Sezin ÖNEY
Türkiye’de Amerika yıllarca, başka ülkelerde çatışmaları desteklediği, “düşmanlarının düşmanına” el altından yardım ettiği için eleştirildi.
Şimdi, Türkiye biraz güçlenir güçlenmez, hemen Suriye’de bugün Rojava’yı kana bulayan olaylar zincirini de tetikleyen, benzer “stratejik zavallılık maceralarına” girişiyor.
Üstelik, konunun detaylarına, Türkiye’deki büyük medya kuruluşlarından değil, ABD’nin dünya olaylarını analiz eden Foreign Policy dergisi gibi kaynaklardaki satır aralarından, vâkıf olmak çok da trajik.
Dergide, Harald Doornbos ve Jenan Moussa’nın “Mavi Gözlü Cihadçılar” (Blue-Eyed Jihad) makalesinde, Avrupa’dan Suriye’ye, El Kaide uzantısı örgütlerin savaşçısı olarak gidenlerin hikâyeleri anlatılıyor. Görüşülen cihatçılardan Ebu Salman, Avrupa’dan Türkiye’ye giriş yaptığını ve oradan Suriye’ye geçtiğini söylüyor. Ve ekliyor; “Herkes böyle yapıyor zaten”.
Türkiye’de bu tarz “hareketlilikten” devletin haberinin olmaması mümkün mü?
Yıllarca, Amerika’nın devletin giriştiği çıkar oyunlarıyla vatandaşlarının sırtına yüklediği vicdani yük; şimdi de, Türkiye’de bizlerinkine yükleniyor.
Suriye’de Kürtlerin, ülke dışından gelen “savaşçıların” hedefi olması, içimi fena acıtıyor.
“Başörtüsü meselesinin çözülmesini istiyor muyuz?”
Reha Ruhavioğlu’nun, HürBakış internet sitesinde, önceki gün “Başörtüsü meselesinin çözülmesini istiyor muyuz?” başlıklı bir yazısı vardı. Bu yazı, “Başörtüsü meselesi neden çözülmüyor?” yazısının devamıydı.
Ruhavioğlu’nun ilk yazısını, Twitter’da paylaştığında gördüm. Onun “Neden çözülmüyor” sorusuna karşılık, Ruhavioğlu’na, birkaç Twitter mesajı yazdım.
Ve şöyle dedim; “Bu soruyu ben de çok sordum kendime; geldiğim nokta temelde bir kadın, kadınların sorunu olduğu için... Başörtülü/ başörtüsüz bir kadın lideri, müdürü, ‘üstü’ isteyen kaç erkek var her türlü görüşten? Yasaklar kalksa, kadınların önü açılacak...”
İki kıştır, Bilkent’te Siyaset Bilimi Bölümü’ndeki çeşitli derslerdeki tartışmalarımızda bu konu aklıma sık sık takıldı, derslerde de bu soruyu (aklımda bir cevap olmadan) çeşitli kereler ortaya attım. Özellikle son iki yıldır; çünkü daha öncesinde, kolaylıkla verilebilecek cevap benim de doğruluğuna hiç sorgulamadan inandığım şey askerî vesayetin getirdiği engeldi.
Son seçimlerden sonra, bu engel söz konusu değil... Ama, Taraf’ta, Hüseyin Özkaya’nın haberlerinden, değil meselenin çözülmesi, yeniden üretildiği anlaşılıyor. Başörtüsü meselesinin çözülmesi, siyasetten bürokrasiye, iş dünyasına, kadınların önünü açacağı için öteleniyor.
Ruhavioğlu’nun kendisi bir erkek olarak, önceki günkü yazısında benimle paralel görüşleri dile getirmiş ve şöyle sorgulamış; “Siyasetçi, işveren, bürokrat, amir, erkek olarak cevabını vicdanımıza vereceğimiz soruyu kendimize soralım: Başörtüsü meselesinin çözülmesini gerçekten istiyor muyuz?”.
Ya tüm kadınların önü açılırsa...
Sivil toplumun işi iyice zor
Acaba, hükümette üst düzeydeki hemen tüm isimlerin, ülke genelindeki ‘devlet yakını’ medyanın büyük bir hevesle ve hiç tereddütsüz, sürekli tekrarladıkları komplo teorileri, Türkiye’de bağımsız sivil toplum üzerinde nasıl bir tahribat yaptı?
Türkiye’de, toplumsal bir sorunu dert edinen bir dernek, birey olarak, ne zaman iyi niyetle bir şey yapmaya kalksanız, sizi, muhakkak akıllara seza bir komplo teorisiyle damgalayacak birileri çıkar.
Son zamanlarda, Başbakan ve bakanlar, milletvekilleri düzeyinde yaygınca dile getirilen tarzda komplo teorileri, Türkiye’de sivil toplumda çalışanlara çok aşinadır.
Çoğu zaman çok kıt imkânlarla, bir sorunu çözecek “iyi şeyler” yapmaya çalışan gruplar, insanlar bu tip teorilerin hedefi olur, ruhen yıpratılırlar.
Artık, işleri, komplo teorilerinin “resmî tez” hâline getirilmesi nedeniyle iyice zor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024