Sezin ÖNEY
Siyasi hareketlerde, keskin bir hat çizmek çoğu zaman imkânsızdır. Detaylar, asıl farkı yaratır.
Ancak, Gezi Parkı vesilesiyle son günlerde yaşananlar, çok net bir hat çiziyor; vicdan üzerinden, bıçak gibi keskin bir hat.
Her türlü siyasi görüş, politik yaklaşımın ötesinde, Gezi Parkı bir sınav sunuyor; vicdan sahibi misiniz, değil misiniz? Aslında bugünkü, iktidar muhalefet, muhaliflik, birbirine baka baka yozlaşmış, siyaset sandığımız dalaşma, laf sokuşturma hâllerinin ortasında, her yanı kuşatan toz duman içinde, anlamlı bir tek soru, bir tek cevap:
Vicdan sahibi misiniz, değil misiniz?
Vicdanı olan biri, Taksim’de dün yaşananlar karşısında, değil bahane üretmeye çalışmak veya yarım ağız kınamak, sessiz kalamaz, yaşananları içine sindiremez.
Oradaki şiddet, sadece Gezi Parkı için protesto eylemine katılan veya yolu Taksim Meydanı’ndan hasbelkader geçenlerin yaşadığı, sadece onların maruz bırakıldığı bir hâl değil.
Vicdan sahipleriyle, olmayanların yüz yüze gelişi, yüzleşmesi.
Bir şiddet arenası: Meclis
Yıllarca Kürt Sorunu’nun gündem oluşturduğu, “yalnız ve güzel” ülkemizde, kronik şiddet bağımlılığının artık asıl mesele olduğunu görmemiz gerek.
“Gezi Vakası” da, Meclis’in bir şiddet arenasına dönüştürüldüğü bir kabarma hâlinin patlama noktası.
30 Mayıs 2013 tarihinde yine bu köşede yayımlanan “Biz karar verdik” başlıklı yazımda, son 10 yılda, 10 bine yakın kanun maddesinin, torba yasalarla Meclis’ten geçtiğinden bahsetmiştim.
Her köşesi betonlaşmış, “canlı bir şeylerin” bulunduğu yeşil alanların avuç içi kadar kaldığı şehirlerimizin, şahdamarına basılması gibi bir şey oldu, Taksim’in genetiğiyle oynanmaya kalkılması.
Ancak, Bakanlar Kurulu tarafından geçtiğimiz günlerde kabul edilen ve TBMM önüne gelmek üzere olan, “Orman Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”...
Veya yine ve gene bir torba yasadan çıkıveren, “Türk Petrol Kanunu”na ne demeli?
Düzenlemelere göre, orman sayılan yerlerde ruhsat ve izin alanlarında da ilgili mevzuata göre izin alınarak ve bedelleri ödenerek petrol arama ve işletme faaliyetleri yapılabilecek.
Meclis önüne gelip (tabii ki) onaylanacak “Orman Kanunu”na göreyse, “orman olarak korunmasında yarar görülmeyen” yeşil alanların tamamen keyfî bir biçimde imara açılması sözkonusu.
Doğa, çevre konularında çalışan sivil toplum örgütleri, bu kanunların birer yüz akı olabilmesi için aylardır fikirleri, birikimleriyle katkı sunmaya çalışıyorlar. Sonra, “Biz karar verdik” şeklinde, “kamu yararı”, gelecek nesillerin çıkarı nedir, üzerine düşünülmeden yasalar beton direkler gibi çakılıveriyor toplumun kalbine.
Yasama süreci de bir devlet şiddeti şeklinde yaşanıyor.
Bir gösterinin 40 yıl hatırı var
Yargıda da durum farksız.
Muhammet Kızılay 20, Ahmet Batur 37, Erdin Baran 37,5, Ramazan Atabey 37, Osman Tekin 19 ve Hüseyin Kurt 19.
Bu isimler ve adlarının yanındaki sayılar size ne ifade ediyor?
Bu insanlar, Uludere/ Roboski Katliamı’nda 34 kişinin ölümünü protesto için, olayın hemen ertesinde Aydın’da gösteri yaptıkları için, “örgüt üyeliğinden” tutuklandılar.
Adlarının yanındaki sayılar ise, “yıl” olarak aldıkları cezalar.
Gezi olaylarında ise, yargı ve yasama süreçlerindeki şiddet, “yürütmenin” bir uygulaması olarak gözlerimizin tam içine “sıkıldı”.
Tanklar ve darbelerin devri kapandı; yerlerini dozer, panzer ve galonlarla boca edilen biber gazları aldı.
Hukuk felsefesinde bir kavram vardır; prima facie, “ilk bakışta” suçun failinin, sorumlusunun açık seçik belli olduğunu anlatır.
Res ipsa loquitur ise tamamlayıcı bir kavram olarak; “olay kendini anlatıyor” manasına gelir.
Bu iki kavram da, “Gezi Meselesi” için biçilmiş kaftan.
Olay, aslında bir vicdan sınavı ve sorunu.
Vicdanınız var mı, yok mu?
Ve soruya verilecek tek bir yanıtınız var; ya evet, ya hayır.
*
Her koşulda yazı yazılır sanıyordum. Bazı yazılar, elleri ve kalbi titreyerek zor, zorla yazılıyormuş; bu da öyle oldu.
İnsanın canının yanması, kendisinin de yanması demekmiş; bu şiddete, böyle şiddet devletine, devlet eliyle şiddete HAYIR.
Vicdana, EVET.
http://www.taraf.com.tr/sezin-oney/makale-gezi-vicdan-meselesi.htm
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024