Sezin ÖNEY
Her Kanun Hükmünde Kararname, bir sürü muammayı da beraberinde getiriyor; neden çıktı, ne oldu, ne getirdi?
22 Haziran gecesi, Türkiye semalarında beliriveren 691 sayılı KHK da, "gizem" dolu. Zira, bu KHK, 1927 tarihli Askerlik Kanununda değişiklikler yapıyor.
Eklenen maddeye göre:
“Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve askerliğe elverişli oldukları anlaşılan yükümlülerden, yoklama kaçağı ve bakayalar dahil, kanunda yazılı geçerli mazereti olmayanlar, Milli Savunma Bakanlığınca belirlenecek celp ve sevk esaslarına göre silah altına alınacaklar.”
Gerçekten de ilginç bir düzenleme.
Dünya genelinde ordular, emniyet güçleri, "milli güvenliğe karşı" gördüklerini bünyelerine almazlar. Demek ki, Türkiye bir istisna oluşturmaya karar vermiş...
Niye bilmiyoruz.
"Terörist" diyeceksen neden eline silah veriyorsun?
Özel bir uygulama ile "asker yapıp silaha yaklaştırmayacaksan" niye silah altına alıyorsun?
Bilemiyoruz... Ankara'da birleri öyle düşünmüş, öyle öngörmüş...
Karanlıkta kalınca, türlü olasılıklar akla geliyor:
Savaşa giriliyor ve ön saflara "telef olmasında sakınca görülmeyenler" mi sürülecek?
Askerlik, "terörist" addedilenlerin, "rehabilite edileceği" bir tür kamu hizmeti gibi mi görülüyor?
Askerlik, "sakıncalı düşüncelere sahip", "sakıncalı eylemler içindekiler" için bir tür "doktrinasyon" süreci gibi mi kurgulanıyor?
Peki, "teröristler" silahlara bu kadar yaklaşınca, silahlı taraflar arasında çatışma veya yni bir darbe girişimi riski artmıyor mu?
Yoksa, bu bir tür "pişmanlık yasası" olarak mı tasarlanan bir hukuki düzenleme?
Belki de, son derece basit nedeni var; bilemiyoruz, bilemiyoruz...
KHK'larla yönetilince, koskoca bir toplum karanlıkta kalıyor.
Dahası, çok hızlı ve kısıtlı bir çevre içinde, hızla hazırlanıveren KHK'larla Türkiye gibi ülkeyi yönetmek de, tüm kurumları krize sokuyor.
Öte yandan, Olağanüstü Hal koşullarının tedirginliği de eklenince, bürokratik yapılar, kendi başlarına fikir üretemez, karar alamaz, "imza atamaz" hale getiriyor.
Devlet, OHAL ve KHK kıskacı altında felç geçiriyor.
Her kurumun, dışarı yansıyan veya yansıyamayan birçok "kriz" hikayesi var muhakkak...
Zehirlenme vakaları da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde bulunduğu derin krizin göstergelerinden biri.
Manisa’da, Birinci Piyade Eğitim Tugayında, 16-17 Haziran'da yaşanan toplu zehirlenme, bazı haberlere göre 500, bazılarına göre 3 bin askerin hastanelik olmasına yol açtı. Er Hüsnü Özel de, zehirlenme kurbanı oldu.
Manisa'da yaşanan münferit bir vaka da değil; 23 Mayıs'tan beri Türkiye genelindeki birliklerde, en az altı zehirlenmesi olayı yaşanmış. Vakaların biri Diyarbakır, üçü Manisa'da ve bir tanesi de Kuzey Kıbrıs'ta. Kıbrıs'taki zehirlenme vakasının, Lefkoşa Paşa Köy'deki 28. Mekanize Piyade Tümeninde, acemi birliği görevini Manisa'da tamamlayan askerlerin usta birliği için nakilleri ertesi gerçekleştiği bildiriliyor. Son olarak, Kastamonu'da 19 Haziran'da, Beşinci Jandarma Eğitim Alay Komutanlığında gene 40'a yakın asker zehirlendi. Bu son vakada, askerler yağmurdan kaçarken doluya mı tutuldu bilemiyoruz; zira, "kantinden aldıkları keklerden zehirlendikleri" de iddia edildi.
Normal şartlar altında, düzgün tıbbi teşhis, dürüst ve şeffaf bir kurumsal soruşturma ve kamuoyunu da doğru bilgilendirmek için iyi gazetecilik, tüm bu vakalara ilişkin; kim, neden, nasıl sorularına açık biçimde ve kısa zamanda yanıt bulunmasını sağlardı.
Ne yazık ki, CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, 16-17 Haziran gecesi, zehirlenen askerlerin kaldırıldığı hastanelerde olayı takip etmese, sosyal medya üzerinden haberleri duyurmasa, konu doğru düzgün gündem bile olmayacaktı. Gazetecilik bu kadar bitip gitmiş vaziyette.
Tabii; bazı koskocaman istisnalarla...Cumhuriyet'in deneyimli ve yetenekli gazetecisi Çiğdem Toker, birçok usulsüzlük, yolsuzluk olayı ve "devlette olmaması gereken ne varsa" haberleştiren bir müthiş istisna. Ankara'da, hala "gazeteciliği hakkını vererek" yapan bir isim olarak, çölde vaha gibi.
Toker, zehirlenme vakalarının arka planı hakkında ipuçları dolu "Rota Yemekçiliği Kimler, Neden Koruyor?"başlıklı yazısını, Manisa'daki son büyük zehirlenmeden hemen sonra kaleme almasa, vakalar "esrarengizlik bulutu" arasında yitip gidecekti.
Kısmen de öyle yapılmaya çalışıldı zaten ama, "depremin suları zehirlediği" iddiası, Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünce yalanlandı. Ki, Milli Savunma Bakanı'nın kendisi bu iddiayı ortaya atmıştı.
Zehirlenme vakalarında, "FETÖ şüphesi" olmasa, mesele kambersiz düğün gibi eksik kalırdı. "Bir kısım medya", bu iddiayı ortaya attı tabii; ama bu sefer de, akla şu soru geliyor: TSK, binlerce askerini, "FETÖ tarafından zehirlenmekten" koruyamayacak halde mi?
Olaydan günler sonra, Sağlık Bakanlığı, 22 Haziran'da "gıda zehirlenmesinin" söz konusu olduğunu açıkladı. Plutonyum zehirlenmesi vesaire gibi bir durum bekleyen var mıydı bilemiyorum da; yaklaşık bir hafta süren "esrarengizlik" neden...O meçhul...
Gene Cumhuriyet'te yer alan bir habere göre, Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Yemek hizmetinin dışarıdan alınmasıyla askeri birlikler biyolojik ve kimyasal saldırılara açık hale getirilmekte, bu nedenle de daha sıkı bir denetim gerekmektedir” yorumunu yaptı. TTB'nin bu uyarısı öyle "mistik", "komplo teorilerine dayalı"değildi. Gayet net bir sebep-sonuç ilişkisine dayanıyordu: Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nin (GATA) yapısının temelden değiştirilmesi-Sağlık Bakanlığına bağlanması ve bağlanırken de, "herhangi bir hastane" haline gelmesi, yani fiilen ortadan kalkmasının getirdiği kurumsal boşluk sürecine dikkat çeken bir açıklamaydı bu...
GATA, 1898 yılında II. Abdülhamit tarafından kurulan bir kurum. Evet, üstelik de, "örnek alınan ecdad", "dizilerin ilham kaynağı" II. Abdülhamit tarafından...Üstelik de, II. Abdülhamit'in doğumgününde, ona hediye olarak hazır hale getirilen, dönemin Prusya İmparatorluğu-yani, Almanyası ile işbirliği içinde geliştirilen bir kurumdan bahsediyoruz. GATA'nın da kökleri, II. Mahmut döneminde, 1827'de kurulan Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire'ye dayanıyor. Türkiye'de "14 Mart Tıp Bayramı" da, modern tıp eğitiminin resmen ve kurumsal olarak başladığı, Tıphane-i Amire'nin hizmete başladığı günde kutlanıyor.
Şimdi, böyle yüzlerce yıllık kurumsal bir tarih söz konusu olunca, bir gece ansızın çıkıveren bir Kanun Hükmünde Kararname ile, kurumu birden ortadan kaldırırsanız, bir travma yaşanır elbette.
669 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile GATA fiilen ortadan kalkınca da belli ki, ortaya büyük bir boşluk çıkıyor.
Gerçekten, kırk yıl düşünsem, savaş, ordu karşıtı ve sivilleşme yanlısı benim gibi birinin böyle bir yazı yazabileceğini düşünmezdim.
Ancak, insan hayatı söz konusu ve şimdiden askerlik süresini savaş şartlarından çok uzakta tamamlayacaklar bile, son derece önlenebilir sebeplerden dolayı can veriyor veya ölümle burun buruna geliyor.
TTB, “Bu salgınlar silsilesini ortaya çıkaran nedenlerin başında, askeri birliklerde halk sağlığı hizmetlerinin sahipsiz kalması gelmektedir. Daha da önemlisi, halk sağlığı hizmetlerinin olmadığı yerde her türlü bulaşıcı hastalık tehlikesi olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Halk sağlığı hizmetlerinin olmaması aynı zamanda, ortaya çıkacak bir bulaşıcı hastalık salgınının kontrol altına alınmasını da zorlaştırmaktadır”. TTB'nin burada dikkat çektiği, "halk sağlığı hizmetini", ordu genelinde GATA'nın verdiği; yani, artık veremediği...
Tabii, ordular kendi özel ihtiyaçlarına göre, normalde birçok hastanede olmayan branşlaşmalara ihtiyaç duyuyorlar, kurumsal pratikler, kurumsal hafıza var vesaire. Bu kurumsal yapıyı dağıtınca, gerçekten de askeri yapı, sadece savaş zamanı travmalarına değil, gıda zehirlenmelerine karşı bile zayıf kılınmış oluyor.
Tuhaf bütün bunlar tabii; bir ifrattan ötekine, herşeyde ifrat ve sonuç sürekli ölüp giden, ölümle burun buruna yaşayan sıradan insanlar. Zaten de derdimiz dün de bugün de onlar...
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024