Yıldıray OĞUR
“Dünyada köklü dönüşümler yaşanırken Türkiye zamanını ve enerjisini iç meselelere ulaşarak tüketmektedir. Elli yılı aşan çok farklı siyaset tecrübesine rağmen yeterince demokratikleşemeyen temel hak ve özgürlüklerin tam olarak kullanılmadığı ülkeler arasında yer almaktadır. Kamu yönetiminde yolsuzluk ve siyasal çürüme bakımından ülkemiz ön sıralarda yer almaktadır. Ülke iç ve dış yatırımcılar açısından cazibesini kaybetmiş. Bunun sonucunda Türkiye ürkütücü boyutlarda mali ve beşerli sermaye kaybına uğramıştır. İyi yetişmiş nitelikli insanlar arasında bile işsizlik had safhaya ulaşmış, yetenekli genç beyinler geleceklerini yurt dışında aramanın telaşına düşmüşlerdir.”
Bu paragraf nereden alınmış olabilir?
Altılı Masa’nın son toplantısından sonra yayınlandığı bildiriden?
Muhalefet partilerinden birinin hazırladığı seçim beyannamesinden?
Muhalif bir gazetedeki bir köşe yazısından?
Yeni kurulan bir partinin parti programından?
Sonuncu biraz yaklaştı.
Ama 20 yıllık gecikmeyle.
Paragraf, 20 yıl önce yeni kurulan AK Parti’nin girdiği ilk seçim olan 2002 seçimleri için hazırlanan seçim beyannamesinin sunuş bölümünden.
Seçim beyannamesindeki bu iç açıcı olmayan Türkiye fotoğrafı, seçimlerden sonra kurulan ilk AK Parti hükümetinin hükümet programının da girişinde aynen yer almıştı.
Ama trajediye bakın ki bu Türkiye fotoğrafı 20 yıl sonra güncelliğini ve tazeliğini koruyor.
AK Parti, 3 Kasım 2002’de yapılan seçimle tek başına iktidar geldi. 18 Kasım 2002’de ilk AK Parti hükümeti Abdullah Gül Başbakanlığında kuruldu.
İlk hükümet programında bu berbat Türkiye fotoğrafına karşı hedeflenen Türkiye Vizyonu şöyle tarif edilmiş:
“Ekonomik refah nimetlerini adaletle dağıtan, yoksulluk ve yolsuzluğun ortadan kaldırıldığı, insanlarımızın barış ve refah içinde özgürce yaşadığı, çağdaş dünyayla bütünleşmiş, farklılıkların çatışma unsuru olarak değil, zenginlik kaynağı olarak görüldüğü itibarlı demokratik, dinamik bir Türkiye Vizyonu’nu hayata geçirecektir”
20 yıl sonraki yerli ve milli Türkiye Yüzyılı’na göre dünyayla barışık bir Türkiye Vizyonu bu.
Muhtemelen şu paragrafı bugün bir parti seçim beyannamesine koyarken fazla Batıcı ve küreselci görünmekten çekinirdi:
“Kendini dünyadan tecrit eden bir ulusal sistemin uzun süre ayakta kalması düşünülemez. Artık kendi içine dönük böyle bir sistemle toplumun talepleri karşılanamayacağı gibi uluslararası camia saygın bir üstte olunamaz
Avrupa'yla bütünleşmemize karşı çıkan çevreleri milli egemenlik, milli güvenlik, milli çıkar, milli ve yerel kültür konularındaki ideolojik yaklaşımları Kopenhag kriterlerinin hayata geçirmesini geciktirmektedir.”
AK Parti’nin 2002 seçim beyannamesinde hukuk ve özgürlükler bahsindeki şu paragraf da güncelliğinden hiç birşey kaybetmemiş görünüyor:
“Partimiz hukuku, korkutmanın ve cezalandırmanın değil, adaleti sağlamanın aracı olarak görmektedir. Mevzuatımızdaki yasakçı hükümler nedeniyle, ülkemiz hukuk devletinden çok kanun devleti görüntüsü vermektedir. Türkiye, kanunlarını hukuka, hukukunu evrensel adalet ve insan hakları esaslarına dayandırarak ve temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını sınırlayan yasakçı hukuk sistemini değiştirerek gerçek anlamda hukuk devleti olacak ve uluslararası camiada saygın bir yer kazanacaktır.”
Ama seçim beyannamesinde yer alan ve aynen hükümet programına alınan şu vaadi bugün yüksek sesle dillendirebilecek bir siyasi parti kalmadı:
“Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda belirtildiği gibi, “yerel yönetimler, kanun tarafından belirlenen yetki sınırları içinde kalan tüm konularda faaliyette bulunmak açısından takdir hakkına sahip ” olacaktır. Merkezi idarenin görev ve yetkileri tek tek sayılacak ve bunun dışında kalan tüm görevler yerel yönetimlere bırakılacaktır.”
2011 yılındaki AK Parti seçim beyannamesinde bu vaad tekrar edilmişti:
"Mahalli müşterek nitelikli hizmetleri sunmak konusunda 'Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki esaslara uygun olarak mahalli idareler tam yetkili hale getirilecektir.”
Bu vaadi hala parti programında tutan partinin iktidarında belediyelerin kayyumlarla yönetildiğine, muhalif parti belediyelerinin önünde merkezi yönetimin tıkaç olarak durduğuna kim inanır!
Bütün bu vaatler kağıt üstünde de kalmamıştı. Bunu yazanlar gerçekten de yazdıklarına inanıyordu.
2002 18 Kasım’ında kurulan AK Parti iktidarının ilk haftasında yaptıklarından bunu görmek mümkün.
20 Kasım 2002 İhale Kanunu çıkarıldı. Daha sonra 192 kez değiştirildi.
29 Kasım 2002 Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çıkarıldı.
30 Kasım 2002’de 23 yıllık OHAL kaldırıldı.
Bunları iktidarın ilk iki yılında AB reform paketleri, Kıbrıs’a Annan Planı çözümü, 1 Mart tezkeresinin reddi, Leyla Zana ve DEP’li milletvekillerinin serbest bırakılması, Kamu Yönetimi Reformu kanunu izledi.
Yani ortada gerçekten de programlarına koydukları muhafazakar demokratlık kavramına inanan insanlar vardı.
Takiyye ya da taktik yapmıyorlardı.
Peki ne oldu bu insanlara?
AK Parti’nin 2002’deki seçim beyannamesini hazırlayan isimlerin neredeyse tamamı artık AK Parti içinde değil.
Bu çalışmaların başında olan Beşir Atalay, Ali Babacan gibi isimler muhalif. Murat Mercan ABD büyükelçisi.
AK Parti’nin ilk kabinesinde yer alan 25 bakandan hayatta olanlardan 12’si bugün AK Parti’ye muhalif, bazıları muhalif partilerde yer alıyor.
İlk kabinedeki bakanlardan parti içinde hala aktif görevde olan sadece Binali Yıldırım ve Hilmi Güler var.
Yani 20 yıl sonra karşımızda bambaşka bir AK Parti var.
Ama esas trajik olanı bu bambaşka AK Parti’ye rağmen Türkiye, 20 yıl önceki Türkiye’ye benziyor.
O kadar ki 2002’deki AK Parti, yeniden bir muhalefet partisi olarak kurulsa aynı seçim beyannamesiyle bugün yeniden seçime girebilir.
Ve karşısında 20 yıl sonraki AK Parti’yi bulur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025