Atilla YAYLA
HSYK için 12 Ekim'de yapılacak seçimle adlî ve idarî kürsü hâkimleri HSYK'nın 10 üyesini seçecek. Bu seçimler olmaması gerektiği kadar önem kazandı. Bunun sebebi, bürokrasi içindeki otonom yapılanmanın bütün gücüyle kalesi gördüğü HSYK'yı elinde tutmaya çalışması. HSYK ilk defa göz önüne gelmiyor. 2010 referandumundan önceki HSYK yapılanmasının yarattığı sıkıntılar da vardı. Tamamen bir kooptasyon sistemine göre oluşan ve ulusalcı çevrelerin kontrolünde olan dönemin HSYK'sı Ergenekon ve Balyoz yargılamalarını önlemek için epeyce çalıştı. Referandumla daha çoğulcu bir HSYK oluşması istenmişti. Ancak, CHP'nin başvurusu üzerine AYM'nin seçimlerde her yargı mensubunun tek oy kullanabilmesi sistemini iptal etmesi ve hem iktidar partisinin hem yargı çevrelerinin otonom yapılanma karşısında saflığı HSYK'nın otonom yapılanmanın kontrolüne girmesine sebep oldu. Söz konusu yapının 7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı operasyonuyla başlayan iktidara karşı eylemler dizisi HSYK yapılanmasından büyük destek ve cesaret aldı.
Gerek iktidar gerekse yargının diğer mensupları bunun böyle gidemeyeceğinin farkında. Bu yüzden seçimler haddinden fazla önem kazandı. Medyaya yansıyan haberlere ve yargı içinden konuşan kimselerin verdiği bilgilere göre seçimlerdeki başlıca gruplar şunlar: Yargıda cemaat egemenliğine son vermek için yola çıkan ve bünyesinde ulusalcı, muhafazakâr ve ülkücü isimler barındıran Yargıda Birlik Platformu, Yarsav ve Yargıçlar Sendikası, Demokrat Yargı ve Bağımsızlar. Cemaate yakın yargı mensupları ayrı bir yapılanma içinde görünmüyor. Bu onlara büyük bir hareket kabiliyeti kazandırıyor. Öyle görünüyor ki hem Yarsav - Yargıçlar Sendikası hem de Bağımsızlar üzerinden seçime girecekler. Bu da anlaşılır ve onlara yakışır bir şey, çünkü gizlilik ve farklı kimliklere bürünme sadece çalışma tarzları değil karakter özellikleri hâline de gelmiş bu kimselerin.
HSYK seçimleri yargı meselesini etraflı şekilde düşünmemizi ve ciddî bir hukuk reformu gerçekleştirmemizi zorunlu kılıyor. Liberal Düşünce Topluluğu içinde bu amaçla bir Hukuk Politikaları Merkezi kuruldu. Vahap Coşkun ve Levent Korkut'un eş başkanlığındaki merkez bu ayın sonlarından itibaren kapsamlı bir yargı reformuna yönelik sistematik faaliyetler gerçekleştirmeyi planlıyor. Başka çevrelerde de bu konulara kafa yoran, yormuş olan ve önemli fikirler serdeden kimseler var. Bu nitelikte bir kimseyi geçenlerde A Haber'de yayınlanan bir programda dinleme imkânı buldum: Kendisi de yargıç olan Doç. Dr. Uğur Yiğit. Yargıç Yiğit'in düşüncelerini ve önerilerini burada kısaca özetlemek istiyorum.
Anayasa'da egemenliğin millete ait olduğu ve milletin bu egemenliği yetkili organlar eliyle kullanacağı söyleniyor. Bu durumda söz konusu organların milletle bir bağının olması gerekiyor. Bu demokrasinin asgarî gereği. Yasama ve yürütme açısından bir problem yok. Yasama doğrudan millet tarafından seçiliyor, yürütme ise Yasama Meclisi içinden çıkıyor. Dolayısıyla, bu organlar hem toplumla bağlara sahip hem de topluma hesap verme imkân ve mecburiyetine. Aynı şey yargı için söylenemez. Yargının milletten yetkiyi nasıl aldığı ve millete nasıl hesap vereceği belli değil. Bu demokratik açığa ve meşruiyet yoksunluğuna sebep oluyor. Bu yüzden yargıya milletin elinin değmesi gerekli.
Bunun çeşitli yolları var. HSYK açısından bakarsak, HSYK üyelerinin millet tarafından doğrudan seçilmesi bir yol olabilir. Bu olmuyorsa atamaların parlamento tarafından gerçekleştirilmesi uygun olur. Bu zaten kullanılan bir yöntem. Sayıştay üyeleri Meclis tarafından seçiliyor. Aynısı pek ala HSYK için de yapılabilir. Ancak iş burada kalmamalıdır. HSYK bütçe yapmakta ve denetlenme imkânı olmayan yönetmelikler çıkartmaktadır. Böyle bir yetki verilen organ hesap vermeye de tabi olmalıdır. HSYK Meclis Adâlet Komisyonu'na bağlanmalı ve ona hesap vermelidir.
Yiğit'e göre yargı yatay örgütlenmelidir. Ama Türkiye'de ciddî bir dikey örgütlenme doğmuştur. Meslek bir çeşit askerlik mesleğine dönüşmüştür. Adâlet Bakanı'nın bakanlığı içindeki konumu Milli Savunma Bakanlığı'nda bakanın konumu gibidir. Bakan neredeyse göstermelik bir figürden ibarettir. İpler meslek mensuplarının elindedir. Adalet Bakanlığı'nın tüm kilit noktalarında yargı mensupları görev yapmaktadır. Bu da sakıncalıdır. Yargı sistemimizde yüksek tabir edilen mahkemelerin durumu da tuhaftır. Beş tane yüksek mahkeme var. Yüksek mahkeme bir tane olur. Bu çerçevede Yargıtay ve Danıştay yüzlerce hatta binlerce yargıcın çalıştığı hantal dev mahkemelere dönüşmüştür. Buralarda ciddî bir reform yapılmalıdır. Yargıtay üyelerinin sayısı 70'e Danıştay üyelerinin sayısı 60'a düşürülmeli ve istinaf mahkemeleri devreye sokulmalıdır. HSYK da dağıtılmalı ve yargıçlar için ayrı savcılar için ayrı birer kurul kurulmalıdır.
Yargı meseleleri sandığımızdan daha ciddî. Son olaylardan sonra yargıya güven iyice dibe vurmuş vaziyette. Kamuoyu araştırmaları toplumun %80'inin yargıya güvenmediğini gösteriyor. Ortalama insanlar yargı mensuplarının kanunlara ve vicdan ilkelerine göre hareket ettiğine, mahkemelerin adâlet dağıttığına inanmıyor. Yargının problemleri çok eskiye gidiyor, ama otonom yapılanmanın doğmasından sonra iyice ağırlaştı ve patladı. Bu yüzden, HSYK seçimleri çok önemli. Ancak, hükümet, muhalefet partileri ve adâleti gerçekten önemseyen etkili toplum kesimleri HSYK seçimleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın kaçınılmaz olarak gündeme gelecek yargı reformu hakkında kafa yormalı.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Emekli Amirallerin Bildirisi Neden Yanlış?
16.04.2021 - 23 Nisan 100’üncü Yılında Niçin ve Nasıl Kutlu Olsun?
24.04.2020 - Hükümetin Ekonomi Politikasındaki Temel Hata
12.02.2020 - Unutulan ve Unutturulan Mümtaz’er Türköne
13.11.2019 - Su Fiyatları Niye Artırılmalı?
28.07.2019 - Neler Haktır Neler Hak Değildir?
28.05.2019 - Demokratik totaliterizmin kısmî bir örneği: Amerikan totaliterizmi
22.05.2019 - Seçimi sınırları içinde tutmak
14.05.2019 - Seçim sistemimizi ıslah etmeliyiz!
12.05.2019 - AK Parti’nin Yersiz Telaşı
18.04.2019
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
Onur Dinçer
Emin Bey, size el insaf diyorum. Yazar yazısının üç yerinde mal varlığının Hazineye bağışlanmasına atıfta bulunmuş. Hangi karartmadan ve sessizlikten bahsediyorsunuz? Ayrıca, yazar mal varlığının nasıl edinildiği konusuna girmemiş bile. O konuda herhangi olumlu, olumsuz ya da nötr bir bilgi ya da yorum arz etmemiş yazar. Çünkü belli ki yazının konusu o değil. Yazının konusu Atatürkün gerçek mal varlığının ne olduğu. Yazıyı tarafsız gözle okusaydınız siz de benim gördüklerimi görürdünüz.
EMİN ELMAS
GENE SAPTIRMIŞSINIZ...OLMADIĞINIZ HALDE KENDİNİZE PROF DEDİRTİP İNSANLARI YÖNLENDİRMEK ÇOK KOLAY TABİ..BUNLARIN HEPSİ KİŞİLERİN BAĞIŞLARIDIR.EN ÖNEMLİ ŞEYİ SESSİZCE YAZMIŞSINIZ AMA KARARTIYORSUNUZ.NE YAPMIŞ HEPSİNİ HAZİNEYE BAA ĞIŞ LA MIŞŞŞŞŞ.YEMEMİŞ BAZILARI GİBİ..
Onur Dinçer
"Kaç milyonerimiz var? Hiç. Bundan dolayı biraz parası olanlara da düşman olacak değiliz. Tersine memleketimizde birçok milyonerlerin, hatta milyarderlerin yetişmesine çalışacağız." Bu sözü sansürlemek ancak sermaye düşmanı solcu kafaların yapacağı bir iştir. Atatürk 20lerdeki kapitalist politikalarını 30larda da aynen sürdürseydi solcular için o kadar cazip bir şahsiyet olmazdı herhalde.
seyyal
simdi anlasiliyor buharlasan ermenilerin mallarinin nereye gittigi
Ad Soyad Giriniz...
yani şimdi sağ olsaydı her belegattan tarım yardımı alırdı. tıpkı doğuda olmayan tapulara dağıtılan doğrudan gelir misali
Ad Soyad Giriniz...
eeeeee şimdi kimde bunlar sn yazar bunları da yazsaydın adamlara itiraz hakkını bırakmazdın. Ne mal ne mülk fayda etmez istersen giy yeşil kürk. ister alman ol ister vizlandlı istersen arap istersen türk. ebediyet yolcuğu için kazılan çukura bak da ürk.
Onur Dinçer
Emin Bey, size el insaf diyorum. Yazar yazısının üç yerinde mal varlığının Hazineye bağışlanmasına atıfta bulunmuş. Hangi karartmadan ve sessizlikten bahsediyorsunuz? Ayrıca, yazar mal varlığının nasıl edinildiği konusuna girmemiş bile. O konuda herhangi olumlu, olumsuz ya da nötr bir bilgi ya da yorum arz etmemiş yazar. Çünkü belli ki yazının konusu o değil. Yazının konusu Atatürkün gerçek mal varlığının ne olduğu. Yazıyı tarafsız gözle okusaydınız siz de benim gördüklerimi görürdünüz.
EMİN ELMAS
GENE SAPTIRMIŞSINIZ...OLMADIĞINIZ HALDE KENDİNİZE PROF DEDİRTİP İNSANLARI YÖNLENDİRMEK ÇOK KOLAY TABİ..BUNLARIN HEPSİ KİŞİLERİN BAĞIŞLARIDIR.EN ÖNEMLİ ŞEYİ SESSİZCE YAZMIŞSINIZ AMA KARARTIYORSUNUZ.NE YAPMIŞ HEPSİNİ HAZİNEYE BAA ĞIŞ LA MIŞŞŞŞŞ.YEMEMİŞ BAZILARI GİBİ..
Onur Dinçer
"Kaç milyonerimiz var? Hiç. Bundan dolayı biraz parası olanlara da düşman olacak değiliz. Tersine memleketimizde birçok milyonerlerin, hatta milyarderlerin yetişmesine çalışacağız." Bu sözü sansürlemek ancak sermaye düşmanı solcu kafaların yapacağı bir iştir. Atatürk 20lerdeki kapitalist politikalarını 30larda da aynen sürdürseydi solcular için o kadar cazip bir şahsiyet olmazdı herhalde.
seyyal
simdi anlasiliyor buharlasan ermenilerin mallarinin nereye gittigi
Ad Soyad Giriniz...
yani şimdi sağ olsaydı her belegattan tarım yardımı alırdı. tıpkı doğuda olmayan tapulara dağıtılan doğrudan gelir misali
Ad Soyad Giriniz...
eeeeee şimdi kimde bunlar sn yazar bunları da yazsaydın adamlara itiraz hakkını bırakmazdın. Ne mal ne mülk fayda etmez istersen giy yeşil kürk. ister alman ol ister vizlandlı istersen arap istersen türk. ebediyet yolcuğu için kazılan çukura bak da ürk.