Sezin ÖNEY
Birkaç yazı boyunca, İtalya’nın derin devleti ile mücadelesinde neden başarılı olamadığı üzerine biraz kafa yormak istiyorum.
Geçen yazıda dediğim gibi, “Türkiye’nin geleceği hakkında tahminlerde bulunmak, ipuçları toplamak için İtalya’nın geçmişine bakmak ufuk açıcı olabilir”.
İtalya’da derin devletten bahsetmeye başlayınca, herhalde “Il Divo”dan bahsetmeden olmaz.
Il Divo, Guilio Andreotti’ye verilen isim. Yaşam boyu senatör Andreotti’yi ben, Demirel’e çok benzetiyorum. 1954’te İçişleri Bakanı olduktan sonra, politikada hep yükselmeyi sürdüren, yedi kez başbakanlık yapan Andreotti, 1919 doğumlu.
İtalya’da “derin devletin babası” olarak adlandırabileceğimiz Andreotti’nin, son başbakanlığı döneminde yaşananları anlatan Il Divo isimli, Paolo Sorrentino’nun yönettiği bir film de var.
Tesadüf, Senato ziyaretinden bir gün önce, bu filmi televizyonda bir kez daha izleme şansım oldu.
Filmin televizyonda gösterilme nedeni, Sicilya mafyası Cosa Nostra ile 1992’de öldürülmelerine kadar büyük bir mücadele veren savcılar Giovanni Falcone ve Paolo Borsellino’nun suikastlarının 20. yıldönümünün gelip çatmasıydı.
Falcone ve Borsellino, mafya tarafından öldürüldüler belki ama hâlâ “faili meçhuller”.
20 yıl sonra bugünlerde, İtalya “derin bir yüzleşme” içinde olduğu söylenebilir.
Senato’nun “halka açık” yüzünde, yani dış duvarlarında, Falcone ve Borsellino’nun kahramanlıklarına atıfta bulunan posterler var.
Senato’nun toplantı salonuna gittiğimde, “Andreotti” yazılı sıranın önünde, bu ismin bana çağrıştırdığı ürpertici ayrıntılardan dolayı şöyle bir durakladım.
İtalyan arkadaşlardan bazıları, şimdilerde epey hasta olan Andreotti’nin sırasına oturup resim çektirmek için sıraya girdiler.
Andreotti’nin bu yaşında, bozuk sağlığına rağmen hâlâ politikada olması sadece müthiş hırsından kaynaklanmıyor; Senato zaten oldukça “olgun” kişilerden oluşuyor.
Çift meclisli İtalya’nın, 25 yaşından büyük İtalyan vatandaşlarının seçtiği Senato’sunun 315 üyesi var. Bunlardan yedisi, yaşam boyu senatör. 40 yaşını aşmış “âkil insanların’ seçildiği Senato’nun en yaşlı üyesi 103 yaşındaki Nobel ödüllü bir nörolog olan Rita Levi-Montalcini. Montalcini, ekonomiyle ilgili önemli oylamaların da olduğu geçen yasama dönemi boyunca, her gün Senato’ya gelmiş.
Senato’nun, okuma salonunun tavanında, “siyasi güç için her yol mubahtır” felsefesini telkin eden kitabı, Il Principo (Prens) ile tanınan Machiavelli’nin bir sözünün olması çok da manalı bir seçim.
“Nessuna cattiva sorte li fece mai diventare abietti, e nessuna buona fortuna li fece mai essere insolenti.”
“Hiçbir kötü talih, onları hiç aşağılık duruma düşürmedi, hiçbir iyi şans da, onları küstahlaştırmadı.”
Machiavelli’nin, 1531 tarihli Discorsi sopra la prima Deca di Tito Livio (Tito Livio’nun İlk On Yılı Üzerine Tartışmalar) kitabının, üçüncü bölümünden bir alıntı bu. Kimileri, Machiavelli’nin gerçek felsefesini, yani özgürlük ve insan onuruna olan saygısını bu kitapta ortaya koyduğunu öne sürer. Alıntının yapıldığı bölümde de Machiavelli, mükemmel karaktere sahip insanların, başlarına ne gelirse gelsin onurlu biçimde hareket etmekten vazgeçmeyeceğinden bahseder.
Ne var ki, Andreotti gibi mafya ile ilişkileri, İtalyan derin devletini biçimlendiren isimlerin başını çektiği iddiaları ayyuka çıkan bir politikacının, duayenlerinden olduğu bu Senato’da bu sözler, insanın bir kaşını havaya kaldırıyor.
Andreotti’nin, son başbakanlığının başladığı 1992, bugün İtalya için bir dönüm noktası olarak anılıyor.
Şu an önümde duran kitabın adı da, Novantadue: L’Anno Che Cambió l’Italia (92: İtalya’yı Değiştiren Yıl).
Kitabın yazarları, gazeteciler, işçiler, polisler, hukukçular, bürokratlardan oluşan bir “halk topluluğu”.“Biz uzman değiliz, tanık olduklarımız ve izlenimlerimizi yazdık geçmişe bakarak”diyorlar.
1992 yılı, Falcone ve Borsellino’nun öldürüldüğü yıl olmasının dışında, irili ufaklı birçok olayla, derin devletin yaşam mücadelesi verdiği bir sene.
“Birinci Cumhuriyet’ten”, “İkinci Cumhuriyet’e” geçilen, devletin büyük bir “varoluş krizi” yaşadığı 1989 ile 1994 arasında, 1992 bir kırılma noktası.
O zamana kadar Soğuk Savaş’ın ideolojik kamplaşmasında, sağ-sol çatışmalarının hakemliğini yapan,“Komünizm tehlikesine karşı mücadele veren” İtalya devleti, aslında yolsuzluklara, siyasi cinayetlere paravan olan bu meşruiyet kaynağının yok olması nedeniyle, kabuk değiştirmek zorunda kalıyor.
1992’de, derin devlet, “bildiğimiz hâliyle” yok oluyor. Gerçekten de, yeni bir dönem başlıyor.
Andreotti’nin kaptanlığında, İtalya devleti, değişip dönüşüp yeni bir yolsuzluk ağı, yani yeni bir derin devlet oluşturuyor.
Senato’da tavanda, Machiavelli’nin cümlesinin karşısında yazılı “Osservate con diligenza le cose dei tempi passati perché fanno lume alle future e quello che è e sarà, è stato in altro tempo” cümlesi de, yani “Geçmişi iyi inceleyin, çünkü geçmiş, geleceğe ve başka bir zamanda olan bitene ışık tutar” mealindeki, düşünür Francesco Guicciardini’nin sözleri de, Türkiye ve İtalya’nın üzerine, bugün düşünmesi gereken sözler.
Türkiye’nin kırılma yılı ne zamandı peki?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024