Sezin ÖNEY
“Bosna’daki Sırplar, gözü dönmüş vahşilerdi öyle mi?
İşin aslı, çoğu sıradan insanlardı. Bir gün, kimsenin henüz tam açıklayamadığı sebeplerle, aynı ailenin farklı kimlikteki insanları, bir hocayla öğrencisi, eş-dost, sevgililer, birbirlerini öldürmek için ayrı cephelere doğru yola çıktı.”
2009’da yazdığım “Sıradan Vahşiler” başlıklı yazıdaki bu satırlar, Bosna içindi... Bugün, ne yazık ki, Türkiye’de de benzer sahneler yaşanıyor.
40’a yakın kişi öldü ve yüzlerce kişi yaralandı.
“Provokasyon”, “sahneye konan kirli oyun” deniyor; ama yaşanan alenen, halkın birbirine girmesi.
Bosna’da savaşın başından sonuna kalan bir gazeteci dostuma, “neden böyle oldu” diye sormuştum. “Neden, insanlar birbirine öldüresiye düşman oldu?”...
O da, yan yana yaşayan insanların gün gelip de birbirlerinin boğazına sarılır hâle geldiğini hâlâ anlayamadığını söyledi.
Türkiye’de bir yandan emniyet güçlerinin aşırı şiddet kullandığı bir ortam var, öte yanda da, Kürtlerle çeşitli partilerden Türk milliyetçileri, İslamcı örgütler ve hatta sıradan insanlar arasında çatışma yaşanıyor.
Onlarca insanı öldürenlerin kimlikleri bilinmiyor; faili meçhul kurbanlardan bahsetmeye başladık gene... Gündem Çocuk Derneği’ne göre, ölenlerden bir kısmı çocuk ve yüzlerce çocuk da şu an gözaltında...
Bosna’dan çok farklı koşullarda olsak da, benzer bir düşmanlık hâline giriyoruz.
2009’daki yazımda, Bosna’yı yaşayan gazeteci dostumla konuşmamızı şöyle aktarmıştım:
“Eric Biegala, annelerin artık çocuklarını evde tutamadıkları için (düşünün, savaş zamanı tam oyun çağında olan bir çocuk evde kaç gün, kaç ay, kaç yıl kapalı tutulabilir?), sonunda dışarıda oynamalarına izin vermek zorunda kaldıklarını aktarıyordu.
Bir gün de, bir havan topu, Eric’in gözleri önünde, çocukların üzerine düşüvermişti.
Liceli Ceylan Önkol’un kaderdaşı, Bosna’nın çocuklarının ölüm haberini annelerine vermek de Eric’e düşmüştü. Sonra da darmadağın vaziyette, ailelere bir şeyler alabilmek için cephenin Sırp tarafına geçmişti. İşte savaşın trajedilerinden biri de buydu; Saraybosna’nın içinde kalanlar, yaşamlarını sürdürmek için kendilerini kuşatan Sırp askerlerin karaborsasına mahkûmdu.
Sırp tarafındaki askerlerden biri, Eric’e gülerek soruvermişti; ‘Sabahki atışım nasıldı?’.
Bu hikâyelerinin sadece bir tanesi...
Bir Sırp askerin boynunu ısırarak öldürdüğü için kahraman ilan edilen Boşnak büyükanne, Sırp keskin nişancılara ‘Bizi yenemeyeceksiniz’ mesajını vermek için, süslenip püslenip ölümüne sokakları arşınlayan genç Boşnak kadınlar, biri ‘Ben, komşularıma ateş edemem’ dediği, öteki ‘milli mücadeleye katılmak için’ Sırp birliklere katıldığından cephenin farklı taraflarını seçen baba ve oğul... Bunlar, Eric’in anılarındaki hayaletler resmigeçidinde yer alanlardan sadece bazıları. ...
Türkiye’nin yaklaşık 30 yıllık savaşının sağ kalabilenleri de, aramızda kafalarının içinde patlayan bombalar, vızıldayan kurşunlarla yaşamaya devam ediyor.
Üzerine bir de, bazı siyasi hedefler elde edilsin diye, onlarca yıldır otoriter ideolojilerin zerk edildiği, ‘genetiği ile oynanıp duran’ nesilleri ekleyin.
Bosna’yı konuşurken laf arasında Eric’in, 1995’te Türkiye’ye yerleştiğinde karşılaştığı milliyetçilik karşısında dehşete düştüğünü dile getirmesi, beni ürpertmişti. Eric’e göre, 1995-2003 arasında Türkiye’deki milliyetçi damar, savaş zamanı Sırp milliyetçiliğini yanında çerez bırakıyordu. ‘Bir de gel şimdiyi gör’ diyemedim.
Bu arada, 14 Aralık 2009’un, Bosna Savaşı’nı noktalayan Dayton Anlaşması’nın imzalanmasının 14. yıldönümü olduğu da, herhalde, milliyetçiliğin hepimizi körleştirerek küçücük dünyamıza mahkûm etmesi nedeniyle, Türkiye’de hiç de anılmadan geçti gitti.”
Bosna’yı hiç hatırdan çıkarmayalım --ve öyle de olmayalım; bu şans elimizde.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Olağanüstü koşullardan çıkış
3.02.2025 - Lucifer etkisi: Can ve cam kırıkları
29.01.2025 - Çanlar kimin için çalıyor?
17.01.2025 - ABD seçimleri: Neden böyle oldu?
7.11.2024 - Şahinlerin barışı
6.11.2024 - Bu 'süreç' neyin süreci?
24.10.2024 - Dönüm noktası bir ziyaret
27.06.2024 - Meksika’nın ilk kadın başkanı çetelere karşı
7.06.2024 - Siyasi cinayetler: Slovakya’dan Türkiye’ye
26.05.2024 - Etki Ajanlığı Yasaları: Ne, nerede, nasıl?
20.05.2024
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Rahmi Yılmaz
Teşekkürler güzel bir çalışma