Selami GÜREL
İnsanlığın tarihi, belki de tüm canlıların tarihi, yaşamını sürdürebilecek, ya da daha iyi sürdürebilecek uygun coğrafi alanlar aramanın da tarihidir. Kesin olarak tüm detaylarını bilme şansımızın olmadığı insan ve hayvan göçleri bunun göstergeleridir. Bir momentten sonra, ilk ortaya çıktıkları alanda yaşama şansı azalan, ya da yok olan tüm canlılar, kendilerine daha iyi yaşayabilecekleri alanlar aramışlar, gücü yetenler başarmış, gücü yetmeyenler yok olmuşlar.
Konumuz şu anda insan. İnsanlar daha iradi bir canlı türü olduklarından, -keşke olmasalardı- tarihsel süreç içinde, önce birlikte üretip birlikte tüketmiş, ama biz andan itibaren, topluca ürettiklerine, içlerinden bir kısmı el koymaya başlamış. El koyanlar buna uygun araçlar da yaratmışlar. Kendilerine itaat eden silahlı güçler kurmuşlar. Adına asker, ardından ordu dedikleri silahlı güçleriyle, kendi egemenlik alanlarını yaratıp devlet olmuşlar, imparatorluk olmuşlar. Tüm yer kürede böylesi oluşumlar çoğaldıkça, bir birlerini yok etme, teslim alma eylemleri başlamış. Adına savaş demişler. Savaş dedikleri şey, yaratılan ve yaratmaya uygun tüm maddi ve doğal zenginliklere el koyma eylemi olmuş. Tarih ilerleyip, insanlık dinsel, kültürel özellikler kazandıkça, savaşlarının boyutlarına –özü değişmeden- yeni faktörler de eklenmiş.
Derken, adına kapitalizm denilen yeni bir sürecin içine girmişiz. Ana felsefesinde KAR olan, her ne pahasına olursa olsun KAR olan bir sistem çıkmış ortaya. Yüzlerce silahlı ordusu olan devletlerin çağına girmişiz. Yerküre tarihinde hiç görmediği bir adaletsizlik ve eşitsizlikle tanışmış. Sadece ürünlerin tamamına yakınına el koyanlarla, geri kalanlar arasında değil, adına devlet denen ve belli bir toprak parçasında yaşayanlarla diğer parçada yaşayanlar arasında da inanılmaz farklılıklar çıkmış ortaya. Zenginlik bir yanda, yoksulluk diğer yanda birikmiş. Adaletsiz bir Dünya yaratılmış. Bu adaletsiz dünyanın kaçınılmaz bir parçası olmuş savaşlar. Milyarlarca insan kendini, bazen bir anda, bazen farklı zamanlarda bu çelişki ve savaşların içinde, ya da tehdidi altında bulmuş. Başka göçler başlamış bu kez. Bazen bireysel, bazen kitlesel olan göçler. Bu göçlerin bileşeni, çoğu kadın, yaşlı, çocuk ya da savaşmak istemeyen bu çaresiz insan yığınına MÜLTECİ denmiş çağımızda.
Mülteciler, eşitsiz ve adaletsiz Dünyamızda, o eşitsiz ve adaletsiz Dünyanın yöneticilerince hiç sıcak karşılanmadı. O Adaletsiz ve eşitsiz dünyanın yöneticilerinin ideolojinden etkilenen, her an mülteci olma potansiyeli taşıyan, insanlar tarafından da.
Çoğu ülkeler, çok daha yoğun olarak, yıllar önce tanıştı böylesi mültecilerle. Biz yeni tanıştık. Komşumuzdaki savaştan kaçan milyonlarca insan, komşusuna, “bize” sığındı.
O mültecilerin, çok küçük istisnası dışında, ölümden kaçanlar olduğunu biliyoruz. O mültecilerin çaresizliğinin bu adaletsiz Dünyanın yöneticileri tarafından bir birlerine karşı bir pazarlık aracı gibi kullanıldığını da biliyoruz. Ama çok daha önemlisi, hatta en önemlisi, onların çocuk, kadın, yaşlı ve çaresiz olduklarını biliyoruz.
Onlara bulundukları kamplarda, yaşadıkları bodrum katlarında, sokakta vb. el uzatma şansımız var. Evimizde bir çay ikram etme, hasta bir çocuğuna yardımcı olma şansımız var. Onları insanlık duygularını kaybetmiş adaletsiz yöneticilerin “oyuncağı” olmaktan kurtarmak için “ufak” bir katkı sunma şansımız var.
Onların acılarının bir parçası olma, onları ortak acılarımızın, ORTAK GELECEĞİMİZİN bir parçasına dönüştürme şansımız var.
Onlara ilk cümlemiz, “MÜLTECİLER HOŞ GELDİNİZ, BU TOPRAKLAR HEPİMİZE YETER” olmalı.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023