Sezin ÖNEY
Sezin Öney'in Taraf'ta yayınlanmayan son yazısını Haberdar.com yayınladı. Öney yazısında 'Veda' başlıklı yazısında "Taraf'ın, tutuklu gazetecisi, Mehmet Baransu'ya vefasızlığı da yaralayıcıdır. Buradan Baransu ve tüm tutuklu gazetecilere tüm kalbimle dirayet diliyorum: bugünler de geçecek" dedi.
İşte Sezin Öney'in Taraf'ta yayınlanmayan yazısı:
Veda
Bu yazı ile ilk yayınlanmaya başladığı günden beri yazdığım Taraf'a veda ediyorum.
2007'den bu yana, Taraf için röportajlar yaptım, haber peşinde de koştum. Sonra da köşe yazısı macerasına daldım ve her hafta Taraf'a yazdım..
Taraf'ın çok başarılı bir gazete olmasını, Türkiye'de medya tarihini değiştirmesini bekliyordum. 2000'lerin başından itibaren, Milliyet'te başladığım gazetecilik hayatımda, hep bu mesleğin daha iyi bir yerlere gelebilmesini arzuladım.
Taraf ‘ı da, Türkiye'deki medyanın çorak topraklarında bir “şans” olarak gördüm. Ancak, maalesef, başından beri yapılan hatalar , ama daha da çok idari hatalar, imkansızlıklarla da birleşince, Taraf'ın bu şansı kullanamamasına yol açtı. İdari hatalar derken; Taraf'ın mesaili çalışanları maddi olarak, kurumsal olarak sahiplenilmemek yüzünden çok sıkıntı çekti, en büyük fedakarlığı onlar yaptı. Ahmet Altan ve Yasemin Çongar'dan editörlere, muhabirlere, bir çok kişi, neredeyse 24 saatini gazeteye verdiği günler yaşadı. Yayın politikasında da, bir çok şey farklı olabilirdi; ama o dönemin ruh halini, o gazetede görmüş, yaşamış olanlar bilir- çok ağır baskılar, korkular, endişeler yaşandı. 2010 yılındaki bir yazımda, "Jean D'Arc sendromu" diye bir kavram ortaya atmıştım: yazı Wikileaks üzerineydi ama aklımda Taraf'ın kendisi vardı. Şöyle demiştim;
“[Bu] misyon duygusu” insana, “Jean D’Arc sendromuna” yakalanmış bir gazetecilik anlayışını çağrıştırıyor. Yani, bilgiye ulaşmak için her yol mubah mı? Bilginin her türü evla mı? O zaman gazeteciler, sistemin kusurlarını tamir etmekle görevli “filozof krallar” mı, yoksa olayların olabildiğince çok detayı ve yönünü yansıtmakla görevli aynalar mı?"
"Misyon duygusuna" kapılmak, Türkiye daha iyi olsun, derin devlet belasından kurtulsun diye çaba göstermek bir yere kadar anlaşılır. Bu nedenle, her koşulda Taraf'ta gazeteciliğe titizlikle yaklaşmak için elinden geleni yapan deneyimli kadro ve "Jön Oportünistler" arasına kalın bir çizgi çekmek lazım. Bugün, "gazetecilik" değil tetikçilik yapan, kendilerine bir ev daha almak, bir banka hesabı daha açmak için debelenen "Jön Oportünistler", milletle alakası olmadan milletvekilliği rolü oynamak, TV'de analiz uvertürlüğüne çıkıp deli zırvalarını ağızları köpüre köpüre etrafa saçmak, Wikipedia kültürlerini sergiledikleri, uyduruk kaydırık, iktidarı yıkama yağlama yazılarıyla kağıt israfı yapmakla meşguller. Yazık; bu kadar düşük bir yaşam türünün varlığına tanık olmak zorunda kalan bizlere yazık...
Bazılarını, Taraf'ta çalıştıkları zaman tanıma şansızlığını yaşadığım Jön Oportünistlerin ortak özelliği, komplo teorilerini gerçek sanmaya olan meyilleri idi. Ve az bilgi birikimleri ile orantısız hırsları...Ancak, zaman içinde gelişmiş, içlerinde ufak bir tümörken, tüm varlıklarını kemirmiş bir kanser var bu Jön Oportünistlerde; beyin ve kalplerinin yerini, bir kocaman kötülük, harislik tümörü almış.
Bunların yarattığı hazin ve habis örneğe baktıkça, ben de kendime bir ders çıkardım: iktidara ve politikaya daima uzak durmak. Artık, en yakınlarım devletin tepesine gelse, ben "iktidarperest" olmam. Zaten Taraf maceram boyunca, hiçbir zaman iktidar sahipleri ile içli dışlı olmadım, hep eleştirilmesi gerektiğini düşündüğümü, hakkaniyeti elden bırakmadan eleştirmeye çalıştım. Hiçbir zaman, devlet gezileri için yapılan davetleri kabul etmedim, bilmediğim konularda ahkam kesmek için kendimi ekranlara atmadım, ilgi çekmek için boş polemiklere girmedim.
Yazı yazarken tek amacım, öğrenmeye çalıştıklarımı, sahip olabildiğim bilgiyi; siyasetteki ipuçlarını birleştirerek yorum yapmak oldu. Çok mütevazı bir hayatım var; bundan da memnunum. Yazarlığın bana kazandırdığı büyük bir servet var; hayat arkadaşları. Çorum'dan Trabzon'a, Diyarbakır'dan Manisa'ya; Türkiye'nin, dünyanın çeşitli yerlerinden benimle temasa geçen, haberleştiğim, eş dost olduğum okurlar var.
Elveda Taraf.
Veda ederken, bana hep katlanan yazarlar editörü Tamer Kayaş'a çok teşekkür ediyorum. Seni hiç bırakmayacağım Tamer; benden kurtulamazsın.
Bana yazarlık teklif eden Yasemin Çongar ve Ahmet Altan, farkında olmadan benim hayatımı değiştirmiş oldu; onlara da çok teşekkürler.
Belki Taraf'ta başlamasam, yazı benim hayatım olamayacaktı. Artık, ayrılmaz bir parçam; benim zanaatım.
Son nefese kadar da, yazı benim yaşamım olarak kalacak. Elveda ve görüşmek üzere...
Taraf'ın, tutuklu gazetecisi, Mehmet Baransu'ya vefasızlığı da yaralayıcıdır.
Buradan Baransu ve tüm tutuklu gazetecilere tüm kalbimle dirayet diliyorum: bugünler de geçecek"
KAYNAK: HABERDAR
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024