Sezin ÖNEY
“Véget vetek az élősködésnek!”
“Parazitleşmenin eziyetine son verin!”
Macaristan aşırı sağ partisi Jobbik’in posterlerinde, üzerine kırmızı çarpı işareti konmuş bir sivrisinek var.
Jobbik, “parazitleşme” ile Roman ve Yahudilerin Macaristan’daki varlığını kastediyor. Yeni popülist sağ söylemde, “parazit” gibi, “sağlıklı bedeni işgal eden ve yok edilmesi gereken organizmalar” kavramlar çok kullanılıyor.
Geçmişin ırkçı ve ayrımcı sloganlarıyla karşılaştırıldığında, “parazit” gibi kavramların tedavüle sokulması, çok daha kullanışlı bir kurnazlık aslında... Arka plandaki mantık şu, “Parazitlerin varlığı, vücudu tehdit ediyorsa, yok edilmeleri de meşrudur”. Üstelik bir ilaç al, bitsin gitsin; yok edilmeleri de böyle kolay ve “gözden uzak” bir “tedavi” yöntemi...
“Parazit” kavramı, Türkiye politikasına da yabancı değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminde, Abdullah Gül’ün adaylığına yönelik desteğe işaret eden bir kamuoyu anketini haberleştiren Taraf gazetesine “parazit” demişti.
Yeni Akit’ten şu habere bakalım; “AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Bülent Gedikli, uluslararası değerlendirme kuruluşları Fitch ve Moody’s’in reel sektörün borçluluğuna, büyümenin yavaşlamasına dikkati çekerek bankacılık sektörü üzerindeki risklerin arttığını belirttiklerini hatırlatarak, ‘Paralel demiyorum artık ben. Bu parazit yapının Türkiye’yi zehirletmek için kol kola verdiği raiting kuruluşlarının açıklamaların amacını artık yatırımcı da millet de görüyor’ dedi.”
Bu haberde, “paralel” nitelemesi, “gelenekselleşen” anlamı ile “Cemaat”i de aşıp, “işbirlikçi uluslararası finans kurumlarını” da içine alıyor
“Yazı yazan” Etyen Mahçupyan, Akşam gazetesinde, “Ermeni ‘aydınları’ diye ortalıkta dolaşanların büyük kısmı utanç verici bir yüzeysellik ve kabalık sergiliyor. Kendilerini seyre gelmiş sol/liberal ‘aydın aristokrasisinin’ alkışını almak için, burunlarına kırmızı toplar yapıştırmış, yeri geldiğinde taklalar atan palyaçolar gibiler. Seyircilerin ön sıralarında malum cinayetten bu yana cemaate kapılanmış, onu şefkatli kolları arasına alarak emmeye çalışan parazitler oturuyor. Localarda ise bu pespayelik bataklığında çimlenirken, aşağıdakileri takdir etme ‘büyüklüğünü’ gösteren, entelektüelliği bir şarlatanlık pratiği haline getirmiş laik/sol literatib..” diyerek, “parazit” kavramını kullanmıştı.
Ama “parazit” atfı, sadece AKP ve çevresinde popüler değil.
CHP’de aşırı sağcılığı temsil eden Birgül Ayman Güler, “Cemaat bir deniz kabuklusudur. Kabuklular balinaya yapışmadan hayatlarını sürdüremiyor. Balinaya yapışan kabuklular bir süre sonra balinayı ağırlaştırırlar. Balinalar da sığ sulara giderek sürtünmeyle üzerlerindeki kabuklulardan kurtulur ve sonra tekrar açılırlarmış. Hayatlarını da ancak kabuklulardan temizlendikleri zaman sürdürebilirlermiş. Cemaat AKP balinasına yapıştı ancak AKP balinası bundan silkelenerek kurtuldu. CHP ve MHP balinalarına yapışmak için elinden geleni yaptı” demişti.
Sağlıklı, safkan hücrelerden oluşan vücuttan atılması gereken “zararlılar”...
Macaristan’da Jobbik’in Roman, Yahudi ve eşcinsel düşmanlığı, aynı ülkede parlamentoda “süper çoğunluk” olarak adlandırılan bir temsiliyete sahip muhafazakâr siyasi hareketFidesz’in söyleminde başka bir “düşman” kitlesine dönüşüyor. Fidesz de, “uluslararası güçlerden”, “evsizlere” kadar uzanan geniş bir “parazit” yelpazesini suçluyor. IMF ve Budapeşte’de sokakta yatıp kalkan zavallı evsizlerin nasıl olup da, aynı “düşman” kategorisine konabildiği ise ayrı bir merak konusu...
“İç ve dış düşmanlar” olarak nitelenen ve düşmanlaştırıldıkça “yok edilmeleri” meşru olan grupların “şimdilik” dışında kalanlarsa hiç sevinmesin; bir bakmışsınız popülist söylem, onları da “parazitleştirivermiş”.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Olağanüstü koşullardan çıkış
3.02.2025 - Lucifer etkisi: Can ve cam kırıkları
29.01.2025 - Çanlar kimin için çalıyor?
17.01.2025 - ABD seçimleri: Neden böyle oldu?
7.11.2024 - Şahinlerin barışı
6.11.2024 - Bu 'süreç' neyin süreci?
24.10.2024 - Dönüm noktası bir ziyaret
27.06.2024 - Meksika’nın ilk kadın başkanı çetelere karşı
7.06.2024 - Siyasi cinayetler: Slovakya’dan Türkiye’ye
26.05.2024 - Etki Ajanlığı Yasaları: Ne, nerede, nasıl?
20.05.2024
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Îsmail Girikî
isiniz cok zor Oslo moslu diye bir sey yok niye meselenin gercegini saptiriyorsunz? Devletin Kurdugu O örgütün Kürd ulusal davsiyle bir iliskisi, alakasi olmadigini siz hala anlamdiyseniz,anlayin diyorum. Baris ve muzakere deyimlerin ici bos ve yalandan ibarettir. Kurdistan davasina düsman olan bir Kemalist ve Ergenekoncu PKK neyi masada temsil edecek? Kemalizmin güncelemisi mi yoksa Ergenon Generalleri kurtarmak icin daha fazla Kürdleri öldürmekmi? siz hangisinde yanasiniz sayin Taraf yazari?