Erol KATIRCIOĞLU

Erol KATIRCIOĞLU
Erol KATIRCIOĞLU
Tüm Yazıları
Devletleşen AKP
10.06.2014
1995

 Erdoğan ve AKP, Kürt sorununu gerçekten çözmek istiyor mu? Bu soru hükümetin son Diyarbakır çıkarmasının hemen ardından gelen Lice’de yaşanan katliamı andıran askeri harekattan sonra sorulması gereken bir soru. Doğrusu benim bu soruya cevabım her zaman evet oldu. Erdoğan ve hükümeti Kürt sorununu çözmek istiyor bence, bu kesin. Kesin olmayan ya da tartışılabilecek olan Erdoğan ve arkadaslarının “çözüm”den ne anladıkları. Ve tabii onların anladıkları çözüm ile Kürt siyasetinin ve ülkedeki demokrat kesimlerin anladıklarının örtüşüp örtüşmediği...


Kabul edelim ki Erdoğan ve arkadaşlarının siyasi vizyonlarının arkasında çok haklı bir “mağduriyet” öyküsü vardır. Bu mağduriyet öyküsü cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Osmanlı’da islami bir medeniyet hülyası içinde olan bir kesimin, “Batı medeniyetine” öykünmüş bir başka Osmanlı kesimi karşısında başarısız kalmış olmasının yarattığı bir mağduriyetti. O nedenle de Türkiye’de islami kesimin mağduriyeti cumhuriyeti kuran kesimin bütün cumhuriyet boyunca uyguladığı baskılardan çok, islami kesimin, cumhuriyeti kuran bu kesim karşısında uğradığı bu tarihsel yenilgiden kaynaklanmıştır. Yani neredeyse yüz yıllık bir mağduriyetten sözediyoruz.

Uzatmayalım. Erdoğan ve arkadaşları, batıcı elitlerin kurduğu cumhuriyetle her zaman sorunları olmuş, her zaman kendilerini ikincil hissetmiş ve o nedenle de cumhuriyeti kuran kesimle her zaman bir mücadele içinde olmuş kesimleri temsil eden siyasetçilerdir. Bu nedenle de sahici talepler üzerinden siyaset yaptıklarını ve bu nedenle de başarılı olduklarını söyleyebiliriz.

Bu analiz AKP’nin sistem karşısındaki mücadelesine neden bu ülkenin liberal, sol ve demokrat kesimlerinin destek verdiğini de açıklayan bir analiz.

Ama ne var ki bu analiz artık değişen Türkiye’nin de, değisen AKP’nin de, değisen Erdoğan’ın da bugünkü durumlarını anlamamıza yardımcı olabilicek bir analiz olmaktan çoktan çıktı. O nedenle de bugün karşı karşıya olduğumuz durum başka bir durum. Artık karşımızda mağdur bir AKP yok. Daha doğrusu artık Erdoğan ve arkadaşları mağdur bir kesimi değil, aksine tarihsel mağduriyetlerini büyük ölçüde çözmüş bir kesimin, kendilerini devlet gibi hisseden bir kesimin temsilcileri haline gelmiş durumdalar.

Dolayısıyla yazının basında sorduğum soruya dönecek olursam, Erdoğan ve arkadaşları bugün, kendileri de bir zamanlar devlet karşısında mağdur olduklarından dolayı ya da ümmetçi bir islam geleneği içinden bakarak “Müslüman Kürt kardeşlerimiz” diyebildikleri için Kürt sorununu çözmek istemiyorlar, artık bu sorunu kendileri devlet oldukları için, devlet gibi çözmek istiyorlar. O devlet ki kendisine meydan okuyanları her zaman ezmiş ve her zaman binlerce yurttaşını yok etmekten çekinmemiş bir devlet olmuşken.

Dolayısıyla Kürt sorunu karşısında artık devlet olmuş bir AKP var. O nedenle de eski yaklaşımlarla bu soruna yaklaşmanın bir faydası yok. Zaten Erdoğan’ın ağzından çıkan “B ve C planlarımız var “ sözü de, soğuk bir devlet aklını yansıtmıyorsa neyi yansıtıyor olabilir ki?

Anlaşılan “kaçırılan çocuklar” muhabbeti PKK’nin son zamanlarda kazandığı “moral üstünlüğü” ele geçirmek için tasarlanmış ve belki de Erdoğan’ın B planına denk düşen bir konu. Yine anlaşılan Lice’deki saldırgan tutum da devlet olduğunu hatırlatan ve belki de Erdoğan’in C planı.

Yani AKP hükümeti Kürt sorunun çözümüyle ilgili yeni bir strateji benimsemiş görünüyor. Bir yandan PKK’ye sempati duyan Kürtlerin bu sempatisini kırmak, diğer yandan da yeni devletin, kendisine yapılan meydan okumalara karşı eski devletten daha da sert olabileceğini göstermek.

Doğrusu bu yazıyı yurt dışında çok da uygun olmayan koşullarda yazıyorum. O nedenle de başladığım analizi bitiremeyeceğim. Ama şu kadarını söyleyeyim ki belki de bu değisen duruma uygun yeni bir siyaset üzerine kafa yormalıyız. HDP’nin yaklaşan kongresini bu ihtiyacı karşılayacak bir kongre olmasını umalım.

ÖZGÜR GÜNDEM

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar