Sezin ÖNEY
Ağustosun son günlerinde parlak güneşin birden kaybolup lapa lapa kar yağmaya başlayacağını nasıl anlarsınız?
Eski zamanlarda, kuşların erken göçü, meşe ağaçlarının yapraklarında zamansız beliren kızıllar, sincapların kışlık depolarını erkenden hazırlamaya başlaması, tüm hayvanların kabarıveren kürkleri gibi işaretler, havanın gidişatına ilişkin ipuçları olarak hassasiyetle takip edilirdi.
Tüm bu işaretler ve artı bir tanesi, kışın hiç beklenmedik biçimde erken bastıracağını gösterirdi; son işaret de, çok sembolik bir şey olurdu. Mesela, bir öğle vakti güneşin çevresinde bir beyaz halka belirivermesi gibi.
Biz de, siyaseti yorumlamaya çalışırken aslında tam da bu şekilde, “havanın” işaretlerini okumaya çalışıyoruz.
Türkiye’deki barış süreci hakkında yapılacak en doğru yorumlar da, aslında uzaklardan esen bazı rüzgârları takiple mümkün. Bunun dışında, kimin, kulağı ne kadar delik olursa da olsun, hatta sürecin tam da ortasında olanların bile, bundan birkaç yıl hatta ay sonra, Türkiye’nin Kürt Sorunu’nun, barış sürecinin neresinde olacağını öngörebileceğini sanmıyorum.
Türkiye’yi çevreleyen coğrafyada bazı hayati değişiklikler oluyor; dönüşümler yaşanıyor.
Örneğin, Arap Baharı olaylarını tetikleyen gösterilerin başladığı Tunus’ta, önceki gün çok sembolik bir olay yaşandı.
27 yaşındaki işsiz Adil Hodri, salı günü, ülkesindeki adaletsizlikleri protesto için kendini ateşe verdi. Hodri’nin yaşamına bu şekilde son vermesi, 2010’da kendini yakarak, Tunus’taki Yasemin Devrimi adı verilen sürecin alevlenmesine neden olan seyyar meyve satıcısı Muhammed Buazizi’yi akıllara getiriyor ister istemez.
Tunus’ta, nüfusun yüzde 50 kadarı 35 yaşının altında. Eğitimsizlik ve buna bağlı olarak da işsizlik, korkunç bir kısırdöngüye hapsediyor gençleri. Özel okullarla, devlet okulları arasındaki uçurum, nüfuz sahibi kesimlerin kendi çevrelerini kayırmaları gibi sosyal çıkmaz sokaklar da, gençleri göçe mahkûm ediyor. Sonuçta, ufuk çizgisinin ötesindeki “Kaf Dağı” Avrupa’ya kapağı atabilmek için, yaşamlarını tehlikeye atıyor birçok Tunuslu genç.
Hepimizin derdi adaletsizlik zinciri
Tunus’taki bu adaletsizlik zinciri, aslında Türkiye’ye de hiç yabancı değil. KONDA’nın aylık“Barometre”sine göre, Türkiye’de toplumun yüzde 60’ını aşkın bir kısmı, ülkenin en büyük sorunu olarak “adaletsizliği” görüyor.
Türkiye’yi çevreleyen coğrafyada, adaletsizlik bir yandan, “maddi uçurumlar” şeklinde ortaya çıkarken, öte yanda da, hukuka olan güvenin aşınması yoluyla da baş gösteriyor. Yani, bir yanda, fiziksel olarak yaşanan bir adalet buhranı var; öte yanda da, ahlaki boyutta ortaya çıkan bir erozyon sözkonusu.
Macaristan’da bugünlerde, geniş katılımlı gösteriler yaşanmasına neden olan anayasa değişiklikleri de, hukuki-ahlaki erozyonun örneklerinden.
Macaristan’da, anayasal çoğunluğa sahip sağcı Fidesz hükümeti, 2010’da iktidara geldiğinden beri, anayasa başta olmak üzere ülkenin tüm hukuki düzenlemelerini, hatta yapısını dönüştürüyor. Yolsuzluklar ve ekonomik buhrandan bunalan seçmenler, 2010’daki seçimlerde, yüzde 53’lük ezici bir çoğunlukla Fidesz’in iktidara gelmesini sağlamıştı. Bu oran, Fidesz’e parlamentoda da, yüzde 68’lik bir temsil hakkı getirmişti. Fidesz, “karizmatik” lideri Viktor Orbán’ın yaklaşık üç yıllık başbakanlığında, ülkenin yasal manada genetik kodlarını değiştirdi. 2012’de yeni bir anayasanın yürürlüğe girmesinin ötesinde, 200’den fazla yeni kanun yapıldı ve mevcut yasalarda da iki bin değişiklik gerçekleştirildi.
Eleştiri alerjisi
Ülkenin yeni anayasası, zaten 2011-2012’de Venedik Komisyonu, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu gibi yapılar tarafından sertçe eleştirilmişti. Bu anayasa, muhafazakâr ve dolayısıyla kapsayıcılıktan uzak bir duruşu yansıtmasının ötesinde, diğer siyasi hareketler ve halkın görüşleri alınmadan, tamamen iktidar partisinin dileği şekilde kaleme alınmış ve yürürlüğe sokulmuştu. Dahası, Fidesz gerek bu anayasa, gerekse de kafasına göre çıkardığı diğer kanunlarla, ülkedeki güç dengelerini hallaç pamuğu gibi atmış ve kendisini denetleyebilecek tüm hukuksal mekanizmaları devre dışı bırakmıştı. Örneğin, Macaristan’daki en güçlü denetleyici yapı konumunda bulunan Anayasa Mahkemesi kararları, adım adım, hiçbir anlam taşımayan bir kenar süsü hâline dönüştürülmüştü.
Fidesz, halkın çoğunluğunun desteğini alarak iktidara gelmiş olabilir, ancak 1989’da Berlin Duvarı’nın çöküşü döneminden bu yana gerçekleşen en büyük sokak gösterileri de, gene bu partiye karşı yapıldı.
Şimdi de halk, Macaristan’da yeni anayasayı baştan aşağı değiştiren “mega paket”i protesto için sokaklarda. Fidesz’in anayasa paketi, sokakta barınmak zorunda kalan evsizlerin tutuklanmasından“aile” kavramını yeniden (ve çok muhafazakâr biçimde) tanımlamaya kadar birçok tartışmalı“yenilik” getiriyor.
Ancak, temeldeki sorun, protestolara neden olan asıl sebep, çoğunluğun iktidarının getirdiği“adaletsizlik”.
Tunus’tan Macaristan’a havadaki ipuçları, Türkiye’de de, barış sürecinin asıl sınavının, “adalet”olduğuna işaret ediyor olmasın?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Olağanüstü koşullardan çıkış
3.02.2025 - Lucifer etkisi: Can ve cam kırıkları
29.01.2025 - Çanlar kimin için çalıyor?
17.01.2025 - ABD seçimleri: Neden böyle oldu?
7.11.2024 - Şahinlerin barışı
6.11.2024 - Bu 'süreç' neyin süreci?
24.10.2024 - Dönüm noktası bir ziyaret
27.06.2024 - Meksika’nın ilk kadın başkanı çetelere karşı
7.06.2024 - Siyasi cinayetler: Slovakya’dan Türkiye’ye
26.05.2024 - Etki Ajanlığı Yasaları: Ne, nerede, nasıl?
20.05.2024
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Îsmaîl Girikî
Siz Kurtulus Teyiz, neyin iki tarali demek istiyorsunuz? KCK bir taraf mi saniyorsun? Bakin KCK devletin bizzat cekirdek örgütüdür. PKK piyasadan silerse Kürdistan devleti gün sayiyor. Iste bu günün erken gelmesine bizzat devlet Kemalist KCK´nin yolu ile engelliyor. Bukadar Kemalist bir tarafi Kurd tarafi saymak aptalliktir. Gizli diye bir sey yok PKK devletin örgütü olduguna güre bu danisikli ve koordineli bir sekilde Kürdleri katletmek icindir. ABD,Barzani de biliyorlar PKKyi devlet kurdu.