A.Turan ALKAN
‘Tarihle övünmek!’ Tırnak içine aldığım bu ibâre, ‘Milli tarih denilince ne anlıyorsunuz?’ sorusuna verilecek cevapların neredeyse tamamını kaplıyor. Tarih denilince aklımıza hemen illâ ki övünmek gereken bir birikim geliyor.
Bugün olup biten şeyler yarın tarih olacak; tarih bir kahramanlar çağı değil, sıradan insan topluluklarının hikâyesi. Tarihle övünenler, muhteşem bir mâziden sonra muhtelif ihanetler sonucunda sefil bir şimdiki hâl yaşadığımızı sanıyorlar. Bu zan tamamen yanlış; şimdiki hâl ile geçmiş arasında böyle dramatik bir kopuş ve mühim bir fark yok; bu farkı örselenmiş şuurumuz, yıkık gururumuz ve ezilmiş psikolojimiz inşâ ediyor.
Arabasının arka camına ‘Osmanlı torunuyuz’ çıkarması yapıştıran, iki harfini bile sökemediği ve ne mânâya geldiğini bilmediği tuğra istifli yazıları duvarına asan, yaşadığı devri iyi okuyamadığı için dara düşünce, “Osmanlı ruhu dirilirse dünyanın kurtulacağı”nı zannedenler dün, nisbeten hoş görülebilir bir tesellî arayışı içindeydiler; baba yüzü görmemiş yetimlere annelerinin anlattığı, ‘Baban dağ gibi adamdı, cömertti, zekiydi, çok iyiydi’ türünden, –abartılmadığı sürece- ruhu tedavi edici bir yanı vardı bu efsânelerin.
Yeterli bilgi sahibi olunca bütün efsâneler sosyal süreçlere dönüşür ve anlaşılır hale gelirler. Sosyal ilimler bu sebeple en zorlu ve bütünleştirici zekâ gerektiren bilim dalıdır. Tam merkezinde insan vardır; insan ise hakkında en çok şey bilmemiz gereken mâlum! Bilmemiz gerekiyor çünkü bu kendimizi tanımakla alâkalı bir şey. Tekil bir bilgi kaynağı olarak yola kendimizden başlıyor, insanların hikâyelerini okuyup öğreniyor ve sonra bütün beşeriyeti de kapsayan insan kavramı hakkında fikir ediniyoruz. İnsan hakkında fikir sahibi olmak, insanın hudutları içinde kalan şeyleri bilmek ve kolay kolay şaşırmamaktır. İşte bu kadarcık ön bilgi bile, bir babanın daima mükemmel sporcu, süper bilim adamı, evliya gibi güzel huylu ve jön kadar yakışıklı olamayacağını hatırlatıverir.
Bir okuyucu, “Osmanlı da sütten çıkmış ak kaşık değildi” cümlesine alınmış, sitem ediyor; belli ki o da Osmanlıları hakkaniyet, dürüstlük, hoşgörü ve adaleti tek başına temsil eden, neredeyse beşer üstü bir idâreyle özdeşleştirmekte. Cedlerimizi aşağılamak ne kadar yanlışsa, hak etmedikleri derecede abartmak da hatalı. Endişelenmemiz gereken husus, insanların Osmanlı’yı abartıyla algılaması değil, bu algının yavaş yavaş devlet siyaseti halini almaya başlaması, siyasî malzeme haline gelmesidir.
Küçük bir misâl verelim: Osmanlıların politik sistemi, dünden bugüne ışık düşürebilecek nitelikte parlak unsurlar taşımaz meselâ bizim için. Bugünlerde Osmanlı’yı kâğıt üstünde ihyâ etmeye kalkışanlardan hiçbiri ama hiçbiri klasik Osmanlı idare sisteminde bırakınız sadrazam, vezir veya padişah olmayı, sıradan bir bürokrat olmaya bile rızâ göstermezler; tabii biraz olsun sistem hakkında bilgileri varsa! Osmanlı’da iktidarın nasıl el değiştirdiği hakkında öyle tüyler ürpertici fasıllar vardır ki, IŞİD’in rehinelerine revâ gördüğü muamele, yanında ilkokul müsameresi gibi kalır. Hak-hukuk meselesine, eğitim hayatına girmesek daha iyi... Ayrıntılara girmiyorum çünkü tarihî zamanlar hakkında etraflı ilgi sahibi olduktan sonra oradan hayranlık veya tarihî mirası ret gibi mânâlar çıkarmak, ilim ciddiyetine az biraz bulaşmış olanların işi değildir.
Altını çizmek istediğim husus şu: Osmanlı mirası bugüne taşınacak sürdürülebilir bir yönetim modeli teşkil etmiyor. İyilik nâmına ne varsa, her kuşak onu yeniden tanımak ve hayatına geçirmek zorunda.
Her tarihî süreç, kendi zamanı ve şartları içinde mânidar ve öyle anlaşılmalı; atalarımın tarihte yapıp ettiklerinden ötürü utanç veya kıvanç duyma tartışmasının kendisi abes zaten.
Bırakın eşzamanlı olarak dünya tarihini okumayı, bari biraz Osmanlı tarihi okuyun ey Osmanlı torunları; ayıp oluyor![email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016