Sezin ÖNEY
Önce milletvekili aday adayı olmak için MİT’ten, sonra da MİT’e dönmek için aday adaylığından “istifa” etti. İki olay arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sitemleri, medyada Davutoğlu- Erdoğan arası güç çekişmesinin tezahürü olduğu yorumları ve Erdoğan’la eş zamanlı gerçekleşen Umre ziyareti sözkonusu oldu.
Değil bu olaylar serisini hakkıyla yorumlayabilen,Hakan Fidan’ın, iş başvurusuna yollanabilecek sterillikte bir CV’sinin cümlelere dökülmüş hâli ötesinde portresini yazabilen gazeteci yok.
Bana kalırsa, başbakanlığa yürümesi Erdoğan açısından (altını çiziyorum Cumhurbaşkanı’nın kurmaya niyetlendiği “Yeni Türkiye” açısından) en ideal olacak isim Fidan’dı.
Yani, “siyasi aktörlerin kendilerine göre rasyonel seçimleri” ekseninde bir analizden gidilse, Fidan “başbakan” gibi gözüküyordu. Özellikle de, Kürt Sorunu’nun yıllarca beklendiği gibi demokratik prensipler, insan hakları ilkeleri üzerinden değil de, “real politik” ve güçlü siyasi aktörlerin ekonomik ve siyasi çıkarları üzerinden işbirliği yaptığı biçimde “çözüldüğü” bir ortamın ideal lideri olabilirdi Fidan.
Bunlar, benim siyasi görüşlerime çok uzak. Ben, günümüz Türkiye’sinde giderek ötelenen bir pusula yani evrensel insan hakları hukuku, değerlerinden başka bir şeye tabi değilim. Sırtımı dayadığım ve tribünlerini coşturarak popülarite kazanmaya çalıştığım bir politik güç de yok.
Yapmaya çalıştığım, Fidan üzerinden, objektif ve güncel bir Türkiye manzarası analizi.
Bir kere bugünün Türkiye’si, “gizem” seviyor. Fidan’ın bu enigmatik, “karanlık”, sır dolu imgesi, kendisine popülarite kazandırıyor; tıpkı Fuat Avni’ye olduğu gibi. Medyanın, siyasi haberleri verme ve analiz yetisinin sıfırlandığı bir ülkede, “sır doluluk” cezbediyor.
Ayrıca, kısa vadede, merkez medyanın “karartma uygulaması” ve havuz medyası “medyatiklerinin” polemiklerle gündemi köpürtmeleri, Türkiye’de ve dünyada gerçekten ne olup bittiğini perdeleyebilir, iktidarın işine yarayabilir.
Böylece, dış politika istendiği zaman iç politikanın ana gündem maddesi ve siyasi aktörleri güçlendiren propaganda aracına dönüşür; İsrail’in Gazze mezaliminden Mısır Darbesi’ne, bazı konular aşırı politize olur.
Ama bazen de, tartışılması gereken iç ve dış politika konularını Türkiye kamuoyu duymaz bile. Mesela, şu günlerde, Suudi Arabistan’ın kurmaya çalıştığı, Mısır- Türkiye destekli İran karşıtı, anti-Şii blok gibi.
İran’ın ABD ile nükleer anlaşması ihtimali, IŞİD’e karşı atağa geçen İran destekli Şii ordusunun varlığı, ABD Başkanı Obama’nın İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Washington ziyaretinde, İsrail’in İran karşıtı tavrı başta birçok politikasını açıkça eleştirmesi, gene Obama’nın Dışişleri Bakanı Kerry’yi Suudi Arabistan’ı İran’la nükleer anlaşmaya karşıtlığı konusunda yumuşatmaya göndermesi, Türkiye gündeminde yok bile.
2010’dan bu yana İsrail’de politikacılarla başlayarak, Fidan’ın İran’a yakınlıkla itham edildiği ve Ortadoğu’da böyle bir algının ortalıkta dolaştığını biliyoruz.
Algılar, gerçeklikle hiç alakalı olmayabilir, bunu Türkiye’den de biliyoruz ama Ortadoğu da böyle bir yer; gerçek, cıva gibi buralarda, asla ulaşamazsın.
Peki, Türkiye’nin seçim öncesi ve sonrası ekonomisini aşırı sarsıntıdan korumak için acil nakit bolluğuna ihtiyaç duyduğu dönemde, Suudi Arabistan ile ilişkilerin iyi gitmesine ihtiyacı var mı yok mu? Türkiye’nin, bir süredir Mısır’a karşı politikasında manevra çabaları var mı peki?
Fidan da, Müslüman Kardeşler’e Ankara’nın büyük destek olduğu dönemlerindeki “sır küpü” ve TİKA’daki çalışmalarından Mavi Marmara’ya, dış siyasette aktif bir oyuncu.
Belki, demokratik bir ülkede olsak, Fidan, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu üzerine akademik çalışmalarıyla, İran ile nükleer anlaşmaya varılmasında kilit rol oynayan bir siyasi figür olurdu.
Ama değiliz ve Fidan, kimdir nedir daha da bir gizem perdesine bürünüyor ve büyük ihtimalle dış politikadaki gelişmeler nedeniyle, siyasete girişi geciktiriliyor.
Türkiye, demokrasiden uzaklaşarak yanlış yola saptı ve yol artık kimse için doğru gitmiyor.
.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024