Sezin ÖNEY
Ukrayna’da olup bitenlere, Türkiye çok uzak kaldı; orada olan biten tamamen apayrı bir dünyada yaşanıyormuş gibi davrandı. Ancak, Ukrayna konusunda son derece agresif bir politika benimseyen Rusya, bugünlerde Türkiye’nin de ilgilenmesi gereken bir “vakaya” dönüştü.
Malum, Kırım, Kremlin tarafından “Yeni Rusya” adıyla anılmaya başladı ve Moskova tarafından “tarihî kökler” temel gösterilerek saldırganca sahiplenildi. Rusya’nın Ukrayna genelini de “terörize eden” tavırlar benimsendi. “Ukrayna politikası”, Avrupa ve ABD üzerinde bunca yıldır Rusya’nın kendi içinde muhaliflere yönelik baskıcı politikası ötesinde bir travma yarattı. Geçen yaz, Almanya’da en ufak yerel gazetelerde bile, Ukrayna’nın manşet olduğunu fark etmiştim; Türkiye, tamamen Suriye ve Irak’a odaklanırken, Batı kamuoyu da, Ukrayna ve Rusya’ya kilitlenmişti.
Mart 2014’te Kırım’ı ilhak eden, Ukrayna’nın geneline ürkütücü gölgesini düşüren “Emperyal Rusya” imajı, ülkesinde Putin’e olan desteği patlattı. Rusya’nın önde gelen kamuoyu araştırma şirketlerinden Levada Merkezi’ne göre, Ekim 2013’te, Ukrayna’ya yönelik sert Kremlin politikası henüz sözkonusu değilken, Putin’e olan destek, yüzde 64 civarındaydı. Ağustos 2014’e gelindiğindeyse, destek oranı, yüzde 84’e yükselmişti. Putin’in liderliğine şüpheyle bakanlarsa, 2013’te, yüzde 43 iken, Ağustos 2014’te bu oran, yüzde 22’ye inmişti. Oysa, ekonomik darboğaz, geçen yaz sonu, Batı ambargoları nedeniyle kendini hissettirmeye başlamıştı. Halk desteği, Putin başta olmak üzere, tüm Kremlin çevresi tarafından medya üzerinden yayılan propagandayla, tüm toplum kesimlerine yayılmıştı.
Türkiye’de Gezi protestolarında yer alan başlıca kesimin, “şehirli, beyaz yakalı, üst ve orta sınıf” olduğu iddia ediliyordu. “Yaratıcılık” ve “eğitim gerektiren” iş kollarında çalışan kesimlerin siyasi huzursuzluğu, tıpkı Türkiye gibi Rusya’da da dışa vurulmaya başlanmıştı. 2012’deki başkanlık seçiminden sonra, Putin’in artık, bu “üst sınıf”, “ülkenin hâl ve gidişatından memnuniyetsiz” kesimlerin desteğinden umut kestiğinden bahsediliyordu. Rusya liderinin giderek daha fazla, Ortodoks değerlerine ve geleneklere vurgu yapan bir söylem benimsemesi de, bu kesimlere yönelik bir “ne haliniz varsa görün, nasılsa nüfusun çoğunluğunu oluşturan alt sınıflar ve en üstteki zengin çevreler benim tarafımda” mesajı diye niteleniyordu.
Ukrayna’ya yönelik agresif politika sonrasıysa, “savaşın yarattığı milliyetçilik dalgasıyla”, “memnuniyetsizler” dâhil tüm kesimler, Putin’e yöneldi.
Buna karşılık, Rusya, Batı tarafından iyice yalnızlaştırıldı.
Ekonomik ambargo ve Rusya piyasasına kaybolan güven, ülke ekonomisini kilitledi. Ruble, sadece son üç ayda dolar karşısında yüzde 23 değer kaybetti. Rusya’nın dış borç yükü birden artarken, bu borcu ödeyebilme kapasitesi, sırtını yasladığı petrol gücünün de, düşen petrol fiyatlarıyla erimesiyle beraber buharlaştı. 2014’ün ilk yarısında, Rusya’nın ihracat geliri, 255 milyar dolardı. Bu tutarın, yüzde 70’e yakını, petrol ve doğalgaz satışından geliyordu. O zaman petrolün varili, 109 dolardı; bugünse 80 dolar civarı...
Kasalara olan talebin birden artması da, ülke içinde güvensizliğin bir işareti.
Kremlin’e yakın çevrelerde, “Putin’in Rusya’nın sırtına yük olmaya başladığı” söylentileri dolaşmaya başladı bile. Buna karşılık olarak da, Putin’in ipleri iyice sıkılaştırması gerektiğini öne sürenler de var.
Kamuoyunun gözü önündeki tiyatrodaysa, "Putin'in başarı hikayesi" devam ediyor. G-20 Zirvesi’nde, dünya kamuoyunun gözü önünde “fırçalanan” Putin’in toplantıyı erkenden terk etmesi, Rusya medyasına başka türlü yansıdı. Medya genelindeki yorumlar şöyleydi; “Putin, kurt kapanından gururla, dik durarak çıktı”, “Aslanların inine girecek kadar cesaretli bir lider”, “Batı’ya karşı, ülkesinin çıkarlarını ve onurunu korudu”, “Batı uygarlığı çökerken, Rusya dimdik ayakta”. Hatta, devlet televizyonunda “ABD lideri Obama, yapayalnız kaldı” gibi bir analiz dahi yapıldı.
Bakalım, gerçekler Rusya halkına dişlerini geçirmeye ne zaman başlayacak?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024