A.Turan ALKAN
Aşağıda detaylarını okuyacağınız haber, ciddiyetiyle tanınan gazetede yayınlandı. Yani bir Zaytung haberi değil. Ona göre ciddi bir nazarla okuyup değerlendirmenizi rica ediyorum.
Olimpiyat oyunlarına hazırlık faslından inşasına başlanan ve 125 milyon dolar maliyetle 2002 yılında hizmete açılan Başakşehir’deki, o günden beri arada-sırada futbol maçı oynanan, ulaşılması zor, âtıl ve söylemek insanın içini acıtsa da ‘batık’ bir tesis durumunda. Olimpik sporları ancak yumurta kapıya gelince hatırladığımız için bu spor kompleksi, futbol dışındaki spor faaliyetlerinde de pek kullanılamadı. Birkaç istisnai maç haricinde hiç dolmadı. Ortalama itibarıyla kapasitenin onda birini bile dolduramayan cefâkâr seyirciler ise üste para vererek seyrettikleri karşılaşmalarda oyundan çok hastalanıp dert sahibi olmamak için uğraş verdiler. Stadyum, -yüksek bir tasarlayıcı himmetiyle olsa gerek- yaz kış fena halde rüzgâr tüneli vazifesi gördüğü için tercih edilmiyor.
125 milyon dolarlık tesis; İstanbul ölçülerinde dünyanın öteki ucu...
Şimdi habere geçelim...
*
“Atatürk Olimpiyat Stadı’nın, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in projesiyle, cazibe merkezi haline getirilme fikrinin perde arkasından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çıktı. Cumhurbaşkanı’nın, başbakanlığı döneminde, başka bir vesileyle Fatih Terim’e telefon ettiği ve görüşme sırasında Türkiye’nin milli takımlar ve federasyon oluşumlarının tek çatıda toplanması konusunun gündeme geldiği öğrenildi. Erdoğan’ın “Olimpiyat Stadı ne güne duruyor” lafı üzerine Fatih Terim, bir grup uzmana stadın durumunu, statik yapısını inceletti. Riva Hasan Doğan Kamp ve Eğitim Tesisleri’nin açılış töreni öncesinde Erdoğan’a konu ile ilgili bilgi veren Terim, Cumhurbaşkanı’nın, “Orasını değerlendirelim, konum olarak hareketlenmesi gereken bir bölge” sözü üzerine de proje start aldı.”
Yine hatırlatmak ihtiyacı hissediyorum, bu bir Zaytung haberi değil!
Şimdi devam edelim...
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Fatih Terim ile birkaç kez daha konu üzerine görüşme yaptığı ve projenin rüzgâr konusunda tıkandığı öğrenildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Rüzgârı ne yapacağız hocam, paneller işe yaramadı” sözü üzerine, Terim’in “Stadın dört bir tarafını kapatıp çatı sistemini ona göre yaptırırsak, rüzgâr sorunu kalmaz, bunun için de ilk rapor zeminin doğu-batı aksına kaydırılması” dediği vurgulandı. İkili arasındaki görüşmede, Cumhurbaşkanı’nın, “O statta benim çok emeğim var, olimpiyat adaylığı süreci başlarken ve belediye başkanlığı görevini sürdürürken o stada çok önem verdim, orası cazibe merkezi olmalı” dediği de sızan bilgiler arasında.
*
Pardon, yine araya girmek ve durumu kalın çizgilerle bir kere daha hatırlatmak durumundayım...
Başarısız bir stad projesi var ortada.
Stadı ıslah etmek için kafa kafaya verip proje geliştiren iki insandan bahsediliyor. Birisi ülkenin cumhurbaşkanı, öteki Türkiye futbol direktörü... Temelde mühendisliği, mimarlığı, çevre problemlerini, peyzajı ilgilendirmesi gereken bir konudan bahsediyoruz!
Türkiye futbol direktörü ne demek, bunu tam olarak yazarınız da bilmiyor ama tahmin edildiğine göre, iflahsız stadyumların ıslahı da dahil, başında futbol olan her şeyle ilgili bir şahıs olabileceği hükmüne varıyoruz. Engin ve limitsiz yetkileri arasında Türk Milli Futbol Takım’ını yönetmek ve katıldığı turnuvalardaki başarısızlığını savunmak gibi bir görevi olması da kuvvetle muhtemel.
Cumhurbaşkanını ise vasıfları itibarıyla medh ü senâya hâcet yok. Kendisi -siyasi görevleri bir yana- özellikle ve mahsûsen imar işlerinde, ülke çapında takdir gören bir sezgiye ve olağanüstü bir birikime sahip; öte yandan bir İstanbul uzmanı; bu şehre âşık bir insan. Ta belediye başkanlığından itibaren İstanbul’a verdiği değerli katkılar saymakla bitecek gibi değil. Meselâ Yenikapı ve Maltepe sahillerinde denizi doldurarak iki muazzam miting alanı ortaya çıkarmak fikri ona aitti. Her iki yakada dikilmesine vesile olduğu onlarca gökdeleni, şu anda yaptırmakta olduğu 3. köprüyü ve galiba zeminindeki çürüklük sebebiyle sarkmaya başlayan yeni havaalanı projesinden bahsetmeye gerek var mı?
Bu arada vefasızlık etmeyelim; Çamlıca Camii de onun fikri ve güzel İstanbul’a nâçizâne bir katkısı...
*
İnsanın bir yerde, “keşke İstanbul’u hiç sevmeseydi ve İstanbul eski haliyle kalsaydı” diyesi geliyor.
*
Şimdi gelelim bu ikilinin stadı kurtarma çarelerine...
-Bu adamların başka işi-gücü yok mu diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Biri şehircilikte ve siyasette, öteki futbolda ehliyetini bütün dünyaya ispatlamış iki kutbun birlikte sinerji üretmeye başlamalarıyla bu gariban rüzgâr tünelinin mâkus talihi daha şimdiden sona ermiş bulunuyor.
İşte gazetelere kadar akseden kurtuluş reçetesi:
*
Zemin, yani futbol sahasının doğrultusu 90 derecelik bir açıyla doğu-batı aksına çevrilecek. Şu anda numaralı ve maraton tribünleri kale arkası tribünleri olacak.
Olimpiyat Stadı şu anki haliyle en çok rüzgârı kale arkalarından aldığı için bu akıllı projeyle kale arkasından alınan rüzgârın oyuna etkisi azaltılacak ve şimdiki kale arkası tribünleri biraz daha yükseltilip üzeri kapatılacak. Böylelikle rüzgâr sıfırlanacak, 4 yanı kapalı bir stadyum ortaya çıkacak.
Peki yeter mi; yetmez.
Ne lâzım; insanları bu stadyum etrafına çekecek câzip unsurlar geliştirmek lâzım. O halde çare belli: Metro hattı hızlandırılıp etraftaki insanları o bölgeye çekmek için illâki bir AVM lâzım; sonra fitness merkezleri, marka caddeler gibi dahiyâne tasarılar da projede yer alıyor.
İyi de, burası sonuçta bir spor yapısı; sportif faaliyetler ne olacak? Onun da kolayı var; başta milli maçlar olmak üzere muhtelif kupa maçları da burada oynanacak. Olimpik sporlardan bahsedilmiyor ama güzelim ülkemizde olimpik sporları da, buralara hiç uğramamış olimpiyat ruhunu da hesaba katmaya pek gerek yok.
Spor dediğin öncelikle futboldur çünkü...
*
Birinin futboldan, ötekinin siyasetten elini çektiği gün, millet olarak nasıl bir boşluğa düşeceğimizi tasavvur edebiliyor musunuz?
Ben ediyorum ve iyimser bir tebessüm yüzümde giderek yayılıyor!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016