Celal BAŞLANGIÇ
Siirt kentinin, komando tugayının çöplüğü olarak kullanılıyordu Türkçe adıyla Kasaplar Deresi, Kürtçe adıyla Newala Qesaba.
Çatışmalarda, işkencelerde, köy baskınlarında öldürülen Kürtlerin cansız bedenleri atılıyordu bu çöplüğe.
Önce kulaktan kulağa yayılmaya başladı Kasaplar Deresi'nin bu korkunç öyküsü. Herkes usulca birbirine anlatıyordu ama kimse yüksek sesle söylemeye cesaret edemiyordu.
Görgü tanıklarından, bilgi sahiplerinden hiçbiri konuşamıyordu. Çünkü konuşursa kendisinin de Kasaplar Deresi'ne atılan bir ceset olması kuvvetle muhtemeldi.
1984 yılında kullanmaya başlanan devletin bu "gayri resmi mezarlığı"na çocuklarının, yakınlarının atıldığını duyan aileler bile korkudan ölülerine sahip çıkmıyorlardı. Kaybedilen yakınlarını arayanlar, gözaltına alınıp bir daha geri dönmeyen çocuklarının değil dirisini, ölüsünü bile bulmaya razı olan insanlar da gözaltına alınıp olmadık işkencelerden geçiriliyordu.
Çöplükten atık toplamaya gidenler parçalanmış insan cesetleriyle karşılaşıyordu.
Kimi Siirt Komando Tugayı'nın çöp arabasıyla getirilen cesetlerin Kasaplar Deresi'ne atılmasına, üzerlerinin çöple örtülmesine tanık oluyorlardı.
Kasaplar Deresi'ne atılan cesetleri köpekler parçalıyordu. Ağızındaki bir insan kemiğini, bir eli, bir kolu Siirt'in sokak içlerine sürüklüyordu köpekler zaman zaman.
Öyle bir baskı vardı ki insanların üzerinde sadece içten içe ağlamakta, gizli bir ağıt yakmaktaydılar.
1980'li yılların sonuna gelindiğinde artık vicdanlar daha yüksek sesle ayaklanmaya başladı.
Gazeteci Günay Aslan ve ardından İHD başkanlığı da yapmış olan Evin Çiçek'in çabalarıyla konu kamuoyuna açıklandı. Ancak iç kamuoyu yine sessizdi. Ama uluslararası kamuoyundan büyük tepki geldi bu "devletin yarattığı insan çöplüğü"ne.
Sonunda Valilik gözetiminde Kasaplar Deresi'nde inceleme yapmak zorunda kaldılar. İki kilometreden uzun derenin sadece yüz metresinde kazı yapıp altı ceset buldular. Sonra da etrafını dikenli tellerle çevrilip üzerine moloz döktüler.
Bir çöplüğe devletin güvenlik güçlerinin öldürdüklerini atması öyle meşru hale gelmişti ki, gazeteci Aslan'ın ulaştığı bir bilgiye göre dönemin ANAP'lı Siirt Belediyesi'nin Jandarma Alay Komutanlığı'na gönderdiği resmi bir yazıda "13 Temmuz günü saat 15.00 sularında beş terörist Kasaplar Deresi mevkisinde defnedildi" denilmişti.
Daha sonra Evin Çiçek de İl Jandarma Alay Komutanlığı görevlileri tarafından düzenlenen bir belgeye ulaşmıştı. Bu belgede 22 Eylül 1984'le 20 Şubat 1989 yılları arasında Kasaplar Deresi'ne ölü bedenleri atılan 82 kişinin adları, doğum tarihleri ve yerleri, anne-baba adları yer alıyordu.
1980'li, 1990'lı yıllarda Türkiye'nin "kamu düzeni", Kasaplar Deresi tipiydi.
Geldik bu güne... Ne diyordu Başbakan Davutoğlu AKP'nin 12 Eylül'de yapılan ve ikinci kez genel başkan seçildiği büyük kongresinde:
"Bilsinler ki; Cizre de aynen Keşan gibi ya da Bergama gibi ya da Of gibi Türkiye'nin kuzeyindeki, güneyindeki, batısındaki ilçeler gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin aziz bir toprağıdır ve her ilimizde, her ilçemizde mutlak surette kamu düzeni sağlanacak, kardeşliğimiz pekiştirilecektir. (...) Kamu düzeni mutlak surette sağlanırken, sivil vatandaşlarımıza Doğu'da, Güneydoğu'da yaşayan kardeşlerimize en küçük bir şekilde, demokratik hukuk devleti kuralları içinde en küçük bir zarar verilmeyecektir, kardeşlerimiz korunacaktır."
Davutoğlu bu sözleri söylediğinde; Kürt kentlerinde kuşatma, sokağa çıkma yasağı başlayalı daha bir ay olmamıştı.
Şu ana kadar yedi kentte 19 ilçede 55 kez ilan edilen ve toplamı 250 güne yaklaşan AKP'nin "kamu güvenliği sağlama harekatı"nda genç, yaşlı, kadın, çocuk, 200'e yakın sivil, yüzlerce asker ve polis, yüzlerce PKK'li gerilla, YDG-H'lı militan hayatını kaybetti. Yüzbinlerce insan evlerini terketti. Tanklarla, toplarla, zırhlı araçlarla evler, mahalleler, kentler yıkıldı.
Demek buymuş Davutoğlu'nun sözünü ettiği "sivil vatandaşlarımıza en küçük bir zarar vermeden sağlanacak kamu düzeni".
Görünen o ki; 1980'li, 1990'lı yılların "Kasaplar Deresi tipi" kamu düzeni; Sur'uyla, Cizre'siyle, Silopi'siyle artık AKP iktidarında "daha çok Kasaplar Deresi" yöntemine dönüşmüş durumda.
40 gündür, 50 gündür sokağa çıkma yasağı uygulanan abluka altındaki Kürt kentlerinde artık "kamu düzeni" tavan yapmış durumda!
Aylardır eğitim durmuş, öğretmenler geri çekilmiş. Okullar kışlaya, hastaneler karakola dönüşmüş. Günlerdir insanlar aç, susuz, tank top atışı altında yaşam savaşı veriyor, sokağa çıkma yasağını ihlal etmenin ölümle cezalandırıldığı kentlerde.
Cizre'nin Cudi Mahallesi'nde günlerdir yaralı bekledi Serhat Altun. Hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yaralı gencin hastaneye götürülmesi için "ihtiyati tedbir" kararı aldı. Serhat ölene kadar uygulanmadı bu karar. Sonunda "dış kanamadan" yaşamını yitirdi sokak ortasında.
Bir gün önce de "yaşam ve sağlık hakkının ihlal edildiği" belirtilerek AİHM'in "tedbir kararı" aldığı Hüseyin Demir de bu karar uygulanmadığı için yaşamını yitirmişti.
Demek ki sokaklardaki yaralıların tedavi edilmesi, ölü bedenlerin toprağa kavuşması için AYM'ye başvuru yapılması, AİHM'in karar almasıymış "AKP tipi kamu düzeni".
Yetmedi...
Cizre'de Cudi Mahallesi'ne giriyor HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız, belediye eşbaşkanları, meclis üyeleri. Serhat'ın yanı sıra iki ölüyü, dört de yaralıyı hastaneye götürürlerken zırhlı araçlar tarafından taranıyorlar. 10'dan fazla insan yaralanıyor. Biri Belediye Meclis Üyesi iki kişi yaşamını yitiriyor. Sağ kalanlar yanlarındaki ölülerle birlikte bina yıkıntılarının arasına sığınıyorlar.
HDP'li milletvekilleri Ankara'da TBMM'yi, hükümeti ayağa kaldırıyorlar da sağ kalanlar saatler sonra kurtuluyor.
Yani devletin uygulamadığı AİHM kararı doğrultusunda yaralıları almak için gidenler üstüne üstlük bir de devletin güvenlik güçleri tarafından kurşun yağmuruna tutuluyor, yaralanıyor, öldürülüyor.
Yetmedi...
Vurulanlardan biri de İMC Televizyonu'nun başarılı kameramanlarından Refik Tekin. Yaralı halde ambulansa bindirilip hastaneye götürülmesi sırasında güvenlik güçleri tarafından darp ediliyor. Kurşunun kırdığı bacağına özellikle vuruyorlar.
Yetmedi...
Cizre'de yaralandığı için hakkında gözaltı kararı çıkartıyor savcılık. Nakledildiği Mardin'deki hastanede gözaltı uygulaması yapılıyor Tekin'e. Bu yüzden ameliyat için Diyarbakır'a götürülemiyor. Mardin'de ameliyat ediliyor.
"AKP tipi kamu düzeni"nin tavan yaptığı noktadayız artık.
Ne de olsa "Türk tipi başkanlığa", "Kasaplar Deresi tipi" hatta daha da ileri bir "kamu düzeni" yakışır.
Diyarbakır Sur'da 23 Aralık'ta öldürülen İsa Oran ve Mesut Sevitek'in ölü bedenleri tam 28 gün sokakta kalıyor. Aileler bir türlü ulaşamıyorlar çocuklarının ölü bedenlerine. Milletvekilleri, İHD devreye giriyor. Valisinden İçişleri Bakanı'na kadar ulaşıyor sivil toplum örgütleri, HDP milletvekilleri. Aileler çocuklarının cenazesini alana kadar açlık grevine başlıyorlar. Ancak iki gencin cenazelerinin alınması daha doğrusu alınamaması tam bir tiyatroya dönüşüyor.
"Bizim elimizde değil" diyen devlet görevlileri bir ay sonra çıkartıp veriyor cenazeleri.
Bu noktaya kadar olan zaten vahim ama bundan sonrasının nasıl daha da vahim olabileceğini İsa'nın babası Mehmet Oran anlatıyor:
"Oğlumun kafası yerinde yoktu. Tamamen yakılmıştı. Ayrıca karnı deşilmiş, bağırsakları dışarıdaydı. Sol kol tamamen parçalanmıştı. Sağ kolundaki bir yara izinden teşhis edebildim. Zaten sağlam kalan uzvu da sağ koluydu."
Artık Kürt kentlerinde, 80'li, 90'lı yılların "Kasaplar Deresi tipi kamu düzeni"nin AKP tarafından çoktan aşıldığına ilişkin hayli örnek vardı yaşanan.
Özgür Gündem Gazetesi'nin iç sayfalarında yüzünün bir kısmı mozaiklenmiş genç bir erkek görüntüsünün yanına "İşte vahşetin fotoğrafı" başlığı atılmıştı:
"Cizir'de 10 Ocak günü akşam saatlerinde devlet güçleri tarafından katledilen ve saldırılar nedeniyle cenazesi sokaktan alınamayan zihinsel engelli yurttaş Mehmet Tangut'un (32) yüzünün köpekler tarafından yenildiği ortaya çıktı."
Silopi'de öldürülen 57 yaşındaki, 12 çocuk annesi Taybet İnan'ın da cenazesi tam bir hafta sokağın ortasında kalmıştı. Almaya giden bir yakını da keskin nişancılar tarafından öldürüldüğü için yakınları bir hafta boyunca 150 metre ötesindeki beklemişlerdi Taybet Analarını gece gündüz uyumadan "kuşlar konar, köpekler gelir" diye...
AKP iktidarı sayesinde artık yaralıların, ölü bedenlerin AİHM kararıyla sokaklardan alınmaya çalışıldığı, 1980'lerin 'Kasaplar Deresi"ne neredeyse rahmet okutacak bir "kamu düzeni"ne varılmış durumda.
Ayrıca AKP iktidarı Kürtlere öyle bir "kamu düzeni" sundu ki, gençlerin silahlı militan olmak amacıyla PKK'ye katılmak için dağlara çıkmasına gerek kalmadı;"hizmet" yaşadıkları sokakta, mahallede, kentte ayaklarına kadar gidiyor artık.
İşte Başbakan Davutoğlu'nun sözünü ettiği "sivil vatandaşlarımıza en küçük bir zarar vermeden sağlanacak kamu düzeni"nin ne olduğu anlaşılmıştır artık bütün bu yaşananlardan; "Türk tipi başkanlığın" tamamlayıcısı olarak "Kasaplar Deresi tipi kamu düzeni"nin daha da ilerisi...
CELAL BAŞLANGIÇ | HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021