Mehmet Y. Yılmaz
Adana’da geçen hafta yapılacağı ilan edilen Kebap ve Şalgam Festivali iptal edildi.
Valiliğin iptal kararını açıkladığı duyurusunda şöyle deniliyor:
“Festival, kamu düzeni ve güvenliği ile kişilerin can ve mal güvenliği nedeniyle iptal edilmiştir.”
Bu festival daha önce Rakı Festivali ve Dünya Rakı Günüisimleriyle de biliniyordu.
Sonradan adı bazı “hassas” vatandaşları rahatlatmak için “Kebap ve Şalgam Festivali” olarak değiştirilmişti.
Şimdi de “güvenlik” gerekçesiyle yasaklanmış bulunuyor.
Biliyorsunuz, siyasal İslamcılar iktidara geldiklerinden beri insanların hayat tarzına asla karışmadıklarını ileri sürüyorlar ama kendilerine benzemeyen her şeyden de rahatsız olan “hassas bir bünyeleri” var.
“Valilik” adı verilen kurumun görevlerinden biri vatandaşların huzur ve güven içinde yaşamalarını sağlamak.
Bunu sağlamak için emrinde polis ve jandarma gücü de var. Gerekli gördüğünde orduyu bile yardıma çağırma yetkisine sahip.
Ama üç – beş bin kişinin, belirli bir bölgede iki gün bir araya gelip, kebap yiyerek, rakı içmelerini ve bir Adana geleneğini yaşatmalarını sağlamaya gücü de yetmiyor.
Kamu düzenini sağlamaktan aciz, can ve mal güvenliğini koruyabilecek güce ve ehliyete sahip değil.
Ve “turizm ülkesinde”, bir eğlence festivali için güvenliği sağlayamayacağını resmi bildiri ile ilan ediyor.
Böyle aciz bir Vali, normal olarak görevden çoktan alınmış olmalıydı ama görevinin başında.
Çünkü biliyoruz ki mesele güvenliği sağlamakta aciz olması değil.
İnsanların yaşam biçimlerine karışmak konusunda sonsuz bir istek duyuyorlar.
Bunu açıkça söyleyemiyorlar ama onlar gibi yaşamak istemeyenlerin karşısına yasaklarla çıkıyorlar.
Amaçlarına ulaşmak için yalan söylemek onlar için hiç sorun değil.
Onun için “güvenlik sorunu” diyorlar.
Sorun kafalarının içinde kıpraşıp duran örümceklerde, onu saklamaya çalışıyorlar.
***
Melih Gökçek’e kötü haber
Melih Gökçek, gecenin her hangi bir saatinde sokaklarda dolaşmak isteyen, etek de giymiş kadınlara tecavüz edilebileceğini düşünüyor.
Şu ya da bu gerekçeyle bir kadına tecavüz edilmesini makul görmenin ne tür bir cinsel soruna işaret ettiğini bilmiyorum.
Psikoloji biliminde bunun bir açıklaması mutlaka vardır ama ben bilmiyorum.
Memleketin başkentinde belediye başkanlığı bile yapmış koskoca adam, böyle düşünmekten utanmadığı gibi genç bir kadınla bu seviyesizlikte bir üslupla çene yarıştırmaya da kalkıyor.
Ne tür bir travmaya maruz kaldı da böyle düşünüyor, onu da bilemiyorum.
Bunu sırf orijinallik olsun diye yapıyorsa, o da ayrı bir mesele. Karşılığı mutlaka Freud’da filan vardır.
Dün Gökçer Tahincioğlu’nun T24’teki haberi bir Yargıtay kararı ile ilgiliydi.
Yargıtay, Melih Gökçek kafasında olan bir tecavüzcünün savunmasını kabul etmemiş ve hakkında verilen 34 yıl 8 aylık hapis cezasını onaylamış.
Melih Gökçek için kötü bir haber bu.
Aklından geçenleri, aklında tutmaya devam etmesini öneririm. Ya da en iyisi geceleri sokağa filan çıkmasın, herkes için daha iyi.
***
İstanbul trafiğini çözmek isteyen var mı?
İstanbul’da yaşayanlar 2017 yılında 59 saatlerini trafikte, araçların içinde geçirmişler.
Dünya genelinde trafik yoğunluğuna sahip kentleri araştıran INRIX isimli kuruluşun hazırladığı son listeye göre İstanbul, Avrupa’da en kötü trafiğe sahip dördüncü kent.
Birinci sırada Moskova var. Onu Londra ve Paris izliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “AKP Belediyeciliğini” öve öve bitiremiyor ama 1994’ten beri AKP’li belediyelerin yönettiği İstanbul’un hali de ortada.
Trafik berbat, kent bir beton yığınına dönüştü. Ki bu “betonlaşma” tespiti de bana ait değil, bizzat kendisi söylemişti.
Oysa İstanbul iyi yönetiliyor olsaydı, en azından kentteki trafik bu noktaya gelmezdi.
Yeni yolların yapılması, toplu ulaşımın geliştirilmesi, su yollarının daha etkin kullanımı gibi ciddi mali kaynaklar gerektiren yatırımlardan söz etmiyorum.
Bunlar elbette yapılmalı, yapılıyor da.
Dikkatinizi çekmek istediğim konu, İstanbul’da vatandaşların nasıl yaşamakta olduklarını umursamayan, bunu kendilerine dert etmeyen yöneticilerin sorumluluğu.
Eğer böyle bir yöneticimiz olsaydı, trafikte geçirdiğimiz süre bugünkünün rahatlıkla dörtte biri kadar daha az olurdu.
Çünkü yine biliyoruz ki İstanbul’da trafik sorununu yaratan en önemli faktör “insan” faktörü.
Kadir Topbaş’ın zamanında yaptırdığı bir araştırmaya göre İstanbul’da sadece trafik kurallarına uyulması halinde bile trafik yoğunluğunun yüzde 25 oranında azalacağı tespit edilmişti.
Trafikteki yoğunluğu arttıran “insan faktörünü” düzeltmenin bir tek yolu var. Sıkı denetim ve etkili ceza.
Geçemeyeceği kavşağı tıkayan, dönüş şeritlerinin yanında ikinci hatta bazen üçüncü şeridi oluşturan, dörtlü lambalarını yaktığı zaman trafik ile ilgili sorununu halledebileceğini zanneden insanların kentinde denetim ve ceza yok.
İstanbul’da trafik denetimi demek, vatandaşa tuzak kurmak demek. Vatandaş kurulan tuzağa düşecek, onlar da ceza yazacaklar, trafik yönetiminden anladıkları bu.
Akşamüstleri, ana arterlerin en az iki şeridini bloke eden servis araçları da bir başka problem.
Ve bütün bunlar olup biterken trafiği yönetecek olanlar sokakta yok.
Neden? Çünkü İstanbul iyi yönetilmiyor.
Çünkü İstanbul’u neredeyse çeyrek yüzyıldır yönetenler, vatandaşların günlük hayatlarındaki sıkıntılar ile ilgilenmiyorlar.
Evet ciddi metro yatırımları yapıldı, önemli yollar açıldı, bunları inkâr etmek ve “Hiçbir şey yapmadılar” demek haksızlık.
Ama sadece etkin kontrol ile çözülebilecek sorunlar da öylece ortada duruyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024