Cansu Çamlıbel
Türkiye’de dış politikayla uzaktan ya da yakından ilgilenen kim varsa beş gündür Oda TV’nin “Erdoğan 9 Mayıs’ta ABD’nin başkenti Washington’a yapacağı ziyareti iptal etti” haberini konuşuyor. Haberde, Erdoğan’ın bu kararı ABD Temsilciler Meclisi’nin İsrail’e 26 milyar dolarlık askeri yardım paketini onaylanmasının ardından aldığı iddia edilmişti.
Geçen beş gün içinde söz konusu askeri yardım paketi -yani aynı anda Ukrayna’ya 61 İsrail’e ise 26 milyarlık gönderilmesini öngören paket- ABD Senatosu’nda onaylandı, dün de ABD Başkanı Biden tarafından imzalandı. Özetle konu Biden yönetimi açısından nihayetlenmiş oldu. Dolayısıyla, eğer hakikaten de Erdoğan’ın bu mali yardım nedeniyle dört senedir beklediği Washington ziyaretini iptal etmeye kadar varacak bir rahatsızlığı varsa, bu durum ortadan kalkmış değil. Bilakis, Biden’ın imzasından sonra ABD açısından mesele geri dönülmez biçimde nihayetlendi.
Haberin kamuoyuna yansımasının ardından ortaya atılan bir diğer iddia ise ziyareti iptal edenin ABD tarafı olduğuydu. Bu iddiaya göre Biden yönetimi tam ziyaret öncesinde Erdoğan’ın Hamas heyetini kabul ederek samimi bir resim vermesinden çok rahatsız olmuştu. Erdoğan’ın daha çok iç kamuoyunu hedeflediğini düşündüğüm Hamas görüşmesinin Washington’da kaşları kaldırdığı muhakkak. Ama bu rahatsızlığı jet hızla Erdoğan’a “artık gelme, istemiyoruz” mesajı göndermeye kadar vardırmış olabilirler miydi? Hiç sanmıyorum.
Günlerdir ulaşabildiğim ve normal şartlarda bilgi sahibi olması muhtemel muhataplara sorduğum soruları bugün sabahtan itibaren bir tur daha sorup aynı yanıtı aldım; “ziyaret heralde iptal ama bilmiyoruz”. Herkesi şaşırtan temel konuların başında ise Erdoğan hükümetiyle içli dışlı ilişkileri bilinen medyanın ve sözcülerine dahi anlamlı bilgiler sızdırılmıyor oluşuydu.
Klasik bir ‘yalanlayamayız da doğrulayamayız da’ vakası.
Ankara ve Washington’ın resmi makamları da günlerce sessizliğini korudu ta ki bu akşama kadar. Washington’da henüz gündüz saatleri devam ederken Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Kirby, gazetecilerin Erdoğan’a ilişkin soruları üzerine “programlanmış bir şey yok” deyince kafalar iyice karıştı.
Nasıl planlanmış bir şey yoktu?
Kirby nasıl böyle bir cümle kurabiliyordu?
Ziyaret tam da 31 Mart Yerel Seçimleri’nden iki gün önce 29 Mart’ta açıklanmıştı. Reuters’ın Washington ve Ankara mahreçli olarak geçtiği İngilizce haberin metnini buraya bırakıyorum. Kirby’nin bir mensubu olduğu Biden yönetiminden yetkililer ziyareti doğrulamakla kalmamış içeriğine ilişkin de hatırı sayılır bilgi vermişti.
Kirby, Washington’da gazetecilerin gözlerinin içine baka baka yalan söyledikten sonra da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ölü taklidi yapmaya devam etti.
Ben de bir tur daha telefona sarıldım. Ankara’daki üst düzey bir diplomatik kaynaktan 25 Nisan Perşembe akşamı geç saatlerde edinebildiğim iki cümlelik bilgi şu oldu; “Haberler yalan, ziyaret gerçekleşecek.”
Ziyaretin daha önce planlandığı gibi 9 Mayıs’ta mı daha sonra mı olacağına dair ise bir bilgiye ulaşamadım.
Bu beş günlük seyirden edindiğim izlenim ziyaret iptal olmuş değil ama büyük bir pazarlık dönüyor.
İki devlet başkanının buluşmasından önce içeriğin, açıklamaların ve varsa imzalanacak anlaşmaların önden diplomatik heyetler tarafından hazır edilir. Bu normaldir. Hissiyatım odur ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hazırlık aşamasına İsrail konusundaki rahatsızlığını empoze ederek kendisi açısından ‘görüntüyü kurtaracak’ birtakım önlemler eklenmesini sağlamaya çalışıyor.
İki tarafın da Erdoğan-Biden görüşmesini iptal etmek için kendine göre gerekçeleri olabilir ama iki ülke ilişkilerinde tam diplomasiye daha fazla alan açılması beklenirken, bu ziyaretin -hangi gerekçeyle olursa olsun- iptal edilmesi zaten zar zor toparlanmış olan bu ilişkinin derin bir çizik daha yemesi anlamına gelecektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.05.2025
28.03.2025
24.03.2025
4.02.2025
13.01.2025
16.12.2024
18.11.2024
10.09.2024
10.07.2024
26.04.2024