A.Turan ALKAN
Bütün kurumları birbirine bağlayan anayasal omurga, cumhurbaşkanının kararlı ihlâlleriyle anlamını kaybetti. Günün birinde miting miting dolaşıp partisine, evet partisine gümbür gümbür oy isteyen bir cumhurbaşkanı da gördük. Bununla yetinmedi, beğenmediği partilerle polemiğe girişti, sataştı, yüklendi, bilinen bütün politik centilmenlik kurallarını sakatladı. Anayasada cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini belirleyen kısım bile şu anda onun keyfî tasarrufu altındadır; istediğine uyuyor, beğenmediğini çiğniyor.
Kanıksadık ve olağan bulduk. İşin inanılmaz tarafı budur ve bu noktada herkes suçlu. Evet, insanlar Cumhurbaşkanı'nın sistematik biçimde taraflı davranmasını sıradan buluyor hattâ, “Adam zaten baştan söylemişti, dürüst bile davranıyor” diye tasvib ediyorlar ve böylece o hâlâ cumhurbaşkanıymış gibi davranabiliyor. Siyasi muhalefet, daha önce görmediği bu cür'et karşısında hâlâ şaşkın ve darmadağın. Bir usul tartışması açmayı bile akıllarından geçirmediler şimdiye kadar. Taşları tahtada keyfi istediği gibi süren bir satranç oyuncusuna karşı kurala uygun yeni hamleler geliştirmek mânâsız, hatta komik. Olan da bu zaten. Muhalefet, usul arızasında direnmek gerekirken esasa daldı ve farkına varmadan tuzağa düşüp cumhurbaşkanının oyun kuruculuğunu kabullendi. Bundan sonra başına geleceklerin vebali kendi omuzlarındadır. Sathı, yani ana kuralı müdafaa etmek yerine ağız dalaşının (hattı müdafaa) kolaylığı, muhalefet için ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Bir ay geçti ve muhalefetin sızlanıp durduğu hükümet hâlâ işbaşında; hatta kendini o kadar ‘yerlikaya' görüyor ki milli savunma bakanı bile atadı parlamento dışından! Savunma bakanlarını Türkiye pratiğinde ordu da dahil kimse önemsemediği için arada kaynadı gitti fakat bir özgüven gösterisi olarak dikkat çekiciydi.
Anlayacağınız bir ay önce boşuna seçim yaptı Türkiye. Değişen bir şey yok: Net! Biz sadece iktidarın içine ‘devlet kaçtı' diye suizan ediyorduk; meğer, HDP de dahil bütün muhalefet bloku da ‘devlet sıtması'na yakalanmış, âteş-i aşkıyla morul morul yanmakta. Hükümet, evet sağlam pabuç değil ama muhalefetin “Devlet hatun”un kapısında sıraya girmesi karşısında söyleyecek söz kalmıyor.“Ama efendim, bu muhalefet liderleri, seçim meydanlarında ne kadar ağır sözler ettiler” diyerek, bu gibi sahte hamal kavgalarını sahici zannedenler olmuştur mutlaka. Neticesi meydanda. Onu en çok eleştiren, hatta galiz sözler sarfedenler onu en çok meşrûlaştırıyor ve en küçük dâvetinde eteklerini bellerine dolayıp (ayaklarına dolaşmasın diye) bir koşu sarayın yolunu tutuyorlar. Sadece onlar değil; vaktiyle âlim, sâdık ve fâzıl bildiğimiz nice zevat var ki, saray sofrasında bir teşehhüd miktarı oturmak uğruna ‘müdâhin'liğe rıza gösterebiliyorlar. Sarayda oturan, halkının genetiğini iyi etüd etmiş kesinlikle. Hakkını teslim etmeli; sahaya hâkim, malzemeyi iyi tanıyor. Hele bu aslan yürekli muhalefet cephesinin dayılana-efelene, bağıra çağıra meclis başkanlığını iktidara bir ikram edişleri var ki, böyle bir ortaoyununa bugüne kadar hiçbir tarihi direklerarası kıraathanesi şahit olmuş değildir!
Eey iktidardan sızlanan safdil çevreler; teşhisiniz yanlıştır. Yarın teneşirde iki elimiz yanımıza gelecek. Şahsen ben şahitlik ederim: İktidar elinden geleni yaptı: Adaletsizlik, israf, yolsuzluğa karışmak, yandaş kayırmacılığı vs... Hiç saklamadılar ki ayol! İktidarı suçlamak artık hakşinaslık değildir; bilakis bunca iyi kesilmiş ‘muz orta'ya rağmen topu ağlara takamayan siyasi muhalefeti gözden geçirmek, hatta azletmek gerekiyor. İsterseniz bir deneyin; muhalefeti azletmek, hükümeti değiştirmekten daha kolay olmayabilir. Niçin diyeceksiniz; çünkü bunlardaki konfor ve keyif, -en geniş mânâsıyla ‘Devlet!'- iktidarda yok yahu!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016