Gülay GÖKTÜRK
Seçim anketleri önümüzdeki mecliste 4 partili tablonun süreceğini; iki büyük partinin oylarını birkaç puan artıracaklarını, buna karşılık iki küçük partinin birkaç puan oy kaybedeceklerini gösteriyor. Yani uçlar zayıflarken merkeze yönelim güçleniyor.
Bu tablonun 1 Kasım’da sandıktan ya ucu ucuna bir AK Parti iktidarı ya da çok geniş tabanlı bir AK Parti-CHP koalisyonu çıkacağının işaretini verdiğini söyleyebiliriz.
Gerçek şu ki, bu iki seçenekten hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin; ister tek başına AK Parti iktidarı, isterse büyük koalisyon çıksın sandıktan, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin hem siyasi hem de toplumsal istikrara kavuşmasının yolu bu iki partinin işbirliğinden geçiyor.
Bu işbirliği, hem AK Parti’nin, hem CHP’nin hem de Türkiye’nin ihtiyacı.
Yorgun, bıkkın ve endişeli bir toplum var karşımızda. Siyasi düşmanlıklardan, iç kutuplaşmadan, uluslararası komplolardan ve terörden yorgun düşmüş, geleceğe güvenle bakamayan, her an uluslararası bir komploya kurban gitme, iç savaş kışkırtmalarıyla karşı karşıya gelme endişesi yaşayan, siyasi ve toplumsal alanda yaşanan olumsuzlukların ekonomide yarattığı ve yaratacağı tahribattan korkan bir toplum...
Bu tablo uzun süre böyle taşınamaz.
Sandıktan koalisyon çıkması halinde, toplumda bir rahatlama ve bekleyiş havasının doğmasını bekleyebiliriz.
Ama 7 Haziran’da ortaya çıkan koalisyon ihtimalinden sonra 1 Kasım’da AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar olması, muhalif kesimlerin umutsuzluğunu ve öfkesini daha da artırıp bu tabloyu daha da ağırlaştırabilir ve iktidar partisini ülkeyi yönetemez hale getirebilir.
Bu kötü senaryo ancak bir şekilde önlenebilir.
AK Parti’nin tek başına iktidar olsa bile, daha ilk günden başlamak üzere “yönetişim” anlayışına uygun bir biçimde davranacağının işaretlerini vermesi, en başta ana muhalefet partisi olmak üzere dışlandığını hisseden bütün kesimlerle çok yönlü iletişim içine girmesiyle...
Önümüzdeki dönemde AK Parti’den asıl beklentimiz, daha büyük bir hızla daha çok iş yapması değil; belki daha yavaş ama daha çok insanı da işin içine katarak iş yapması; kıra döke ilerlemek yerine ikna ede ede, çoğunlukla uygun adım ilerlemesi; başkalarıyla birlikte yapabileceği hiçbir işi tek başına yapmaması ve bütün başarıları paylaşmayı bilmesi olmalıdır. İçinden geçtiğimiz darboğaz iktidar partisinin CHP’yle işbirliğini hayati bir mesele haline getiriyor. AK Parti’nin bütün temel meselelerde CHP’yle görüş alışverişinde bulunması, her konuda yeterli bilgilendirme yapması ve konsensüs araması, hatta hatta sanki koalisyon ortağı imiş gibi davranması Türkiye’nin istikrarı açısından en önemli mesele.
Aynı işbirliği tutumuna CHP’nin de ihtiyacı var.
CHP’nin, koalisyon görüşmeleri sırasında takındığı yapıcı tutum sayesinde kazandığı sempati, bu partinin geçmişteki negatif siyaset tarzını bırakıp yapıcı muhalefete geçebilirse, giderek yükselen bir parti olacağını ortaya koydu.
CHP’nin, daha da büyüyebilmek için geçmişteki gibi sürekli rejim mücadelesi veren bir parti olmadığını, her şeyi engelleme politikasını terk etiğini ve bu ülkeyi yönetebilecek liyakata sahip olduğunu ispat etmeye ihtiyacı var. Koalisyon ortağı olursa, bunun için iyi bir fırsat doğacak.
Ama değiştiğini ispatlamak için ille de koalisyon ortağı olmaya ihtiyacı yok. Yapıcı bir muhalefet tarzı benimser ve olumlu icraatları kompleks konusu yapmadan destekleyen bir parti haline gelirse, özellikle de terör ve uluslararası komplolar karşısında kararlı bir tutum alabilirse, bunun meyvesini mutlaka toplayacaktır.
İşin iyi yanı şu ki, hem AK Parti hem de CHP, Türkiye’nin bu iki partinin kavgasına değil işbirliğine olan ihtiyacının farkında görünüyor. Koalisyon görüşmeleri olumsuz bitmesine rağmen, o dönemden beri bu iki partinin birbirlerine karşı düşmanca tutumdan sakınması, son olarak Davutoğlu tarafından yapılan centilmenlik anlaşması çağrısına CHP’den hemen olumlu karşılık gelmesi siyaset arenasında son yıllarda tanık olduğumuz en güzel gelişmeler.
Umarız ki, bu yaklaşım sadece seçim kampanyasıyla sınırlı kalmaz; 1 Kasım’dan sonra Meclis’te de devam eder.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015