Sezin ÖNEY
Bizim coğrafyada, herkesin ailesinde bir Doğu, bir de Batı vardır.
Ailenin bir kısmı biraz daha Batı’dır, bir kısmı ise biraz daha Doğu. Bazen, zaman oyunlar oynar; Batı’yı daha Doğu, Doğu’yu da daha Batı yapar. Batı’nın içinde Doğu, Doğu’nun içinde Batı gizlidir.
Aynı mahalle, aynı köy, aynı kökenden insanlarda bile böyledir.
Ailenin bir kısmı, daha “asridir”, moderndir, renkli, ışıklı, kahkahalı, seslidir.
Öteki kısmı, daha geleneksel, biraz eski, biraz mahrem, biraz içe dönük, biraz daha melankolik.
Annem Batı, babam Doğu.
Annemin ailesi, “Batılılaşma” tutkusu içindeki genç Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Ankara’da, piyano-dans derslerinden Noel kutlamalarına, tenis ve yüzme meraklarından, Avrupa kökenli akrabaları ziyarete, aile içinde doğuştan konuştukları birkaç dile; Batı’nın bu topraklardaki tezahürü gibiydiler.
Annemin, her biri ayrı parlak aile bireylerinin ürkütücü ışıltısı karşısında, çocukken ben sessizce babamı, Doğu’yu, taraf seçtim.
Babam...
Gizli aile trajedilerinin arasında, el bebek gül bebek yetiştirilmiş. Çocuk felcinin sakat bıraktığı bir abiSemih, Almanya’ya okumaya gönderildikten sonra yükselen faşizmin iyice buhrana soktuğu şizofren bir abla Müzehher, kalbi hep kırılan çok naif bir başka abla Müesser, çok yalnız ve kimsesiz, aşırı içine kapalı bir diğer abla Sevim...
Babamın annesi, (sonradan “Türkleşen” adıyla) Münevver; Şeyh Şamil isyanında ailesinin tüm erkeklerini kaybetmiş, İstanbul’a son umutla gelen bir Çerkes. Bembeyaz bir mutfak meleği.
Babası, Sabri; gene Kafkas göçmeni bir bürokrat. 1886’da, “İmparatorluk nasıl kurtulur” sorusunun, tüm devlet erkânının zihninde yankılanıp durduğu yıllarda doğmuş.
Mülga Tophane Harbiye Dairesi Memurluğu, Isparta ve Antalya Sancağı Tahrirat Müdürlüğü, Gerede, Ereğli Kaymakamlıkları, Dâhiliye Vekâleti Memurin Kalemi Mümeyyizi, Mülkiye Müfettişliği, Antalya Sancağı Mutasarrıflığı, Antalya Valiliği, Hapishaneler Genel Müdürlüğü, Nüfus Genel Müdürlüğü, Vilayetler İdaresi Genel Müdürlüğü, Trakya Umumi Müfettişlik Baş Müşavirliği, İzmir, Balıkesir Valilikleri ile İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı...
Görev, görev, görev.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e dönüşen devletin, her dönemi, her zamanında, neredeyse tapınma ölçüsünde devletine bağlı bir bürokrat...
Babam, evin en küçük prensiyken, Robert Kolej’in yatakhanesindeki yalnız, mahzun bir öğrenci olmaya yollandığı yıllarda, kendi babasının da kalbine iniveriyor devletin tüm ağırlığı...
Küçük adam, sabah akşam ders çalışıyor; hep birinci. Ama ayağı bir topa değmeyecek kadar da tembel mümkünse değil koşmak, hiç yürümesin bile.
Askerlikte, tüm üstlerine “illallah” dedirtecek derece de nizama aykırı; “yere yat” komutu karşılığında, canı yanmasın diye önce taşları ayıklayan bir ehlikeyif.
Genç adam, mühendis olmaya vapurla Amerika’ya, Stanford Üniversitesi’ne gidiyor. O yıllardan, bana da, bir hayal şehir olarak hep anlattığı San Francisco’nun sisli silueti miras kalıyor.
Doğu, Batı’da yaşamayı sevse de, evine dönüyor. Ama, Doğu’daki “bir Batı” ile evleniyor.
Hiç değişmeyen bir siyasi söylem olarak, hep, Türkiye’nin “Batılılaştığının” kanıtı olarak gösterilen yollar, barajlar, köprülerin yapımında, Batılılarla çalışıyor.
İşi gereği, Danimarka ile bağlantıları, sanki onu da İskandinavlaştırıyor; iki kızını hiç engellemeden devamlı destekleyerek, peder değil “anneşahi” bir düzende yetiştiriyor.
Geçen yıllarla, pastaları, çikolataları çocuk gibi seven, her şeyi iyi yönünden görmeye çalışan, ruhu hafif babam, Doğu’nun içinde bir Batı’ya dönüşüyor.
Bugün, artık hiç görmeyen gözleri, bu satırları da değmeyecek
Hastanede, tüplerle sarmalanmış yatsa da, ben onu hep, 20’lerindeki bir fotoğrafındaki gibi zihnimde canlandırıyorum.
Başına güya güneşi temsil eden, yaldızlı kartondan bir yıldız takılı, üzerine astronomik şekiller işli bir pelerin takmış; ay motifleriyle süslü bir gece kıyafetine bürünmüş annemin peşinden, pek de alışık olmadığı belli bir ortama, “asri” bir maskeli baloya gitmiş bir güleç, güneşli, genç adam.
Güneşin doğduğu Doğu...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024