Sezin ÖNEY
Gazeteyi Haziran 2016’da satın alan Mediaworks adlı şirket, tiraj düşüklüğünü ve gazetenin zarar etmesini gerekçe göstererek, yarım yüzyılı aşkın geçmişi olan bu kurumu kapattı. Kilometrelerce ötede, pek de fazla alakamızın kalmadığı Avrupa Birliği’nin üye ülkelerinden olan Macaristan’da olup biten, hele de Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü konusunda ciddi sorunlar yaşanırken, bizi neden ilgilendirsin? Her şeyden önce, dünyanın başka yerlerinde, Türkiye’dekine benzer durumlar yaşandığında olup biteni karşılaştırmalı biçimde okuyarak sebep-sonuç ilişkileri arasındaki farkları görebilmemiz için. İçe kapanıp dünya ile daha az ilgilenir, dünyadaki durumlarla Türkiye’nin halini daha az karşılaştırır oldukça, halimizi de daha çok kabullenir, atalete daha fazla gömülür hale geliyoruz.
Özetle, Népszabadság’ın (gazetenin ismi, “İnsanların Özgürlüğü” anlamına geliyor) başına gelenler ve sonrasında yaşananları takip etmek, Türkiye’deki yanlışlarla ve bu yanlışların nasıl düzeltilebileceği ile ilgili olarak ufuk açıcı.
Maddiyat bahanesi
Öncelikle, Népszabadság’ın kapatılma gerekçesi olarak, maddi nedenler gösterilse de, asıl sebep, gazetenin yolsuzluklarla ilgili yaptığı ve yayınlamak üzere olduğu haberler. Evet, Népszabadság, son yıllarda sürekli düşen ve son olarak 40 bin civarına demir atan bir tiraja sahip. Buna karşılık, tiraj düşüşü, tamamen sansasyonel “habercilik” yapan Blikk gibi tabloid ve metroda bedava dağıtılan gazeteler dışında, tüm Macar gazeteleri için büyük sorun.
Popülist sağ parti Fidesz ve aşırı sağ Jobbik’e yakın çizgide yayın yapan ve maddi-“manevi” büyük destek alan Magyar Nemzet’in de (Macar Ulusu) tiraj oranları, Népszabadság’dan farklı değil. Kaldı ki, merkez sol çizgide yayın yapan Népszabadság kapatılınca, ulusal çapta habercilik yapan yazılı basından geriye sadece sağ muhafazakâr Magyar Nemzet ve sağ liberal muhafazakâr Magyar Hírlap (Macar Haberleri) ve merkez solun daha da solu sayılabilecek çizgideki Népszava (Halkın Sesi) kaldı. Diğer bir deyişle, basındaki uçların kutuplaşmasıyla, var olan toplumsal kutuplaşmayı daha da arttırabilecek bir dinamik doğdu.
Öte yandan, hissedarlarının Macaristan’daki hükümetle yakın teması olduğu söylenen Népszabadság’ın yeni sahibi Mediaworks, her ne kadar bu gazeteden ötürü maddi kayıp yaşayabilecek olsa da, Népszabadság ile aynı zincir içindeki yerel basından ve popüler spor yayını Nemzeti Sport’tan bu kaybı haydi haydi karşılayabilecek durumda. Yani, maddiyat açıkça kapatma kararının bahanesi.
Hükümeti rahatsız eden haberler
Népszabadság, son dönemde Başbakan Viktor Orbán’ın desteklediği Merkez Bankası yöneticisi György Matolcsy’ye yönelik hükümeti rahatsız eden haberler yapıyordu. Matolcsy’nin kendisinden 30 yaş küçük sevgilisi, çok yüksek maaşla bürokraside jet hızıyla çıkış yaşamıştı. Dahası, Matolcsy’nin sevgilisinin bazı uluslararası bankalardan “rüşvet” kabul edilebilecek nitelikte çıkarlar sağladığı Népszabadság tarafından belgelenmişti. Orbán’ın kendisi ve partisinin de, sürekli olarak Hıristiyanlığın ve Katolikliğin muhafazakâr aile değerlerine vurgu yapması da, Macaristan’da normalde ilgi çekmeyecek özel hayat konusunu da kamuoyu çapında tartışılır hale getiriyordu. Kaldı ki, Fidesz’e yakın kaynakların, danışıklı dövüş biçiminde bir rekabet ve destek ilişkisi içinde oldukları Jobbik’ten milletvekili János Volner’in “sevgilisiyle çalılıklarda yakalandığı” gibi “haberleri”, medyaya sızdırdığı biliniyor.
Matolcsy’e yönelik haberler, Népszabadság’ın yaptığı yolsuzluk-rüşvet-kamu kaynaklarının hükümet tarafından keyfi biçimde kullanılması gibi iktidar çevrelerini rahatsız eden haberlerden sadece biri. Dahası Népszabadság’ın, kapatılmasa, Fidesz’in en gözde politikacılarından, Kabine Bakanı (başbakan yardımcılığı gibi bir pozisyon) ekonomist Antal Rogán ile ilgili yolsuzluk belgeleri yayınlayacağı öne sürülüyor.
Protesto var, şiddet yok
Buraya kadar Macaristan’da Népszabadság’ın başına gelenler, Türkiye’de yaşanan ve yaşanabileceklerden farklı değil. Temel fark ise, kapatılma kararı sonra olan bitenlerin seyri. Gazetenin kapatıldığı gün, başkent Budapeşte’de, Parlamento önünde yaklaşık 4 bin kişi gösteri yaptı. 10 milyonluk bir nüfusu olan Macaristan ve genişletilmiş çevresi de dikkate alınınca yaklaşık 3 milyonluk nüfusu olan Budapeşte için, bu rakam hiç de azımsanacak bir sayı değil.
Parlamento önünde hükümeti protesto etmek, Macaristan’da hiçbir şekilde polis müdahalesine neden olan bir eylem de değil. Dahası, hükümet karşıtı hiçbir protestoda, polis şiddet kullanmıyor. Üstüne üstlük, Népszabadság ile ilgili ne internet paylaşımları hukuki bir yaptırım getirdi, ne bu konuda herhangi bir sansür uygulandı, ne de protestocuların hükümete yakın gazeteleri yakmasına bir polis müdahalesi veya büyük bir tepki verildi. Sadece bu durumdan hoşnut olmayanlar, sosyal medya başta olmak üzere medya genelinde, “hiçbir koşulda, hiçbir yayının yakılmaması gerektiği” yorumunu yaptı.
Muhafazakâr sağ çevrelerden de, gazetenin kapatılmasına yönelik tepkiler geldi; örneğin, bu çizgideki internet sitesi Mandiner.hu, Népszabadság ile dayanışma mesajı yayınladı. Benzer şekilde, hükümete yakın gazeteler, kapatılma olayını tam sayfa olarak manşetten verdiler; medya genelinde, olayı “görmezden” gelme kesinlikle söz konusu olmadı.
Kapatılma ertesi Népszabadság çalışanları, gazete bürolarına girip çalışmaya devam etmekte büyük bir engelle karşılaşmadı; önlerindeki tek engel, maddi ve teknik imkânsızlıklar. Gazetenin basılamaması söz konusu ve internet altyapısı da kapatıldığından ötürü, yayına devam edemiyorlar.
Népszabadság’a yönelik protestolar, sadece Macaristan çapında da değil; bölgesel ve Avrupa Birliği genelinde de dayanışma ve tepkiler, çok hızlı biçimde ortaya konuldu. Macaristan’ın kimi zaman siyasi sorunlar da yaşadığı ve tarihi olarak da arasında “milliyetçilik” üzerinden zıtlaşma olan komşu Slovakya’nın en çok gazetesi ve internet sitesi Denník SME (Biz), Macarca manşetlerleNépszabadság’a, “yanınızdayız” mesajını verdi.
Açıkça görüldüğü gibi, hikâyenin ikinci kısmı, Türkiye’de olan bitenden çok çok farklı; belki de asıl mesele bu zaten.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024