal almasının en önemli göstergelerinden biri.
Yarın devam edeceğim…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015