Sezin ÖNEY
Mesele adalet olunca, konunun odağı da ne yazık ki Türkiye olamıyor.
Başka yerler, başka hayatlarda olan biten, biraz daha “adil”; Türkiye’deki hâllerle karşılaştırılınca.
Sessiz sedasız Tunus’ta geçen yıl bazı şeyler, bazı siyasi değişimler yaşandı.
Sessiz sedasız deyince, aslında bütün dünya ve özellikle Avrupa’da, geçen yıl Tunus çok konuşuldu da; tabii, Türkiye’nin ruhu duymadı.
Türkiye kamuoyu, her daim kendi sığ ama değişkenliğiyle oyalayan politik gündemine odaklı olduğundan, dünyada olup biten takip edilmiyor. Öyle olunca da, hak ve özgürlükler konusunda Türkiye’nin yaşadığı irtifa kaybını, “ilerleme” diye pazarlamak da kolay oluyor.
Malum, Tunus’ta Aralık 2010’da, 26 yaşındaki seyyar satıcı, Muhammed Buazzizi, yoksulluğun eziciliği ve çevresini saran rüşvet çarkından bunalarak kendini yaktı. Bir kadın polisin, rüşvet istemesine itiraz edince, ondan tokat yemesi, bardağı taşıran son damla olmuştu. Bir ay sonra da, ülkeyi 1989’dan beri yöneten Zine El Abidine Ben Ali, kaçarak Suudi Arabistan’a sığınmak zorunda kaldı. Zira, tüm ülkeyi gösteriler sarmış, “Yasemin Devrimi” gerçekleşmeye başlamıştı.
Bu arada, Tunus’ta Ben Ali zamanında da, “sandık” vardı --hatta Ben Ali, yüzde 90 oranında oy alıyordu.
Ancak, Tunuslular, “onur ve ekmek” sloganıyla ayaklanırken, demokrasinin Ben Ali’nin sandığından çıkacağına inanmadıklarını da ilk kez bu kadar açıkça dillendiriyordu.
Yasemin Devrimi’nden sonra, Tunus’un demokratikleşme sürecinde, birçok iniş ve çıkış yaşandı; ama bence, 2013 ve 2014’teki iki yasal düzenleme, ülke siyasetinin gerçek dönüm noktaları oldu.
2014’te Tunus, yeni bir anayasa yaptı.
Bu, göze çarpan ilk dönüm noktası; bir de, daha az anılan bir başkası var.
“Geçiş döneminde adalet” (transitional justice) kavramı ile ilgili yazılar yazardım bir dönem... Türkiye’de geçmişte yaşanan insan hakları ihlalleri ile hesaplaşmak için, nasıl bir yöntem izlenebileceği üzerine kafa yorardım.
Gel zaman git zaman, bu ideale yönelen ve “geçiş döneminde adalet” kavramını yasal çerçeve ile hayata geçiren Tunus oldu.
Aralık 2013’te yasalaşan geçiş döneminde adalet kanunu, “Adele İntikaliye” adıyla anılıyor. Başta Güney Afrika olmak üzere, dünya örnekleri incelenerek, bir Tunus modeli oluşturuldu. Siyasette temsil hakkı olan tüm tarafların katılımıyla oluşturulan bu model, üç ayağa dayanıyordu; Musarraha, Muhasaba ve Musalaha. Yani, itiraf, yargılama, uzlaşma...
Elbette, bu tablo, Tunus’ta son iki yılda olup bitenlerin, oldukça “pembe gözlüklerle” aktarılmış hâli. Hâlâ geçiş döneminde adalet süreciyle ilgili yapılacak çok şey var; geçmişe bakınca da, ne siyasi uzlaşma kolay olabildi, ne de Tunus siyaseti geleceğinin kara bulutlardan uzak olduğunu, kırılganlık sürecini atlattığını söyleyebiliriz.
Ancak, hem yasalarla güvence altına alınan geçiş döneminde adalet sürecinin kapsamına bakılınca, Türkiye’de ortaya çıkan “geçmişle hesaplaş(ama)ma” tablosunun yanında, “uzay çağı modeli” gibi kalıyor. Tunus’ta son iki yılda bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye’de sözkonusu olan “demokrasi müsameresinden” kareleri de bir anımsayalım.
Bu dönüşümü mümkün kılan, Tunus’un geçmişten ders alması gibi gözüküyor.
Başta Mısır’da yaşanan darbe olmak üzere, bölgesel siyasi krizler, Tunuslu politikacılara, uzlaşmalarsa, ülkelerinin toptan kaybedeceği duygusunu yaşatmış. Hatta, bazı Tunuslu siyasetçiler, “bizim yeni anayasamızın kefaretini, Mısır halkı ödedi” bile diyor.
Dikkatimi çeken, Tunuslu siyasetçiler, “model ülke” olarak asla anılmak istemiyor. Herhalde, “model” olmaya soyunan ve bununla böbürlenenlerin düştükleri hâlleri gözlediklerinden, demokratikleşme süreçlerinin kırılganlığının farkındalar... Ve iğneyle kuyu kazarak ama mesafe de kat ederek atılabilen adımların da, üzerine titriyor gibiler.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024