Sezin ÖNEY
Türkiye’de olan biteni, “başkanlık sistemine” geçişi, bir çok muhafazakar ve iktidara yakın entelijansiya, sıklıkla bir “devrime” benzetti.
Sonunda, adaletsiz bir kampanya süreci-YSK-mühürsüz oy-Güneydoğu/Doğu’da dönen sandık dolapları derken, ite kaka “devrim” gerçekleşti.
“Devrim” olunca, “Evet” diyenler sonsuza kadar mutlu yaşayacaktı.
“Evet” eşittir “Mutlu Son”.
Oysa, “devrimi” bu kadar isteyenlerin unuttuğu bir küçük detay vardı: her “devrim” önce kendi çocuklarını yer...
“A l'exemple de Saturne, la révolution dévore ses enfants” …
“Satürn gibi, devrim kendi çocuklarını yiyor”…
Bu sözler, Fransız gazeteci Jacques Mallet du Pan’ın...
Türkiye’de “başkanlık sistemine” geçişin, Fransız Devrimi’ne benzeyen bir tarihsel yanı yok...Ama, bu dönüşümden devrim bekleyenlerin bahtına çıkacak olan belli ki, “Satürn tarafından yenmek”. Tabii, ayak altından çekilmezlerse...
"SATRÜN GİBİ DEVERİM KENDİ ÇOCUKLARINI YİYOR..."
Mallet du Pan’ın 1793 tarihli makalesi, Considérations sur la nature de la Révolution de France, et sur les causes qui en prolongent la durée (Fransız Devriminin doğası ve süresini uzatan nedenler üzerine düşünceler), bu meşhur ifadenin yer aldığı çalışmaydı.
Devrimin gerçekleşmesinde en etkili aktörlerden biri olan Georges Jacques Danton’un, giyotene yollanması üzerine sarfedilmişti bu sözler...
Mallet du Pan’ın kendisi, huzurlu biçimde, sürgünde ama evinde öldü. Onun ölümünden 19-20 yıl sonra, İspanyol ressam Francisco Goya, “Satürn’ün kendi oğlunu yemesini” resmedecekti.
Yunan mitolojisinde Titan Kronos adıyla anılan, Roma İmparatorluğu döneminde ise “Satürn” adıyla anılan bu Tanrı, kendine rakip olmamaları için kendi çocuklarını yiyordu.
TİTANLARIN "TANZİMAT" DÖNEMİ
Diğer yüzde 50”nin zaten, dayak yiye yiye sadece “Hayır”ı kaldı. O da hükümsüz sayılıyor. Tüm dünyanın gözü önünde, “ikinci sınıf vatandaşlığa” itildiler zaten...
Şimdi, “hükmen galip”, “kazanan tarafın” tanzim zamanı. Zira, rejim değişikliğinin konsolidasyonu için, önce kendi tarafına nizam vermesi gerek. Kartlar yeniden karılmalı, yeni dönemin güçlüleri, konsolidasyona yön verenleri belirlenmeli...
Şimdiden çıkan itiş kakışta, bazılarının gemiden atılması gerekecek. Bugünkü Fransa seçimlerinde başkanlık için yarışan aşırı sağ lider Marine Le Pen’in, 2011’de İtalya’nın en güneyindeki Lampedusa mülteci kampını ziyaretinde timsah göz yaşlarıyla söylediği sözleri aklıma getiriyor ortaya çıkacak tablo...
Le Pen, canları pahasına Avrupa’ya gelmeye çalışan mültecilere hitaben bir konuşma yapmış ve “Avrupa gemimiz, ne yazık ki sizleri alacak kadar büyük değil; bize ancak yetiyor” demişti. Le Pen’in, sözlerinin arka planında, “kurtulmak için, sizleri denize atmamız gerekecek” gibi bir kurgu gizliydi elbette...
Şimdi, “Evet”in müteahiti olduğunu düşünenler de, “denize atılacak mülteci” muamelesi görecekler… Ne yazık ki, yönetimin kaptan köşkü ve hatta güvertesi o kadar geniş değil; herkese yer yok.
Sünni yönetim ve düşünce geleneğinde, istisnai akımlar ve yaklaşımlar olmakla beraber, “yöneticiye itaat” esas. Hukuksuzluklar ve haksızlıkları sineye çekmek ve boyun eğmek de, geleneğin gereği...
Kendi düşünce ve iktidar alanı olduğunu sananlar da, şimdi “Evet” demek dışında bir vasıfları olmadıklarını şimdi anlayacaklar.
Başkaları acı çekerken umursamamanın ve hatta onların acısından zevk almanın da bir bedeli var...
En az onbinlerce insanın beyin göçüyle bir tür sürgüne zorlanmasının, milyonlarcasının iradesinin yok sayılması ve ikinci sınıf vatandaşlığa “sürülmelerine” güle oynaya aracı olmanın da bir bedeli var...
Dante Alighieri, La Divina Comedia’nın (İlahi Komedya), Paradiso (Cennet) kitabının, 17. Bölümü’nün 55-60. satırlarında şöyle yazıyordu:1
Tu lascerai ogne cosa diletta
più caramente; e questo è quello strale
che l’arco de lo essilio pria saetta
Tu proverai sì come sa di sale
lo pane altrui, e come è duro calle
lo scendere e ‘l salir per l’altrui scale
Yani;
En sevdiğin ne varsa hepsini bırakacaksın;
bunun, gurbet yayının attığı
ilk ok olduğunu anlayacaksın.
Başkasının ekmeğinin ne denli tuzlu,
başkasının merdiveninden çıkmanın
ne denli zor olduğunu göreceksin.
[1]Merhum, çok değerli Rekin Teksoy’un çevirisiyle
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024