Cansu Çamlıbel
31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin konuşulacak çok boyutu var, ziyadesiyle konuşulacak da. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) fabrika ayarlarına dönüp sekter politikalarla, parti içi taht oyunlarıyla bu fırsatı da heba etmezse elbette.
‘Fırsat’ diye gördüğüm şey CHP’nin iktidar olma ihtimali değil, o hedefe doğru yürürken ülkeyi çoğulcu demokrasi rotasına yeniden sokacak bir çizgiye sıkı sıkıya tutunması ihtimali. ‘Herkes için demokrasi’ söyleminden milim sapacak bir CHP’nin iktidara gelme şansı zaten yok.
Bu açıdan bakıldığında Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu ikilisinin seçim gecesi yaptıkları ‘zafer’ konuşmalarında verdikleri mesajlar yerindeydi. Kucaklayıcılığı standart “Aslında kimse kaybetmedi, demokrasi kazandı” cümlesinin ötesine geçirip şu cümleleri kurabilmekten bahsediyorum:
“Seçimde bizim başarı elde etmiş olmamız, bu seçimin hakkaniyetli bir seçim olduğunu ispatlamaz. Zira doğu ve güneydoğu illerinde taşınan seçmenlerle bir yerel seçim sonucunun değiştirilmeye çalışılması, daha önce o seçmenlerin seçtiği belediyelere kayyum atanması kadar kötü bir girişimdir… Silahlı kuvvetlerin bir kısım personelinin bu işe alet edilmesine, bu işte kullanılmaya çalışılmasına, hangi, kim emir ve talimat verdiyse, bu ülkenin toplumsal barışına çok büyük bir kötülük yapmıştır. Affedilir tarafı yoktur.”
Özgür Özel’in bu sözleri sarf edebilmiş olmasının kıymetini önümüzdeki dönemde daha iyi anlayacağız. CHP tarihinin en önemli başarılarından birinin yakalandığı bir anda, partinin Genel Başkanı’nın kendi partisinin içinde de hayli kuvvetli olan milliyetçi damara rağmen Kürt seçmenin iradesine ipotek anlamına gelen girişimleri kategorik reddetmesi o başta bahsettiğim çoğulcu demokrasi rotasına girme umudunu yeşertebilmek için ihtiyacımız olan duruş. Bu tür hamleler, düne kadar belki siyasi riskti ama bugün artık Erdoğan iktidarının olası yeni hamlelerini engelleyebilecek güçlü politik araçlara dönüşme potansiyeli taşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014’ten beri, tam 10 senedir, ülkeyi yüzde 52 ile Türkiye nüfusunun yüzde 90’ının oyunu almışçasına yönetti. Oysa artık CHP, kazandığı belediyeler üzerinden toplamda Türkiye nüfusunun yüzde 63’ünü yönetiyor olacak. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kontrol etmeye devam edeceği belediyelerin toplamı ise ülke nüfusunun ancak yüzde 23’üne denk geliyor. Erdoğan’ın bu gerçekliği yok sayarak hareket etmesi pek tabii ki mümkün, ama artık daha az mümkün.
Nitekim Erdoğan da ilk kez ‘mağlup’ olarak çıktığı o meşhur balkonda “Milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyecek, milletle inatlaşmaktan, milli iradeye rağmen hareket etmekten, milletin takdirini sorgulamaktan uzak duracağız” diyerek halkın ‘mesajını’ göğsünde yumuşatmayı tercih etti. “Bakın bir telefonla hemen toplandınız geldiniz” diye hitap ettiği buruk kitlesine “deliler gibi aşığım size” gibi duygusal paslar atarak kendi kariyerinin en dramatik gecesini iyi idare etti.
Öbür yanda ise kimseden telefon ya da talimat beklemeden kendisini sokaklara atan kalabalıklar vardı. Kırmızıya boyanan seçim haritasının şifreleri Türkiye’nin farklı köşelerinden gelen kutlama görüntülerinin içindeydi aslında. CHP’nin ambleminden ziyade sonunda halka dokunmayı başaran CHP’li siyasetçilerin şahsında vücut bulan bir değişim talebinde ortaklaşmış milyonlarca insan, bu kez işi siyasetçilere bırakmadı, ittifakı kendileri kurdu.
Kürt siyasi hareketinin sembol bazı isimlerinin çıkıp seçmenlerini İstanbul seçimi için DEM Parti’ye yönlendirmeye çalıştığı bir ortamda, CHP’nin kapılarının DEM Parti dışında herkese açık olduğu şeklinde propagandayla seçime giden CHP’li adaylara rağmen Kürt seçmen İmamoğlu’na omuz vermekten vazgeçmedi. Görünen o ki Türkiye’deki Kürtlerin çoğunluğu perakendeci bir demokrasi anlayışına sıcak bakmadı. Türkiye hakiki bir demokrasi rotasına girmeden kendilerine atılacak çiçeklerden bir orman kurulamayacağını en iyi kendilerinin bildiğini gösterdiler. Her pusulada aynı yere ‘evet’ basmayarak Kürt siyasi hareketinin temsilcisi DEM Parti’ye zor bir ev ödevi de bırakmış oldular.
Erdoğan hükümeti açısından en zor olan ise MHP ile ittifaka rağmen muhafazakâr milliyetçi seçmenin doğal adresi olma lüksünü artık eskisi gibi cepte görmelerinin mümkün olmadığı gerçeğiyle yüzleşmek durumunda olmaları. Mayıs 2023 seçimlerine giden süreçte zaten ‘Erdoğan’a karşı en güçlü iki potansiyel aday’ etiketini kazanmış olan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, bugün artık Türkiye sathında tasdiklenmiş iki hakiki rakip Erdoğan için. Milliyetçi muhafazakâr seçmenin aşina olduğu merkez popülizminin üzerine koydukları Atatürkçülük tuğlasıyla Erdoğan’ın son dönemde kendi eliyle daralttığı manevra alanından çok daha geniş bir sosyolojik alana hitap edebilmenin meyvelerini 29 Mart’ta topladılar.
Seçim gecesi açılan sandık oranlarının artık nihai tabloyu netleştirdiği saatlerde ilahiyatçı Prof. Dr. Hilmi Demir’den şöyle bir mesaj aldım; “Bu seçim, bizim geçen seneki söyleşideki tespitlerimi doğrulamadı mı?”
Mayıs seçimlerine iki hafta kala yaptığımız söyleşide Hilmi Hoca, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bilerek ya da bilmeyerek Türkiye’deki sekülerleşme trendine hızlandırdığını anlatmıştı. “Siyasete çok bulaşmış, siyasetle çok içli dışlı olmuş dini yapılar eriyor. Siyaset dışı sivil alanda dindarlık artıyor. Yani dindarlık devletin gölgesi altından çıkıyor ve sivil alana taşınıyor” demişti. İktidara yakın Türkiye Gençlik STK'ları Platformu'nun 2020’de 18-30 yaş grubu arasında yaptığı araştırmaya referans verip, Türkiye’deki gençler arasında en geniş sosyolojisi olan kimliğin yüzde 23,5 ile ‘Atatürkçü’, ikinci kimliğin ise yüzde 21,1 ile ‘milliyetçi’ olduğunu hatırlatmıştı.
KONDA’nın bu sene açıkladığı ‘Gençlerin Politik Tercihleri 2024’ araştırması da yakın sonuçlar ortaya koydu. Kendisini ‘Atatürkçü’ olarak tanımlayanlar yüzde 44 ile birinci sırada, ‘milliyetçi’ olarak tanımlayanlar yüzde 39 ile ikinci sırada, ‘muhafazakâr’ olarak tanımlayanlar ise yüzde 12 ile üçüncü sırada çıktı. Hem de kendini ‘muhafazakâr’ olarak tanımlayanların oranı sadece iki senede yüzde 24’ten yüzde 12’ye düşmüştü.
Türkiye’deki toplam seçmenin yaklaşık yüzde 25’ini oluşturan 18-29 yaş aralığındaki seçmenin 2019’da yaptığı tercihin, özellikle metropollerde CHP’nin kazanmasında kritik rol oynadığını biliyoruz. 2024’ün resmî sonuçlarının detaylı analizi yapıldığında aynı eğilimin devam ettiği, hatta metropoller dışına sirayet ettiği ortaya çıkacaktır kuvvetle muhtemel.
CHP, ‘seküler milliyetçi ama dini hassasiyetlere saygılı’ bir söylemle yarım asırdır kendisini kategorik olarak reddeden sosyolojinin direncini gençler üzerinden kırmaya başladı. Gerisini getirebilecek mi göreceğiz. Ancak net olan bir şey var; Türkiye’de milliyetçilik ve hatta muhafazakârlık artık kimsenin tekelinde değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.05.2025
28.03.2025
24.03.2025
4.02.2025
13.01.2025
16.12.2024
18.11.2024
10.09.2024
10.07.2024
26.04.2024