Sezin ÖNEY
Radikal’de Orhan Kemal Cengiz’in, 4 Ekim tarihli, “Demokratikleşme paketi için 700 ‘elçi’!” yazısında ilginç bir detay vardı. Yazı, Taraf’tan Sümeyra Tansel’in, 2 Eylül’de yayınlanan, “Devlet Ayvalık’taki Taksiyarhis Kilisesi’nde ayin yapılmasına izin vermedi. 700 Rum ayinlerini yapmak için Ayvalık’taki bir otelin salonunu kiraladı” spotlu haberi üzerine kaleme alınmıştı.
Cengiz, şöyle yazmıştı;
“Haberi okuyunca, bu kiliseyi restore ettiren eski Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay’ı aradım, ‘Biz burayı hem bir müzik akademisi olarak kullanılsın hem de yılın belli günleri ibadete açılsın diye restore etmiştik’ dedi. Bu 700 kişilik gruba ibadet izni verilmemesine ilişkin yorumunu sorduğumda, ‘Ben bakanken Bartholomeos beni telefonla arayınca bu tür meseleleri hallediyorduk’ diye sözlerini sürdürdü.”
Ankara sakinleri olarak ne Orhan Kemal, ne de ben, “bir telefonla” işlerin halledilmesi gerçeğine yabancıyız.
Aslında, Türkiye’de yaşamını sıradan vatandaş olarak sürdürmeye çalışan kimse de değil.
Avrupa’da göçmen hayatında bir sürü güçlük yaşadıktan sonra, bana tuhaf gelen, hiç alışamadığım, bu “bir telefon” meselesi olmuştu. Hem benden “bir telefon” etmemi rica edenler, hem de benim, bazen çok rastgele bir işi halletmek için bile “bir telefon” açılmasına mecbur kalmam, bana huzursuzluk veriyordu; hâlâ da veriyor.
“Yabancı” olarak yaşadığım yerlerde, kurallar, olacaklar ve olamayacakların çerçevesi belliydi; adil veya değil, neyin nasıl işleyeceğini bilebiliyordum. “Eş dost” çevresi olmadan da, kendi yolumu bulabiliyordum.
Oysa Türkiye’de, o “bir telefonu” açacak yakın çevre olmadıkça, insan olarak varlığınız bir şey ifade etmeyebiliyor.
Hatta bazen, telefonlar silsilesinin açılması da “yazmıyor”.
Nisan 2013’teki “Mayıs sınavı” başlıklı yazımda şu satırlara yer vermiştim;
“Yıl 2010; Ataşehir’de, beton devlere benzeyen gökdelen sitelerinin hemen eteklerinde, bir incecik naylon çatı altında, yani bir derme çatma baraka bile değil, birkaç çöp torbasının birbirine iliştirildiği bir ‘sığınakta’ yaşayan bir adam öldü.
İnsan hakları aktivisti Hacer Foggo, o dönemde, HerTaraf’ta yayımlanan ‘Çekin elinizi Romanların üzerinden’ adlı yazısında, İsmail Gani’nin hikâyesini şöyle dile getirmişti; ‘1 Nisan 2010 şaka gününde şaka gibi bir metrekarelik bir çadırda Ataşehir Kaymakamlığı’nın tam 50 metre arkasında lüks binaların ortasında, doktor raporuna göre de açlık ve bakımsızlıktan yaşamını yitirdi’.
Gani, zihinsel engelli karısı ile beraber, yoksulluğun en beter hâllerini yaşıyordu, ancak devlete göre, ‘hiç kimseydi’. Foggo, bir başka yazısında da, kaymakamlığın yaklaşımını şu yakıcı sözlerle‘özetlemişti’; ‘Kimliği olmadığı için Gani’ye sosyal yardımlaşmadan, sosyal erzak veremedik’.
Buna karşılık, kaymakamlık, sözkonusu ‘yıkım’ olduğunda Gani’nin son derece ‘farkındaydı’; ‘evi’ olan naylon çadır, ölümünden sonra çadır, ‘orantısız güç kullanımıyla’ bir buldozer darbesiyle dümdüz ediliverdi.
Gani’nin ölümü ertesi, şu haber, medyada yer buldu; ‘Roman vatandaş, nüfusa kayıtlı olmadığı için kimliği bile olmayan yaklaşık 100 bin Roman için umut oldu. Gani’nin hikâyesinden oldukça etkilenen Devlet Bakanı Faruk Çelik, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a bir yazı yazarak, kimliksiz Romanlara kimlik çıkarılması için gereken kolaylığın sağlanmasını istedi.’
Çelik’in, bu trajediden etkilenmesi ve harekete geçmesi, kulağa ‘olumlu bir gelişme’ gibi gelebilir.
Oysa bu durum, Türkiye’de tam da ‘insanlar’ olarak zavallılığımızın göstergesi. Devlet kudretinin, bizi tanımasına, sevmesine, yardım eli uzatmasına muhtacız.”
Kimliksiz “hiç kimse” Gani’yi kurtarmak için, hem Hacer Foggo, hem de bazı bürokratlar, telefon üzerine telefon açmış; ancak durumu umursayan olmamıştı.
Türkiye’de insan hakları değil, “telefon hakları” sözkonusu oldukça sorun da çok olacak.
Yazarlar
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024