Bülent KORUCU
“Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.” Bunu ben söylemiyorum, Anayasa’nın 10. maddesinin emri.
Hatırlatmamın sebebini anlamışsınızdır; CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, önceki gün uzun bir liste açıkladı. AK Partili bakan ve yönetici yakınlarının adalet ilkesini yerle bir edecek şekilde devlette işe yerleştirildiği ileri sürülüyor. Devlette yetki kullananların akrabaları açlıktan ölecek değil. Elbette şartları uyan ve prosedürleri tamamlayana iş verilebilir. Haklı eleştirilere sebep olan ise nepotizm (yandaş ve yakın kayırmacılığı).
Ekonominin dibe vurduğu 2001 krizinde Bülent Ecevit başkanlığındaki koalisyon hükümeti acı reçeteleri uygulamak zorunda kaldı. Bazı kurumların özerkleştirilmesi ve kamudaki ‘arpalık’ uygulamasının sınırlanması gerçekleşti. Kamuya personel alımında asgari objektifliği sağlamak için merkezî sınav getirildi. Eksiklerine rağmen Kamu Personeli Seçme Sınavı denilen sistem kayırmacılık ve torpili minimize etti. En azından toplumda bu duygu oluştu. Şimdi AK Parti iki koldan güven duygusunu zedeleyecek uygulamalar yapıyor. Bir yandan mülakatları yazılı sınavların yerine geçirerek kayırmacılığın önünü açıyor. Diğer yandan istisnaî kadroları torpilli atamalar için kullanıyor. İstisna zannettiğimiz pek çok şey genel uygulama haline geldiği gibi bunun da ölçüsü kaçmış durumda.
Örnek üzerinden gidelim. Koç’un iddiasına göre: “İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın kız kardeşi Elif Ala, sınavsız olarak Şırnak Valiliği’ne özel kalem müdürü yapılıyor. Hiç bekletilmeksizin önce memleketi Erzurum’a, ardından Ankara’da Gençlik ve Spor Bakanlığı’na memur olarak atanıyor.” İddianın üzerinden 36 saatten fazla geçmesine rağmen tekzip edici açıklama gelmedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu basın toplantısında konuyla ilgili sorulara cevap vermekten imtina etti. Normal insanların KPSS ile girebildiği kadroya bakan kardeşinin arka kapıdan dolaşarak ve hülle yoluyla girmesini kimse savunamaz. Yalnızca Ala’nın yakını değil 85 kişilik listeden söz ediliyor. Maalesef kayırmacılığın Koç’un elindeki listeyle sınırlı olmadığı da konuşuluyor. Şeffaf yönetim gereği istisnaî kadrolar üzerinden devlete alınanların listesi acilen kamuoyu ile paylaşılmalı.
Torpil ve kayırmacılığın sosyal dokuda açacağı yaraları görmezden gelmek yanıltıcı olur. Sadece KPSS kapısında bekleyen üç milyon insanın hakkına tecavüz edilmiyor; aynı zamanda toplum imtiyazlılar ve sahipsizler olarak ayrışıyor. İşe girenle girmeyen arasında husumet oluşuyor. Torpille işe alınanların liyakati tartışmalı olduğu gibi, çalışma motivasyonlarının yüksek olmayacağı da düşünülmeli. Bu, aynı zamanda toplumun beklediği, vergisiyle finanse ettiği hizmetten mahrum kalması demek. Daha donanımlı ama partiden olmayan kişiyi işe almamak, hizmet alan açısından da hak ihlali. Parti işlerinde istihdam edileceklere kimse karışmaz. Lakin parti ayırımı yapılmadan herkesin vergisiyle finanse ettiği devlet kadrolarında eşitlik, hukukun ve ahlakın emri.
Siyasî iktidar üzerinde denetim mekanizmaları zayıfladıkça kayırmacılık artar, verimsizlik yükselir. Hem daha çok yandaş yerleştirmek hem de kalitesi düşük elemanlarla iş yapabilmek için kadrolar şişirilir. Devlet hantallaşırken hizmet kalitesi düşer. Böylece ekonominin sırtına yeni kamburlar yüklenir. 2001 Türkiye’sinin yaşadığı tam da buydu. AK Parti eski Türkiye’ye bir adım daha yaklaşıyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sansür VAR!
10.07.2016 - AYM kavgasının perde arkası
4.02.2016 - 28 Şubat'ın konuşulmayanları
1.02.2016 - 28 Şubat deyince kızmayın o halde!
23.02.2016 - Perinçek mutlu, ya AK Partililer?
5.02.2016 - Bülent Arınç'ın özgül ağırlığı var mı?
2.02.2016 - Paralel avcılarına bir öneri!
29.01.2016 - Küfürlü siyaset!
22.01.2016 - Güvenlik zafiyeti yoksa…
15.01.2016 - Anayasa değil baba yasa!
1.02.2016
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































sadık aksoy
kaleminize saglık
sadık aksoy
kaleminize saglık