Mehmet Y. Yılmaz
Dün, Karar gazetesinin birinci sayfasında “Dindar Seçmen Kaygılı” manşetini görünce “kaygılı olmakta haklılar” diye düşündüm.
Bir yandan hayat pahalılığı, diğer yandan dini kullanmaktan bir an bile vazgeçmeyen nobran bir iktidar döneminde artan ahlaksızlık ve yolsuzluklardan rahatsız oldular, dinin dünyevi meselelere alet edilmesinden de hazzetmiyorlar her halde diye aklımdan geçirdim.
Hayır, öyle değilmiş.
Dindar kadınlar başörtüsü kazanımlarını kaybetmekten, seçimi kazanacak muhalefetin intikamcı davranmasından, sosyal yardımların kesilmesi ihtimalinden endişeliymiş.
“Dindar seçmen” olarak tanımlanan kesim, muhalefetin “hizmet ve büyüme anlayışından uzaklaşmasından” da kaygı duyuyormuş.
Yani kaygı “maneviyat” alanıyla ilgili değil, tam tersine son derece maddi nedenleri var.
Bu durumun çok ilginç olduğunu düşünüyorum.
“Dindar seçmen” diye tanımlanmışlar ama hassasiyetlerinin din ile o kadar da ilgisi yok.
Normal olarak dindar diye tanımladığımız kesimlerin hassasiyetlerinin maneviyat ile ilgili konular olmasını beklerdim.
Ancak araştırma gösteriyor ki manevi bozulma, dindarların oy tercihlerini belirlerken önemli bir etki yaratmıyor.
Oysa araştırmaya konu olan AKP seçmeninin çoğunluğu kendilerini “yüksek oranda dindar” (Yüzde 73,6) olarak tanımlıyor.
Sözünü ettiğim sonuçlar Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi isimli bir kuruluşun, “dindar seçmen anketi” tarafından bulundu.
Araştırma, Konya, Kayseri, Yozgat, Sivas, Malatya, Elazığ, Bingöl, Erzurum, Gaziantep ve Kocaeli illerinde ve İstanbul’un dindar seçmen yoğunluklu ilçelerinin belli semtlerinde 2 bin 424 kişi ile ve yüz yüze gerçekleştirilmiş.
Ankete katılan “dindarlar”, AKP döneminde yolsuzlukların arttığına inanıyor. (Yüzde 44)
“Lüks ve israf arttı” diyor. (Yüzde 59)
“Hak etmedikleri yüksek maaşları aldıklarını” düşünüyor. (Yüzde 51)
“Türkiye ekonomisi kötüye gitti” diyorlar (yüzde 58), “mahkemeler adil değil” kanaatindeler (yüzde 52) ama oy tercihleri çok da değişmiyor.
Eskiden AKP seçmeninin çoğunluğu için partiye “kalbi bağlılık” söz konusuymuş, şimdi “seçeneksizlik ve çıkar birliği” nedeniyle AKP’ye oy verecekler.
AKP’nin kendisini yüksek oranda dindar olarak tanımlayan seçmeni gelişmelerden rahatsızlık duyuyor ancak bu rahatsızlık, oy tercihlerinde çok az etkili.
Gerçi yavaş da olsa bir uzaklaşma da görünüyor. 2018’de yüzde 74,4’ü Erdoğan’a oy vereceğini söylerken, son araştırmada bu yüzde 62,2’ye düşmüş.
Ve yine öyle görünüyor ki Recep Tayyip Erdoğan, onlar için vazgeçilmez.
Onun için, ekonominin gidişine, artan işsizliğe, adalet ihtiyacına filan bakıp Erdoğan’ın gidici olduğunu düşünmek o kadar da gerçekçi değil gibi görünüyor.
“Seçimi kim olsa kazanır” bir hayalden ibaret.
Erdoğan ile bu yarışta gerçek bilek güreşine girebilecek adayın, bu hassasiyetlere de yanıt verebilecek birisi olması gerektiği açıkça görülüyor.
***
Söylemek yetmez, içselleştirmek gerek
Önce şu sözleri okumanızı rica edeceğim, endişelenmeyin çok uzun değil:
“Biraz önce birbirinden hem güzel hem de anlamlı dakikalar yaşadık. Dünyayı gördük, Mevlâna gibi birbirimize ulaştık, Yunus gibi birbirimizi anladık, birbirimizle tekrar tanıştık. Konuşurken aslında hepimiz göçmeniz dedik, hepimiz geçiyoruz çünkü Allah bize bir tebligat da bulunuyor. Hüküm de mülkte Allah’ındır. Hiç unutmamak gerekir biz, hepimiz insanlık, milletin evlatlarıyız. Her zaman söylerim para, makam, mülk, çok varlık bizi şımartıyor mu diye?”
Bu sözleri söyleyen kişi, bir tefekkür dönemini yaşayıp, aydınlanmış bir “ak sakallı” değil.
Bildiğiniz İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.
Hayatta yaptığına, ettiğine bakarsanız, söyledikleriyle alakası da yok.
Peşin hükümlü, siyaset için yalan söylemekten hiç çekinmeyen, kul hakkı diye bir kavram ile hiç ilişkisi olmamış gibi görünen birisi kendisi.
Ama bakın neler neler diyor.
Neden böyle olduğunu da kendisi açıklamış zaten: “Para, makam, mülk, çok varlık bizi şımartıyor!”
Bulunduğu makamın gelip geçiciliğinin bu kadar farkına varmışken, mafyanın maaşa bağladığı politikacıyı açıklasa da kurtulsa diye aklımdan geçirdim.
Temel insan haklarını, düşman gibi görmekten vazgeçse ne kadar hafifler, bunu da bir düşünsün.
İktidar elitindeki şımarıklığın nereden kaynaklandığını ne kadar güzel ifade etmiş; ah bir de bunu içselleştirebilse, herkes için ne kadar iyi olurdu!
***
“Serbest piyasa” ne oldu?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, banka yöneticilerine “talimat” verdi.
Kendi Türkçeleriyle söyleyecek olursak “talimatlandırdı”!
Bu kelimeyi kim icat ettiyse dilini eşek arısı soksun demek zorundayım ama konumuz bu değil.
Talimat şu: Bankalar, TL kredisi çeken müşterilerinin bu parayla döviz almasının önüne geçecekler.
Bunu nasıl yapacaklar? BDDK açıklamasında bununla ilgili bir ayrıntı yok.
Öte yandan BDDK’nın bankalara böyle talimatlar verme yetkisi de yok.
Bankaların da müşterilerine “bu parayla döviz alamazsın, şu parayla döviz alabilirsin” deme hakları ve yetkileri de yok.
Peki bu piyasa gerçeklerinden uzak, herhangi bir yasal dayanağı da olmayan talimat nasıl verilebiliyor?
Buna bakarak vatandaşın bankalarda bulunan parasını nasıl harcayacağı ile ilgili olarak da “talimatlar” gelecek diye mi beklemeliyiz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024