Mehmet Y. Yılmaz
Ayasofya'daki ilk cuma namazı dün kılındı, Allah kabul etsin.
Günlerdir, dindar Türklerin Ayasofya hassasiyeti üzerine yazılmış yazılar okuyor, nutuklar dinliyoruz.
Bunun nasıl bir "gönül yarası" olduğunu, nasıl "hasretle beklenen bir kavuşma" olduğunu tam olmasa da anlayabiliyorum.
Bütün gençlik hayalleri bunun üzerine kurulmuş, üzerine şiirler ezberlenmiş.
Gençliklerinin bir döneminde, kişilik ve kimlikleri oluşurken bu tür davalara inanmış insanların "zincirlerin kırılmasından" çok mutlu olmalarında da yadırganacak bir durum yok.
Dün haber televizyonlarına ne kadarı yansıyabildi, artık izlemediğim için bilmiyorum ama vatandaşların cep telefonlarıyla çektikleri ve sosyal medyada yayılan görüntülere bakarken merak ettiğim şey ise "AKP seçmeniyim" diyen insanların ne kadarının ortaya çıkan tablodan mutlu olduğuydu.
Bu özel günde, cami ve çevresinde en çok boy gösterenler "Taliban – IŞİD" görüntüsü veren insanlar oldu.
Doğal olarak böyle oldu, çünkü kolayca bir araya gelebilmelerini ve birlikte hareket edebilmelerini sağlayan tarikat örgütlenmeleri içinde yer alıyorlar.
Bu tür kişilerin, muhafazakâr seçmene oranının çok fazla olmadığını da tahmin etmek zor değil.
AKP ileri gelenleri, bu insanları cami ve çevresinde gösteri yaparken görünce, ne kadar duygulandılar, ne kadar sevinç göz yaşı döktüler bilmiyorum ama şu konuda iddiaya varım ki AKP seçmeni olduğu halde, bu görüntüleri ürkerek izleyen "modern" insanların sayısı, bu görüntüleri yaratanları birkaç kere katlayacak kadar çoktur.
Son araştırmalara göre toplam seçmen içinde AKP seçmeni yüzde 30 ise bu kılık kıyafetiyle de marjinal kitle, onun üçte birinden fazla da değildir.
Ancak öyle görünüyor ki tek adam yönetiminde ortak aklını kullanma kabiliyetini kaybeden bu parti, Türkiye'nin ne kadar modernleştiğini, laik yaşam biçimini ne kadar içselleştirdiğini ciddi olarak ihmal ediyor.
Örgütlü oldukları için sesleri daha çok çıkan, bu nedenle de daha görünür olan bu marjinal kitlenin talep ve beklentilerini, geniş seçmen kitlesinin talep ve beklentilerinin önüne koyuyor.
Bu nedenle kendisi de giderek marjinalleşiyor.
Marjinalleştiği için bir avuç fanatik dincinin taktığı İstanbul Sözleşmesi ile sorunu var. Marjinalleştiği için sosyal medyayı zincirlemeye yönelik girişimlerinin, Türkiye'nin modern ve genç insanları üzerinde nasıl bir etki yaratacağını ölçemiyor.
Marjinalleştiği için rahmetli Necmettin Erbakan Hoca'nın hayalini kuramadığı oyun misliyle fazlasını neden alabildiğini de unutuyor.
"Muhafazakâr hassasiyetler" diye marjinal hassasiyetleri öne çıkardıkça, başka insanların tamamen farklı hassasiyetlere sahip oldukları ve o hassasiyetlerin de toplumsal – siyasal karşılığı olabileceği gerçeğini de ihmal ediyor.
* * *
Aslında marjinalleşen AKP
İstanbul Sözleşmesi adı verilen uluslararası sözleşme, imzalandıktan üç hafta sonra onaylanması için TBMM'ye gönderildi.
Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla TBMM'ye gönderilen "onaylama gerekçesinde" şöyle deniliyordu:
"Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olan söz konusu Sözleşmenin, Avrupa Konseyi Kadına Karşı Şiddet ve Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Önleme Geçici Komitesi bünyesinde hazırlanması ve sonuçlandırılmasında ülkemiz öncü bir rol oynamıştır. Sözleşmenin, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanlığımız sırasında imzaya açılması ve ülkemiz tarafından imzalanmış olması da ayrıca sembolik bir önem taşımaktadır. 'Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ne taraf olunmasının ülkemize ilave bir yük getirmeyeceği ve ülkemizin gelişen uluslararası saygınlığına olumlu katkıda bulunacağı değerlendirilmektedir."
Erdoğan'ın, İstanbul Sözleşmesi'ne desteği, sözleşmeyi imzalamak ve TBMM'de onaylatmakla da kalmamıştı.
AKP iktidarının 10. tılını kutlamak için hazırlanan kitapçıkta bu sözleşme, Türkiye'de AKP tarafından gerçekleştirilen "sessiz devrimlerden biri" olarak sunuluyordu.
AKP yöneticilerinin, başta genel başkanları olmak üzere hafıza ile ilgili sorunları var, bunun örneklerine sıkça rastlıyoruz.
Bu bilgileri aktardım ki hem onlar, hem de biz hafızalarımızı tazeleyelim.
Ve düşünelim: Ne oldu da 9 yıl önce "Sessiz Devrim" diye niteleyip, propaganda malzemesi olarak da kullandıkları bir metin, tu kaka oldu?
Bu sorunun yanıtı, yukarıdaki yazıda değindiğim "marjinalleşme" durumundan başka bir şey değil.
AKP Genel Başkanı'nı bu yolda ikna eden raporu hazırlayanların hayalindeki toplum projesi, bu sözleşmeyi elbette kabul edemez.
Bunlar sabah dayak yiyen kadına, "akşama kocana güzel sofralar hazırla ki seni bir daha dövmesin" öğüdünü verebilen zihniyetin temsilcileri.
9 yıl önce bu marjinal dindar grupların, bu parti üzerindeki etkisi bu kadar değildi.
Erdoğan'ın gerekçesinde sözünü ettiği "ülkemizin gelişen uluslararası saygınlığı" o tarihte böyle modern girişimlerde aranıyordu.
Şimdi ise "ülkemizin gelişen uluslararası saygınlığından" değil, "bekasından" söz ediyor.
Herkesin saygı duyduğu bir ülke iken, herkesin yıkmaya çalıştığı bir ülkeye mi dönüştük?
O tarihte mi yanılmıştı, şimdi mi yanılıyor?
* * *
İktidar "hassasiyetin" farkında değil
Sözleşme imzalandı, kanun çıktı diye kadına karşı aile içi – dışı şiddette bir azalma olmadı.
Bu sözleşme ve kanunlar, kadına karşı şiddeti önlemediği gibi, farklı cinsel yönelimlere karşı (LGBTİ+) ayrımcılık ve şiddet olaylarında da gözle görülür, elle tutulur bir azalma olmadı.
Olması da zaten beklenmemeliydi.
Toplumsal ve dini geleneklerin, bir sözleşme imzalandı, bir kanun çıkarıldı diye bir anda yok olup gitmesini zaten bekleyemezdik.
Ancak bu sözleşmenin imzalanmasından sonra geçen 10 yıl içinde devlet mekanizmasının bu konuda "0" tolerans politikası izlemesi sağlanabilmiş olsaydı, kuşkunuz olmasın ki bugünkünden çok daha iyi bir noktada olabilirdik.
Emniyet güçleri, yargıçlar ve savcılar bu konuda kararlı bir tutum ortaya koyamadılar.
Devletin tepe yöneticileri, bir gün öyle, bir gün böyle davranarak, her eğilimden bireylerin eşitliği konusunda mütereddit davranarak bu tutumu desteklediler, beslediler.
Onun için sokaklarda LGBTİ+ bireyler rahat gezemiyorlar.
Onun için kadınlar evlerinde dayak yiyorlar, öldürülüp bir kenara atılabiliyorlar.
Toplumdaki şiddet eğilimini besleyen her davranış, her tutum da bunun üzerine tuz biber ekiyor.
İktidar, bu toplumda gelişen ve kadına karşı şiddet olaylarıyla zirveye çıkan hassasiyetin farkında değilmiş gibi davranıyor.
Tıpkı çevre ve hayvan hakları hassasiyetinin boyutlarını kavramakta zorlandığı gibi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024