Akdoğan Özkan
Suriye’nin kuzeyindeki askeri varlığını son dönemlerde iyice güçlendiren Türk Silahlı Kuvvetleri bölgedeki denetim alanını genişlettikçe, bölgede bağımsız emirlik kurma hayalleri sekteye uğrayan ve bu kez "hayatta kalma" mücadelesine girişen yerel unsurlarla yaşadığı gerilimlerin de yoğunlaştığı görülüyor. Öte yandan, bölgedeki Ankara destekli silahlı grupların kendi aralarındaki ihtilafların da derinleşmekte olduğu yönünde göstergeler var.
1. Tüm bu gelişmeler içinde en çarpıcı olanı, İdlib bölgesindeki hâkim muhalif güç olan Heyet Tahriru’ş Şam (HTŞ) örgütü unsurları ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni karşı karşıya getiren olayların kan dökülmesiyle sonuçlanmaya başlaması. Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz hafta bu köşeden, Halep – Lazkiye karayolunun (M4) açılmasına direnerek 1,5 aydır yolun Neyreb kesimi üzerinde oturma eylemi yapan kalabalığı dağıtmak isteyen TSK unsurları ile göstericiler arasında çatışma çıktığını aktarmıştık. İnsansız hava araçlarının Jandarma’ya direnen göstericiler üzerine ateş açtığı olaylar sonucunda 2 kişinin öldüğünü haber vermiştik. Ancak Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) konuya ilişkin olarak daha sonra geçtiği haberinde, ölenlerin sayısının 5’e ulaştığını, 6 kişinin de yaralanmış olduğunu kaydetti.
Kimi kaynaklar, olayın başında HTŞ militanlarının Neyreb yakınlarındaki Türk zırhlı araçlarını hedef aldığını, Türk yapımı insansız hava araçlarının bunun üzerine göstericilere ateş açtığını belirttiler. Olayda hayatını kaybedenlerin hali hazırda İdlib kentini yöneten ve Enkaz (Selamet/Kurtuluş) Hükümeti olarak adlandıran geçici yönetim hesabına çalışan HTŞ mensubu güvenlik mensupları olduğu da kaydedilen hususlar arasındaydı.
Ankara, olayın ardından bölge üzerine insansız hava araçları ile havadan bildiri atarak güvenli alan yaratmaya yönelik çalışmalarının engellenmesine son verilmesini istedi. TSK’nın amaçlarından birinin de M4/M5 yollarını kullanıma açarak bölgede ekonomik hayatı yeniden canlandırmak olduğunun hatırlatıldığı bildiride, şöyle denildi: "İdlib’de sağlanan barış ve huzur ortamından rahatsız olanların, sizi kandırmak ve kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlerin yalanlarına inanmayın."
Ankara’nın bölgedeki askeri dengeleri kendi lehine değiştirdiğini savunan kimi siyasi gözlemciler, HTŞ’nin bunun farkında olduğuna dikkat çekiyorlar. Bölgenin güvenliğine dair koşulları kim dayatırsa bölgeyi de onun kontrol edeceğinin bilincinde olan HTŞ’nin Ankara’nın tuzağına düşerek Suriye Milli Ordusu’nun (Ceyşu’l Vatani) sıradan bir bileşeni haline gelmemek için bir tür "hayatta kalma" mücadelesi verdiğini ileri sürüyorlar.
2. Sadece askeri otoritesini değil M4 üzerinden elde ettiği geliri de kaybetmekte olduğunu fark eden HTŞ liderliği, hayatta kalabilmek için gözünü olası başka gelir kaynaklarına çevirince, Ankara ile arasında yeni ihtilaflar belirmesi de kaçınılmaz hale geliyor. İdlib’de muhalifler ile hükümet kuvvetlerinin denetim altında tuttuğu bölgeleri birbirine bağlayan Sermin gümrük kapısının açılması konusunda yaşanan ihtilaf da bunlardan biri olmuşa benziyor. HTŞ, Şam Yönetimi temsilcileri ile geçtiğimiz haftalarda yaptığı görüşmeler sonrasında, muhalif güçlerin kontrolü altındaki Sermin ile hükümet kuvvetlerinin denetimi altındaki Serakip şehri arasındaki gümrük kapısının ticari geçişlere açılması kararını almıştı. HTŞ, kararın bölgenin iktisadi çıkarları düşünülerek ve ekonomik canlanma sağlanması umuduyla alındığını savunuyordu.
İdlib bölgesinde yerel halkın ürettiği mamullerin hükümet kontrolündeki topraklarda satılması ciddi bir ihtiyaç idi. Zira, Ankara’nın yerli üretimi korumak için getirdiği sınırlamalar nedeniyle İdlib bölgesindeki Suriyeliler ürettiklerinin çok az bir kısmını Türkiye’ye ihraç edebiliyor, büyük kısmını bir şekilde Suriye topraklarında satma ihtiyacı duyuyorlardı. Gümrüğün kapalı kalması, bölge halkının elindeki mamullerin bir kısmının bozulması sonucunu da doğuruyordu. Ayrıca, "kurtarılmış bölgelerdeki" bazı temel ihtiyaç maddelerinin bir şekilde başka yerlerden tedariki de önemli idi. Bizzat HTŞ medya temsilcisi, içinde bulundukları şartları "ihtiyaç duyulan ürünleri Hama ve çevresinden ya da düşmanın kontrolü altındaki alanlardan başka ihraç edebileceğimiz bir yer yok," diye özetliyordu.
Yerel üreticiler ve ticaret erbabı HTŞ’ye kapının açılması yönünde baskı uygularken, Ankara da kapının açılmasının Şam Yönetimi’nin ekonomisini destekleyecek bir adım olduğunu düşündüğü için karara karşı çıkıyordu. Bölgede Ankara’ya yakın duran kimi yerel unsurlar HTŞ’nin kararına tepki gösterirken kimileri de Covid-19 pandemisini gerekçe göstererek Şam Yönetimi ile aralarındaki kapının açılmaması lazım geldiğini haykırıyorlardı.
Gelen tepkiler üzerine kararı önce donduran HTŞ daha sonra kendince bir ara formül buldu. İdlib’in doğusundaki Sermin kapısından Serakib’e geçişi sağlayan kapının açılmasını ileri bir tarihe erteleyen örgüt, gümrüğü Batı Halep’teki 60 numaralı (İdlib -Halep) karayolu üzerindeki Ma’arratu’n Nasan ile Meyzenaz beldeleri arasına taşıyarak 30 Nisan günü öğleden sonra kapıyı açtı. TSK’nın geçişi engellemek amacıyla koyduğu siperliklerin de kaldırılarak kapının geçişlere açılmasıyla birlikte, karara karşı çıkanlar protesto eylemleri yapmaya başladı. Kapıdan geçen Hey’et Tahriru’ş-Şam’a ait bir aracın taşlanmasının ardından bu kez HTŞ militanlarının göstericilere ateş açtığı söylendi. Bir kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili olarak Suriye İnsan Hakları Gözlemevi "beş kişinin de yaralandığını" aktardı. HTŞ yetkilileri ise gösterilerde sivillere ateş açanların kendi mensupları olmadığını belirterek sorumluların cezalandırılacağını açıkladılar. Bu arada geçiş yeniden kapatıldı. Benzer protestolar 1 Mayıs günü İdlib, Binneş, Taftenaz, Atarib ve Daret İzze gibi beldelerde de yaşandı. Bu gösteriler sırasında HTŞ’nin İdlib’de protestoculara bir kez daha ateş açtığı ileri sürüldü
3. Öte yandan, Halep’in kuzeyindeki Cerablus kasabasında, Ankara’nın desteklediği "Ceyşu’l-Vatani" (Milli Ordu) çatısı altındaki gruplar arasında ağır silahların da kullanıldığı şiddetli çatışmalar yaşandığı ve her iki taraftan da ölü ve yaralılar bulunduğu bildirildi. Geçtiğimiz cumartesi günü erken saatlerde meydana gelen çatışmaların bölgede Ankara’nın hamiliği ile görev yapan Askeri Polis ve onu destekleyen gruplar ile Ahraru’ş Şarkiyye ve Ceyşu’ş-Şarkiyye gibi gruplar arasında yaşandığı bildiriliyor.
Ceyşu’l-İslam ve Sultan Murad isimli grupların Askeri Polis’i desteklemek üzere Afrin ve el-Bab kasabalarından kendi unsurlarını bölgeye sevk ettikleri, Ecnad el Şarkiyye ile 106. Tümen’in de Ceyşu’ş-Şarkiyye’yi desteklemek üzere Afrin ve İdlib’ten takviye kuvvet gönderdikleri bildiriliyor.
Askeri Polis’in çatışmalar nedeniyle denetimi yitirdiği karakollarda daha sonra hakimiyeti yeniden tesis ettiği de gelen haberler arasında.
Bu arada, Resulayn ve Tel Abyad bölgelerindeki Ahraru’ş-Şarkiyye ve Ceyşu’ş-Şarkiyye unsurlarının da çatışmaların büyümesi olasılığına karşı teyakkuzda bekledikleri haber veriliyor. "Ceyşul-Vatani" çatısı altındaki gruplar arasında Halep’in kuzeydoğu kırsalında ölü ve yaralıların da meydana geldiği bu tip iç çatışmalara son zamanlarda sık rastlanıyor. Tel Abyad’da, Ahraru’ş-Şarkiyye örgütüne ait bir aracın kara mayını ile hedef alındığı ve örgüt mensuplarından bazılarının öldüğü, bazılarının da yaralandığı yerel kaynakların verdiği son haberler arasında.
4. Bu arada, bölgede yaşanan sabotaj ve yağmalama faaliyetlerinin de yoğunlaştığı anlaşılıyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) güvenilir kaynaklara dayanarak aktardığını belirttiği haberine göre, Hey’et Tahriru’ş-Şam üyesi gruplar İdlib’in doğusundaki Taum kasabasında bulunan su arıtma tesisinin borularını sökerek satma yoluna gittiler. Benzer şekilde, HTŞ’nin yörede yaşayan işsiz gençlere cüzi bedeller karşılığı Halep- Lazkiye karayolunun (M4) güneyindeki kamu binalarından hurda demir ve çelik söktürüp toplattığı da kaydediliyor. HTŞ üyelerinin 6 Nisan’da bu kez İdlib’in batısındaki Bedeme – el Hambuşiye kasabaları arasındaki yolun bir bölümünü kazarak, yer altından geçen telefon hatlarındaki bakır kabloları söktükleri de bölgeden yansıyan diğer haberler arasında. Kaynaklar, HTŞ ve diğer silahlı grupların Ma’aratu’n Nasan kasabasında bir fırın, eczane ve bazı kamu binalarının yanı sıra kimi evleri de yağmaladıkları, motosikletler ile zirai araç ve gereçleri çaldıklarını bildiriyorlar. HTŞ daha önce de Zeyzun termik santralını hurda fiyatı üzerinden ihaleyle satışa çıkardığı haberleriyle de gündeme gelmişti.
Öte yandan, yaygın yağma olaylarının ülkenin doğusundaki Haseke muhafazasına bağlı Ebu Rasin ve Tel Temir gibi kasabalarda da görüldüğü ve savaştan ötürü yaşadıkları yerleri terk eden sivillerin arkalarında bıraktıkları eşyalar arasında en çok dalgıç pompalarının yağmalandığı ve yeraltı sularının çekilmesini sağlayan bu pompaların pazarda dörtte birden daha düşük fiyata satıldığı bildiriliyor. Cihatçılar tarafından gerçekleştirilen pompa yağmacılığına en çok Tel Temir kırsalındaki Kuneyhir, Draku ve el Said köylerinde rastlandığı da gelen haberler arasında.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
14.04.2025