Sezin ÖNEY
Bu yaz, bir toplantıda biraraya geldiğim Polonyalı siyaset yorumcularının, komşu Ukrayna’da yaşananları analiz ederkenki, soğukkanlı ve barışçı yaklaşımlarına şaşırmıştım. Türkiye’de, Suriye’ye yönelik yorum yapan medyatik kişiliklerin hezeyanlarından çok farklı; “yapıcı” ve Ukrayna’ya yönelik “Polonya ülkülerinden” çok, Ukrayna halkının kendisinin bu zor zamanlardan nasıl en az zararla çıkabileceğine ilişkin kaygılar içinde bir yaklaşımdı bu. Polonya medyası ve akademi dünyasında da, istisnalar haricinde siyasette de, bu “sağduyu” hâlinin hâkim olduğu izlenimini edinmiştim.
Polonyalı siyaset bilimci Agnieszka Łada’ya, Polonya’nın “Ukrayna’da tarihî hak iddia etmesi” veya sınırlarını Ukrayna’ya doğru genişletme hayali, hevesi içinde olup olmadığını sorduğumda, “Sınırların ne önemi var; bir gün Avrupa Birliği çatısı altında hep beraber olacağız” demişti.
Tabii, benim aklımda, Türkiye’deki “Şam’da Emevi Camii’nde namaz kılmak isteyen” düşünce çizgisi vardı.
Polonya, acaba, tarihî, politik, sosyal ve ekonomik şartlar ötesinde, kendi kaderini “demokratik ilkeler dünyasının bir parçası” olmaya doğru evirdiği, rotasını bu yöne çevirdiği için mi Ukrayna’ya farklı, “sakin” ve rasyonel bakabilen bir egemen siyasi çizgi geliştirebilmişti?
Geçtiğimiz günlerde, Romanya’da, Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti. Bu seçimlerin sonuçları da bana, Avrupa ile “açılmakta olan makası” düşündürdü. Neden mi?
Bu seçimlerin galibi, Klaus Iohannis oldu. Iohannis’in dört önemli özelliği var.
Birincisi, Romanya’nın Alman azınlığına mensup olması. Alman azınlık, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra doğrudan kendilerinin sorumlusu olmadıkları bir ağır tarihî mirasın temsilcileri varsayılıp, diktatör Çavuşesku döneminde ezildiler.
Bu azınlıktan olan yazar Herta Müller, 2009’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü almıştı. Müller gibi birçok Alman kökenli, Romenceyi ancak ortaokul, liseye geldiklerinde öğrenmişlerdi. Daha sonra da, bu dil, gizli polis örgütü Securitate’nin takibi ve baskısının dili olarak hafızalarında yer etmişti.
Romanya’nın yeni Cumhurbaşkanı Iohannis’in diğer bir özelliği, Avrupa’nın azınlık- çoğunluk ilişkileri bakımından sorunlu mekânı, Transilvanya ahalisinden olması. Sadece Alman azınlık değil, Macar ve Roman azınlıkların da, “farklı kimlikleri” nedeniyle sorun yaşadığı bir yer Transilvanya. Ayrıca Iohannis, bir Protestan ve Romanya’nın geneli, muhafazakâr ve Ortodoks dininden. Bu nedenle de, Iohannis’in, hem Alman, hem Ortodoks, hem de Transilvanya’dan olması nedeniyle üç katmanlı bir azınlık kimliği olduğunu söyleyebiliriz.
Üçüncü olarak da, Iohannis, siyasette tamamen yeni bir yüz. Sosyalist Parti’den BaşbakanVictor Ponta, bu seçimlerde çok masraflı ve son derece milliyetçi söylemlerle, sivri bir kampanya yürüttüyse de; galip gelen, yepyeni biri isim olabildi.
16 Kasım’daki oylama seçimlerin ikinci turuydu. İlk turda, 14 aday katılmış ve Ponta oyların yüzde 40’ını alarak birinci olmuş; Iohannis’e yüzde 10’luk fark atmıştı. İlk katılım yüzde 53’te kalmıştı. İkinci turdaysa, Iohannis oyların yaklaşık yüzde 55’ini aldı. Üstelik de, katılım son 15 yılın en yüksek oranı olan yüzde 62’ye çıktı.
Iohannis’in bence son derece önemli bir başka özelliği de, “yolsuzluğa savaş açmış” olması. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını savunması...
Zaten Iohannis’in ilk açıklaması da, “Bu ülkedeki kronik yolsuzluk sona erecek” şeklinde oldu.
Romanya’daki bu siyasi hikâyenin, Türkiye uyarlaması herhalde şöyle bir şey olurdu. Bir Kürt Alevi, Dersimlinin, “yolsuzluğun hakkından geleceği” sözüyle cumhurbaşkanı seçilmesi.
Sadece Avrupa ile değil, demokratik ilkeler dünyası ile aradaki makas açılırkense, Türkiye’nin başına üç elma düşüyor: biri Küba’da cami- Amerika’yı Müslümanlar keşfetti benzeri ipe sapa gelmeyen tartışmalar, Dersim gibi insani trajedileri algılayamadan kutuplaştırılma ve tabii, yolsuzlukların “Türkiye normali” olması.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024