Sezin ÖNEY
Avrupa Parlamentosu seçimleri, Avrupa Birliği’nin halka “inmesini” sağlamak, halkın AB kurumlarında temsilini sağlayarak, “demokrasi açığını” kapatmak için en önemli araç olarak görülüyordu. Gelgelelim, Avrupa Parlamentosu seçimleri giderek aşırı sağın başarı çizgisini tırmandırdığı bir siyasi merdivene dönüşüyor.
Aşırı sağ partiler, çok hırslı ve sıkı şekilde örgütlenmeye gidiyorlar. En büyük ortak noktaları bu.
Yoksa, Avrupa’nın her yerinde aşırı sağ hareketler mevcut, ama hepsinin birbirinden farklı özellikleri var. Fransa’da Marine Le Pen’in lideri olduğu Ulusal Cephe, dinî söylemlere odaklanmazken; Danimarka’daki Halkın Partisi, özellikle Hıristiyanlık ve muhafazakâr aile değerlerine vurgu yapıyor. İsveç’teki Demokrat Parti ise, “folklorik değerleri” ön plana çıkartıyor. Slovakya’daki Ulusal Parti, komşu Macaristan’daki Jobbik ile “Roman nefreti” üzerinde ortaklaşsa da, her iki parti, birbirinin halklarını da düşman olarak görüyor.
En büyük hata da, bu partileri, “Neo-Nazilerle” bir varsaymak.
Yeni aşırı sağın son derece elastik söyleminde, doğrudan ırkçılıktan öte bir yan var. Tüm bu hareketlerin ortak özelliği, nefret, ırkçılık ve ayrımcılığı şekerle kaplı, son derece doğal ve insani reflekslermiş gibi sunabilen bir değerler yozlaşmasına neden olmaları.
Yeni aşırı sağın söyleminde, toplumsal sorunların kaynağı olarak gösterilen hedef kitlelere yönelik kin ve öfke, “en büyük hakmışçasına” özgürce akıyor.
Böylece geniş toplumsal kesimlere, “tabu” olarak görülen ayrımcılığı doya doya dışa vurma, düşman görüleni ezme ehliyeti verilmiş oluyor.
Diğer bir deyişle, seçilen bir “düşman grup” , ülkeye, ulusal değerler ve birliğe verdiği zarar üzerinden şeytanlaştırılıyor. “Halkı temsil eden partinin” bu “düşman” gruba yönelik her türlü nefret söylemi de böylece meşrulaştırılıyor.
Sanki, aşırı sağın, “kötüler” olarak etiketlediği gruplar yok olsa, tüm toplumsal sorunlar çözülecek.
Avrupa’da aşırı sağın yükselmesi konusuna, Türkiye’den “çok uzak” bir olaymış gibi bakılıyor. Oysa, Avrupa’da ve Türkiye’de yaşanan, temelde benzer gelişmeler.
Tekrar vurguluyorum; Avrupa’daki artık aşırı sağ derken, Neo-Naziler kadar klasik ırkçılık-milliyetçilikten de farklı yönelimi olan hareketlerden bahsediyoruz.
“Halk” kavramını kendine “kutsal bir kalkan” olarak kullanan ve bu kalkanla, “kabul edilemezi” “normal” kılan siyasi hareketlerden oluşuyor yeni aşırı sağ.
İşte bu nedenle, AP seçimlerinde, aşırı sağ örneklerinden, Fransa’da Ulusal Cephe’nin yüzde 25’e, Britanya’da da UKIP’in yüzde 30’a yakın oyla birinci çıkmaları, çok sarsıcı sonuçlar. Gene de, aşırı sağ partiler, AP’de çoğunluğu oluşturmuyor. Hâlâ, merkez sağ ve merkez sol çoğunlukta. Seçim sonuçlarına göre, aşırı sağ partiler, AP’deki yasama sürecini sekteye uğratacak güce sahip olmayacaklar. Buna karşılık, bazı parlamento komitelerinde başkanlık yapabilir ve elbette, AP’nin sağladığı olanakları, ulusal bazda kendi partilerinin profillerini yükseltmekte kullanabilirler. Avrupa Parlamenterliği, çok prestijli ve maddi olanaklar da dâhil, birçok avantajı beraberinde getiren bir makam neticede.
Aşırı sağın bir diğer özelliği de, Avrupa Birliği karşıtlığı. Diğer bir deyişle, AP’nin içinde profillerini yükselterek, AB’nin kendi kurumsal yapısını, AB aleyhine kullanmış, kaleyi içten vurmuş oluyorlar.
Başka siyasi çıkış yaşandı bu AP seçimlerinde. İspanya’da sol görüşlü akademisyenler ve aktivistlerin kurduğu yeni siyasi hareket, Podemos (Yapabiliriz), bir milyona yakın oy alarak, yüzde 8’le, İspanya’nın üçüncü partisi oldu. Podemos da, tıpkı aşırı sağ hareketler gibi, “merkezin” çürümüşlüğüne baş kaldırıyor. Ama onların önerisi, aşırı sağın önerdiği gibi, “yeni bir düzen” imajına bürünmüş “yeni bir çürümüşlük” değil.
Podemos’un hikâyesi de, cumartesi yazısına...
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024