Yıldıray OĞUR
Kütüphaneye dayanmış demir karyolada eski bir yorganın altında yatan 41 yaşındaki genç bir adam. Fotoğraf ölümünden yarım saat sonra çekilmiş. Genç adamın adı Reşit Galip. Milyonlarca çocuğun geçen haftaya kadar her sabah okuduğu Andımız’ın yazarı.
Herkesten çok devrimciliğinin ucu bucağı yoktur. En çok da kemiği olmayan dilinin. 1927’de CHP grubunda kulislerde başlayan Kürdistan üzerine bir tartışmada tahrik edilir, kürsüye çıkar, İkinci Adam İsmet Paşa’yı Doğu Sorunu politikasından eleştiri yağmuruna tutar, Kürtlere kötü muamele etmekle suçlar.
“Doktorun bittiği an” gelmiştir artık. Affı için Atatürk’e yazdığı mektupta affını isterken mahcuptur: “Bendenizin aradığı damla damla toplayıp biriktirdiğim en kıymetli şeylerin, yani teveccühlerinizin bana iadesidir.”
İade edilir. Ama durmaz.
Ve kraldan çok kralcılığının ucunun krala dokunduğu an. Müdavimi olduğu Atatürk’ün sofrasında çok içmiştir. Rivayetler muhtelif. Yandaş anılara göre hedefinde gericilikle, yaşlılıkla suçladığı Atatürk’ün de hocalığını yapmış Maarif Bakanı Esat Bey vardır. “Ama benim hocam o” diyen Atatürk’e dönüp “Değil seni, Allah’ını okutsa yine bu adam Maarif Vekili olamaz” dedikten sonra Atatürk onu sofradan kovmuş, “Kalkmam. Burası sizin değil milletin sofrası. Gerçi saraydayız ama hocanız Hace-i Sultani değil, Cumhuriyette tenkit serbesttir” deyip oturmayı sürdürünce de Atatürk sofrayı terk etmiştir.
Daha muhtemel rivayete göre tartışmanın konusu 10 gün önce Atatürk’ün Ayaspaşa’da Beyaz Rus Madam Vera’nın işlettiği Turkuvaz restorana İş Bankası’ndan verdiği yüklü miktardaki kredidir. Reşit Galip bunun uygun olmadığını söyleyince ipler kopmuştur. O geceyi Saray’da bir kanepede kıvrılıp uyuyarak geçirir, ertesi sabah, köşk genel sekreterinden Ankara’ya dönmek için tren bileti parası isteyecek kadar idealisttir.
Sonra aniden Atatürk tarafından Milli Eğitim Bakanı yapılır. Kafatası ölçümlerinden, Andımıza, Türkçe Ezan’dan, devrimleri sessizce izlediği için Darülfunun’un ilgasına kadar bütün devrimci hamlelerde başrollerdedir. Daha fazla başrol, daha fazla devrim ister.
Sonra bir gün üç kızının ve yeğenlerinin ısrarlarını dayanamayıp onları Kalamış’tan bir yelkenle denize götürür. Sığ bir yerde demirleyen yelken bir ara hareket eder. Altı çocuk teknenin gittiğini düşünüp açığa doğru yüzmeye başlarlar. Ayakları yerden kesilir. Reşit Galip elbiseleriyle atlayıp altı çocuğu kurtarır. Ama kabus bitmez. Sonra başka bir sandala binerler. Fener Kalamış arasında gezerken bu kez fırtınayla sandal devrilir. Altı çocuk Reşit Galip’e tutunarak , nefes almak için sırtına çıkarak su üstünde kalır. Zor bela yardıma koşanlar sayesinde kurtulurlar.
O günden sonra hastalanır, hastalık ilerler zatürreye döner. Aynı sıralarda gözden düşmüş, radikal devrimciliği sonunu getirmiştir. Bakanlıktan istifa ettirilir. 41 yaşında genç bir adamdır. Keçirören’deki evine kapanır. Kimseyle konuşmaz. Artık yatağından çıkmamaktadır. Yatağını kütüphanesine dayar ve okuyarak ölür.
Beş parasız kalan eşi, İsmet Paşa’dan yardım isteyerek bir ev satın alacaktır. Çünkü genç kocası varlığını onu bir kenara atan bir rejime armağan etmiştir…
![]() |
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sessizlik neden en büyük tehdittir?
25.06.2025 - “Marg bar Amrika!” nereden çıkmıştı?
21.06.2025 - Türkiye’de legal siyaset yapmak mı, İsrail’in proxy örgütü olmak mı?
18.06.2025 - Mesele dış politika ve güvenlik, aptal!
16.06.2025 - Tıraşçı Ahmet’in oğlu nasıl CHP’li oldu?
15.06.2025 - Greta’nın büyüklüğü bizi küçültür mü?
11.06.2025 - İzmir Limanı’ndaki hamallar greve gittiğinde..
8.06.2025 - Kürtler Türkiye’ye ne zaman gelmişti?
4.06.2025 - Bir grevin anlattığı
2.06.2025 - PKK’nın sahiden silah bıraktığının delili…
1.06.2025
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Ro$ev sîtav
Hasan Cemal de, aile de aldigi kültürü ya$atiyor.. Evet, daha önce de H. Cemal in ailesinde, devleti yönetenlerin oldugunu, bunlarin döneminde devletin katliamlar yaptigini..vs kendisi de yazmi$ti.. Bugün böyle davranmasini "$a$irtici".!
Ro$ev sîtav
(Bu yazi sayin M. Övür ün H. Cemal ile ilgili makalesine ili$kindi..). Hasan Cemal de, aile de aldigi kültürü ya$atiyor.. Evet, daha önce de H. Cemal in ailesinde, devleti yönetenlerin oldugunu, bunlarin döneminde devletin katliamlar yaptigini..vs kendisi de yazmi$ti.. Bugün böyle davranmasi "$a$irtici".!