Sezin ÖNEY
Bir ülke, hiç “yumuşak güç” (soft power) sahibi olmadan sadece “sert gücüyle” dış politikada nüfuz sahibi olabilir mi? Yumuşak güç, aslında siyaset bilimci Joseph Nye’ın 1980’lerde ortaya attığı bir kavram. Dış ilişkilerde, ikna, çekim gücü ve “kalpleri-zihinleri” kazanma yollarıyla nüfuz elde etmek ve hedeflerine ulaşabilmek, yumuşak güç ile mümkün olabiliyor. Sert güç (hard power) ise, ekonomik ve özellikle de, askeri gücünü kullanarak istediğini yaptırmak; yani “sopa” yoluyla hedefine ulaşmanın aracı.
Baktığımızda, Türkiye’nin dış politikasında askeri gücün özellikle ön plana çıktığını gözlüyoruz. Belki de, askeri ve istihbarat kanatlarının dış politikada bu kadar güç sahip olduğu, belirleyici rol oynadığı bir dönem olmadı Türkiye tarihinde. Diplomasi de, askeri güç-istihbaratın çizgisini saha dışında, siyasi yönetimler nezdinde sürdürüyor. Diğer bir deyişle, sert gücü sözlerle ve temaslarla sürdürmüş oluyor.
Uluslararası İlişkiler eğitim hayatım boyunca defaatle okumak mecburiyetinde kaldığım siyaset bilimci Francis Fukuyama, hayatımın bu dönemine de, Türkiye’nin insansız hava aracı teknolojisi ile kazandığı bölgesel güç üzerine yazdığı yorum ile girdi. Fukuyama’nın “Droning on in the Middle East” (kelime oyunu ile hem “Ortadoğu’da Vızıldanmak” hem de “Ortadoğu’nun Drone’lanması” anlamına gelecek bir başlığı olan) makalesi, her ne kadar Türkiye’de ülkeyi öven bir yorum olarak övünç vesilesi olsa da, aslında ana fikir olarak geleceğin kaotikliğine ve getirdiği belirsizliklere işaret ediyordu. Erdoğan’dan “otokratik bir lider” olarak bahseden Fukuyama, ABD ve İsrail dışında bir gücün Ortadoğu’da silahlı insansız hava araçları (SİHA) ile güç sahibi olmasının olası sonuçlarını sorguluyordu.
Fukuyama’nın Amerikan muhafazakarlığını temsil eden görüşlerinden ziyade, Türkiye’nin önündeki temel soru, sert güçle nereye kadar gidilebileceği. Donald Trump’ın kendisi “şimdilik” sahada kızağa çekilmiş olabilir ancak, “America First” (Önce Amerika) tarzı siyaset çizgisi, dünya genelinde etkisini sürdürüyor. Yumuşak gücün dünyadaki başlıca merkezlerinden Avrupa Birliği’nde bile, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in, Avrupa’nın kendi ihtiyacını karşılamadan sınırları dışına korona virüsü aşısı yollanmaması gerektiği argümanını nasıl unutabiliriz? Bu da bir, “Önce Avrupa” politikası değil mi?
Elbette, herkesin sadece kendini düşündüğü ve yumuşak gücün olmadığı bir dünya cehennemden başka bir şey olmaz. Ve böyle bir dünyada, hiçbir sorun çözülebilir mi?
Şimdilerde, Rusya-ABD-Ukrayna üçgeninde Türkiye arabuluculuk yapma niyetinde: Ancak bu arabuluculuk da, sert güce dayanan bir yaklaşımın eseri. Askeri bir diplomasi daha çok ve içinde gene yumuşak güç yok. Son kertede “yumuşak güç” eksikliği, ordu ve istihbarat gibi sert güce dayanan tarafların gücünü baltalayacak bir durum.
YUNANİSTAN İLE NEGATİF GÜNDEM KRİZİ ÖRNEĞİ
Yunanistan ile geçen hafta yaşanan “negatif gündem krizi”, yani iki ülkenin Dışişleri bakanları Nikos Dendias ve Mevlüt Çavuşoğlu arasında yaşanan söz düellosu, bu durumun bir örneği idi. Dendias, aslında Türkiye’de basına yansıyandan çok daha sert konuşmuştu. Egemenlik hakları ihlallerinden bahsederken “Mevlüt, orası Yunan toprağı Mevlüt” tarzı üsluptaki ifadeleri, herhangi bir hükümet tarafından kolay yenilip yutulacak sözler değildi. Kameralar önünde yaşanan atışmadan sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Çavuşoğlu, Dendias’ı yerine oturttu” demesi ve hükümete yakın basındaki klasik sert haberler dışında, Ankara tarafı konuyu fazla büyütmedi.
Üstelik, tam da Dendias’ın Ankara ziyareti esnasında Yunanistan’ın Girit Adası açıklarında “bilimsel araştırma yapma” gerekçesiyle, NAVTEX ilan ettiğini; yani bu suları abluka altına aldığını da unutmayalım. Türkiye de, bu durum üzerine aynı koordinatlarda karşı NAVTEX ilan etti. Böylece karşılıklı, “benim kıta sahanlığım” ve “senin kıta sahanlığın” şeklinde bir egemenlik çekişmesi (daha) yaşanmış oldu.
Fransız Oşinografi Filosu’na ait araştırma gemisi L’Atalante ve ona eşlik eden Yunan donanmasını 'Elli' sınıfı fırkateynlerinden birinin, 17 Nisan’da Türk Deniz Kuvvetleri’nin iki fırkateyni ile burun buruna geldiğini de hatırlatalım. Sonunda, Fransız ve Yunan gemileri bölgeden çekildiler. Olay üzerine, Ankara’daki Yunanistan ve Fransa büyükelçileri de, Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.
Tüm bunlara rağmen, Yunanistan ve Türkiye arasında hem bu ay sonu (27-29 Nisan’da), Kıbrıs Sorunu odaklı, Birleşmiş Milletler çatısı altında 5+1 görüşmeleri gündemi var; hem de, Erdoğan-Mitsotakis Zirvesi söz konusu olabilir.
ORTAK PAYDA OLMAYINCA
Dendias da, her ne kadar Başbakan Kyriakos Mitsotakis ile koordineli biçimde tansiyonu yükseltmiş olsa da, Atina’ya dönünce daha yumuşak konuşmaya başladı. “Türkiye ile aramızdaki sorunları halletmemiz zor ama imkansız değil” diyen Dendias, Çavuşoğlu’na yaptığı Atina davetini de yineledi.
Buna karşılık, Dendias’ın Atina dönüşü dile getirdiği “doğrulardan” biri, “Türkiye ile ortak paydamız yok” idi. Öte yandan, Çavuşoğlu’nun Ankara’da Dendias’a, “Büyük güçler, Yunanistan-Türkiye çatışmasından silah satışlarını artırarak fayda sağlıyor” şeklinde ifade ettikleri, hiç de yanlış değil.
Büyük güçler, sadece silah satışlarını da kullanmıyorlar: Rusya, Türkiye ile turizm hattını bloke edecek kararlar aldıktan hemen sonra Yunanistan Turizm Bakanı Harry Theocharis de, Moskova’daydı. Ziyaretin sonucunda, önümüzdeki aylarda “yüzbinlerce Rus turistin tatillerini Yunanistan’da geçireceği” açıklandı.
Yunanistan ve Türkiye, “yumuşak güçlerini” karşılıklı kullanmaktan çok uzak ve karşılıklı milliyetçiliği yükseltmeye dayalı bir politika izleyince, orta yolu bulamıyorlar. Elbette, Dendias’ın da söylediği gibi aradaki sorunları çözmek gerçekten de zor: Buna karşılık, bu sorunlara rağmen gayet iyi biçimde ilişkilerin yürütüldüğü dönemlerimiz de oldu. O zamanlar, karşılıklı olarak yumuşak güç ön plana çıkıyordu.
Sadece Yunanistan ile olan ilişkilerde değil, yumuşak gücün hiç kullanılmadığı, olmadığı ve milliyetçi bir dış politikanın alanı çok dar değil mi? Hatta, yukarıda sorguladığımız gibi, sert gücün de etkisini azaltan bir durum değil mi “yumuşak güçsüzlük”?
Çin, ülke dışındaki yumuşak gücünü artırmak için yılda 10 milyar dolar harcıyor. ABD, Joe Biden başkanlığında yumuşak gücünü tekrar kazanmak için, iklim krizi meselesine odaklı, son derece kapsamlı bir “çevre diplomasisi” geliştiriyor. 22-23 Nisan’daki 40 dünya liderini Biden’ın çağrısıyla bir araya getirecek, iklim krizi odaklı Dünya Günü Zirvesi de, bu politikanın görücüye çıktığı kamuoyu önündeki ilk büyük adım. Geçen hafta Çin’i ziyaret eden Beyaz Saray’ın İklim Elçisi John Kerry’nin de, ABD politikasında ne denli güçlü bir isim olduğunu hatırlara getirelim. Çin ve ABD, ilişkilerini bu konu üzerinden geliştirme yolunda ilerliyor.
Son yıllarda Ankara, Avrupa nezdinde elde ettiği bir çok kazanımı Almanya’yı tarafına çekmiş olması sayesinde gerçekleştirdi. Ama ya Şansölye Angela Merkel’in emekliye ayrılacağı Ekim 2021 sonrası? Merkel’in yumuşak gücünü, kendisininmiş gibi kullanamayacak Türkiye... Ve yumuşak gücü Merkel’den çok farklı biçimde kullanan Yeşiller’in de, Almanya’da iktidarın kilit parçası haline gelmesi artık somut bir gerçeklik.
Türkiye’nin “yumuşak gücü” konusu, sadece iktidarın değil, muhalefetin de üzerine düşünmesi gereken bir konu elbette.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024