Mehmet Y. Yılmaz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üstünden bir hafta geçtikten sonra Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde yeni mezun teğmenlerin kılıç çatarak ettikleri subay yemininin farkına vardı.
Neden bir hafta bekledi sorusunun yanıtı belli ki önümüzdeki birkaç gün üzerinde havan dövmek için bir vesile olacak.
Bizim memleketin en sevilen sporu budur; yellen yellen ipe diz!
Bu bir fıkra olsaydı; boyunun uzunluğundan bahisle kulağından giren yemin seslerinin çekiç, örs, üzengi kemiklerinden ancak intikal ederek duyma işleminin gerçekleşebildiğinden söz ederdik ama bu çok saçma olur.
Cumhurbaşkanı da hepimiz gibi o gün bu yemini duydu, görüntülerini izledi.
Bir hafta boyunca da sesini çıkarmadı.
Ki kendisi heyecanlı bir zat biliyorsunuz, dilinin ucuna geleni en yüksek sesle söyleyebilmek gibi bir özelliği var.
Ve hatırlarsınız bu yemin ile ilgili olarak bazı çevrelerden gelen eleştirileri AKP Sözcüsü Ömer Çelik şöyle yanıtlamıştı:
“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yeni mezunlarını vermiştir. Bu gençler, Türkiye’nin geleceği için yetiştirilmiştir. ‘Hükümete kılıç çekti’ diyenler vesayeti diriltmek istiyor. TSK’nın geleceği için yetiştirilmiş teğmenlere hakaret kabul edilemez.”
Ömer Bey, buradan nasıl geri manevra yapacak tabii orası onun sorunu.
AKP yetkililerine ve kendilerine gazeteci süsü veren tiplere önerim şudur ki, böyle konularda bizzat Erdoğan’dan bir şey duymadan, konuşmayın, yazmayın.
O günlerde Çelik’in böyle konuşmasının nedeni Cumhurbaşkanı’ndan aksi yönde bir işaret almamış olmasıydı.
Ne oldu da Cumhurbaşkanı, aradan geçen bir haftadan sonra parlayıverdi?
Teğmenlere “bu kılıçları kime çekiyorsun” diye sorduğu konuşmasında bu sorunun olası yanıtını oluşturan bir cümle daha var:
“İmam hatipler, cihat meydanı boş kalmasın diye var.”
Bir taraftan “cihatçılık” oynarken, diğer taraftan teğmenler üzerinden “demokratlık” gösterisi!
Böyle yaparak Sisi’ye ender görülür bir devlet protokolü uygulamış olmasını örtbas edeceği kanısında.
Pul olmuş parayı unutturabileceğini, geçim sıkıntısı çeken insanları oyalayabileceğini zannediyor.
Eski bir “maymuna bak” oyunu.
Bu oyuna kendisini kaptıran olur mu derseniz mutlaka olur: Her iki tarafta da bu oyunu oynamaya hevesli çok insan var.
İşe yarar mı, bir seçim daha kazandırır mı derseniz, falcı değilim ama şunu biliyorum: Erdoğan’ın dağarcığında başka politika yok.
Tek bildiği bu.
* * *
İkisinin adı yok!
Yaptığı şey, insanları kılık kıyafetlerine, isimlerine, verdiği oya, yaşadıkları mahallelere göre kategorize edenlerin yaptığından hiç farklı değil. Ve çok ayıp! |
Solda Hava Harp Okulu devre birincisi İkra Kuyumcu, sol üstte Kara Harp Okulu devre birincisi Ebru Eroğlu ve sol altta Deniz Harp Okulu devre birincisi Şeyda Yıldırım
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatipliler Kurultayı’nda konuşurken, Harp Okulları’nın bu yılki birincilerinin kadın öğrenciler olduğuna da dikkat çekti ve şunu söyledi:
“Üç tane birinci olan kızımız var. Bu kızlarımızdan birinin ismi İkra. Üç kardeş, adı İkra. Manisalı ve birinci oldu. Diğer ikisi, onlar da birer Anadolu yavrusu.”
Üç birinciden niye birisinin adını, kaç kardeş olduklarını, nereli olduğunu söyledi de diğer ikisini “birer Anadolu yavrusu” diye geçiştirdi?
Sorunun yanıtı çok açık: Adı İkra olduğu için.
İkra, Arapça “oku” demek. Alak Suresi’nin ilk beş ayeti Hazreti Muhammet’e gelen vahyin başlangıcını oluşturuyor ve “İkra” kelimesi ile başlıyor.
Cumhurbaşkanı’nın, İkra Teğmen’in adını söyleyip, diğerlerini pas geçmesinin nedeni bu isme atfettiği anlamda yatıyor.
Bu isme bakıyor ve muhafazakâr bir ailenin izlerini buluyor.
Kim bilir, belki öyleler belki de değil ve konuyla bunun ne alakası var?
Yaptığı şey, insanları kılık kıyafetlerine, isimlerine, verdiği oya, yaşadıkları mahallelere göre kategorize edenlerin yaptığından hiç farklı değil.
Ve çok ayıp!
* * *
Yaşadığımız “darbe” ortamı
Bugünün Türkiye’sinde Anayasal düzene karşı bir örgütlü kalkışmadan söz edeceksek bakmamız gereken yer kışla değil, yargı. Anayasa’yı yok sayan, tanımayan, kendisini Meclis’ten de üstün gören bir yargı var |
Asker ve polis, mutlak disiplinin tartışmasız sürdürülmesi gereken kurumlardır.
Söz konusu yemin, KHO Komutanlığının bilgisi ve izni dışında yapıldıysa, bir disiplin suçu oluşmuş demektir.
TSK’nın liyakate dayalı terfi düzeni bozulduğundan beni “disiplin” konusunda eskisi gibi olmadığını, gevşediğini düşünmemizi gerektiren çok örnek var.
Ancak her disiplinsizlik “darbecilik” değildir.
Mesela Erdoğan’ın ana muhalefet liderini ağır eleştirdiği konuşmayı alkışlayan generaller, askerin siyaset dışı kalması konusunda disiplinsizlik yapmışlardır ama yaptıkları darbecilik değildir.
Daha sınıf okuluna bile gitmemiş, kıtaya çıkmamış, yeni mezun teğmenlerin bir yemin ederek ileride darbeci olabileceklerini düşünüyorsanız, hayal gücünüz çok geniş demektir.
Öte yandan bugünün Türkiye’sinde Anayasal düzene karşı bir örgütlü kalkışmadan söz edeceksek bakmamız gereken yer kışla değil, yargı.
Anayasa’yı yok sayan, tanımayan, kendisini Meclis’ten de üstün gören bir yargı var.
Siyasette suç ortakları da olan bir örgüt gibi faaliyet gösteriyorlar.
Tıpkı Fetullahçılar’ın geçmişte yaptıkları gibi, yargı yetkisini siyasetteki suç ortaklarının koruması altında Anayasa’yı yürürlükten kaldırmak için kullanıyorlar.
Unuttukları şey bu suçta zaman aşımının ve dokunulmazlığın olmadığı.
Korkuyla hatırlamaları gereken de bu iktidarın eninde sonunda bir seçim ile devrileceği ve siyaseten korumasız kalacakları.
O günü hepimiz göreceğiz, kimse merak etmesin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024