Atilla YAYLA
Türkiye 2013’te siyaset bilimi literatürüne geçecek eşine az rastlanır bir olay yaşadı. Batılıların bu vakayı anlamakta zorluk çekmesinin ve hâlâ tam olarak anlayamamasının sebebi istikralı demokrasilerde de gelişmekte olan demokrasilerde de böyle bir olayla pek karşılaşılmaması. Siyaset bilimi ve Batı ülkeleri darbelerden habersiz değil. Darbe, klasik anlamıyla, silahlı kuvvetlerin (yani ordunun) bütün veya parçalı olarak şiddet kullanma yoluyla siyasî yönetimi devirmesi ve iktidarı ele geçirmesidir. Tayland, Pakistan gibi darbelere sahne olmada dünya şampiyonu ülkeler var. Türkiye de fena değil(!); tarihinde bol miktarda darbe ve darbe teşebbüsü mevcut. Ancak, sanırım 17 Aralık’ta şahit olduğumuz türden bir teşebbüs hayli istisnai. Bu olayda, polisin operasyonel gücünü oluşturduğu bir otonom yapılanma hukuku ve içindeki hukukçuları araç, yolsuzluk iddialarını kılıf olarak kullanmak suretiyle siyasal ortamı tanzim etme teşebbüsünde bulundu. Böyle bir şeye daha önce şahit olunmadığı için birçok kimse ne olduğunu tam olarak anlayamadı. Bazılarındaki Erdoğan nefreti de onların melekelerini kullanmalarına set çekerek gerçeği görmelerini engelledi.
Çok şükür bu teşebbüs püskürtüldü ve şimdi sorumlularından hesap sorma yolunda ilerleniyor. Bu hesabın sorulması ve otonom yapılanmanın dağıtılması sadece demokrasimizin geleceği açısından değil, toplumsal düzen ve adâlet açısından da şart. Aksi takdirde, açık toplumu ve demokrasiyi yaşatamayız. 17 Aralık tarzı siyasette bir yöntem hâline gelirse alenî siyasî partilerin açık siyasî yarışı yerine devlet içinde oluşmuş gruplar arasında çatışma iktidarı belirlemenin yolu hâline gelir ve bu gruplara biat sosyal düzeni bir çeteler federasyonuna çevirir.
Daha önce de işaret ettiğim üzere, otonom yapılanmayla mücadelenin toplumsal, siyasal, idarî ve hukukî ayakları var. En çetini hukukî mücadele. Sebebi bir taraftan hukukun mantığı ve işleyiş biçimi diğer taraftan minareyi çalmak isteyen otonom yapılanmanın eylemlerine kılıf uydurmaya azamî özeni ve dikkati göstermiş olması. Buna rağmen, hukukî süreçler ilerliyor. Davalar açılıyor ve yürüyor. Ortaya devamlı yeni bilgi ve belgeler çıkıyor.
Otonom yapılanmayla hukukî mücadeleyi sürdürürken çok dikkatli olunmalı. Ergenekon ve Balyoz yargılamalarındaki hatalar tekrarlanmamalı. Sağlam hukukî zeminlerde hareket edilmeli. Aksi takdirde, bu mücadele hem başarıya ulaşmakta zorlanır hem de birçok yan problem yaratır. Yargılamalar niyet okuma ve zihniyet yargılama biçiminde yapılmamalı. Zihniyetler değil icraatlar yargılanmalı. Kişilerin otonom yapılanmanın içine gömülü olduğu ve istismar ettiği cemaatin mensubu olması suç teşkil etmez. Cephe alınması gereken tüm cemaat mensupları değil otonom yapılanma içinde yer alıp suç işleyenlerdir. Bu kimseler pasifize edilmeli, suça bulaşmış olma ihtimalleri varsa yargılanmalı. Meselâ, yasa dışı veya ayarlanmış yargı kararlarıyla yüzbinlerce insanı dinleyenler, MİT TIR'larına operasyon yapanlar, Başbakan'ın evine ve ofisine dinleme cihazı koyanlar yargılanmalı. Bu işlerde aktif yer alan savcılar, polis şefleri, polis memurları ve subaylar mutlaka yargıya sevk edilmeli. Ama hiç kimse sırf cemaat mensubu olduğu için yargılanmamalı.
Böyle dönemlerde bazı ortalığı ve kafaları karıştırıcı işler yapılabilir. Meselâ, idarî işlemlerle karşılaşma ihtimâli olan otonom yapılanma mensupları bir taraftan kendilerini gizlerken diğer taraftan hedef saptırmak için hiç alâkası olmayan kimselerin otonom yapılanmanın parçası olduğu yolunda şayialar çıkartabilir. Böylece, idarî tedbirler alınmasını zorlaştırabilir veya bu tedbirlerin ilgisiz insanlara zarar vermesine sebep olabilir.
Diğer taraftan, kendi şahsî amaçlarının veya düşmanlıklarının peşinde koşan bazıları, rakiplerini, sevmediklerini otonom yapılanmaya mensup olmakla suçlayarak tasfiye ettirmeye çalışabilir. İyi niyetle hareket eden gazeteciler de buna alet olabilir. Bunun bir örneğini geçenlerde Sabah yazarı Sevilay Yükselir sergiledi. Kendisine gönderilen bazı bilgileri tahkik etme ve doğrulatma ihtiyacı duymadan Uşak Üniversitesi’nde cemaat tahakkümü olduğunu iddia etti. Bu üniversiteye dört yıldır düzenli olarak gidip geliyorum. Buna işaret eden bir durumla hiç karşılaşmadım. Aksine, bildiğim ve şahit olduğum kadarıyla, UÜ yönetimi hiçbir toplumsal grubu üniversiteden dışlamamak, fakat aynı zamanda dinî veya seküler hiçbir grubun üniversitenin sahibi, efendisi havasına girmesine de izin vermemek için özen gösteriyor.
Bu gibi hatalara kurban gitmemek için dikkat edilmesi gereken hususlar var. Daha önce da söylediğim gibi, niyet okuması yapmamak ve zihniyetleri yargılamaya teşebbüs etmemek en başta geleni. Ayrıca, sağdan soldan gönderilen bu tür haberler ve bilgiler çapraz kontrole tabi tutulmalı; itham edilen kişi, kişiler veya kurumlarla görüşülmeli, onlara da açıklama yapma imkânı verilmeli. Yoksa, iyi niyetle girişilen çabalar amaçlananın tam tersine hizmet edebilir, masum insanlara zarar verebilir.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019