Fehim TAŞTEKİN
İsrail’in mantığı gayet basit: Kürdistan bağımsızlığa ulaşırsa bir müttefik kazanırım, ulaşamazsa üreteceği çatışmalarla Arapların beni unutacağı yeni bir dönem kazanmış olurum. Pekâlâ, Kürtlerin mücadelesi tamamen İsrail parantezine alınabilir mi? Elbette hayır. O halde Kürdistan'ın ikinci bir İsrail olarak konuşlandırılmasını önlemenin yolu Türkiye, İran ve Irak'ın bölge halklarının çıkarına ve barışa hizmet edecek şekilde Kürtlerin iradelerini desteklemesidir.
Irak Kürdistan’ı kendi kaderlerini tayin için referanduma gidiyor. Türklük namına tarihte 16 devlet kurduk, yine kurarız; bilmeyenler görsün işte Ak Saray’ın teşrifat merdivenlerinde her birinin timsali; Katar’a asker çıkarır Osmanlı ruhunu şahlandırırız, Şam’da namaz kılar Bilad-i Şam’ı selamlarız diyenler Kürt’ün rüyasında karabasan olmakta kararlı. Köklü emperyal bir miras üzerinde oturan İran da Ankara gibi referandumu sınır taşlarını yerinden oynatmanın başlangıcı olarak görüyor. İki ülkenin bölünme kaygısı politikalarda belirleyici. Bölünecek olan Irak ise şu aşamaya kadar en makul tepkiyi veren taraf. Sonuçta Irak’ın tutumu çözümün türünü de belirleyecek; uzlaşma mı iç savaş mı?
“Kosovalının olur, Boşnak’ın olur ama Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkı olamaz” demek derin bir çelişkidir. Özerklik ya da federatif çözüme verdiğim değer bir kenara, etnik ve ulus devleti insanlığın derdine deva olarak görmesem de, bu yazının Kürtlerin temel haklarını sorgulamakla ilgisi yok. Fakat Kürt’ün hakkını teslim etmemiz, bağımsızlık denildiğinde bunun bölgesel ve uluslararası karşılıklarının ne olduğunu tartışmaktan kaçabileceğimiz anlamına da gelmiyor. Çünkü bu süreçleri besleyen ve sonucunu tayin eden asıl faktörler bölgesel ve uluslararası dengelerdir. Bölgede KDP dışındaki Kürt partilerini “Referandum zamansız” tartışmasına iten de yine bu faktörlerin getireceği yüktür, bedeldir.
Beri tarafta Kürdistan’ın bağımsızlığına destek olanların derdi de elbette basitçe Kürtlerin hakları değil. Haliyle referandum gibi temel bir hak başkalarının elinde silaha dönüşebiliyor.
***
Bağımsız Kürdistan’a destek veren yegâne devlet şimdilik İsrail. Başbakan Benyamin Netanyahu Amerikan Kongre üyeleriyle görüşmesinde “Irak’taki Kürtler bağımsız devlete sahip olmalı. Kürtler cesur, Batı’nın dostu ve bizimle aynı değerleri paylaşan bir halk” diyerek ülkesi namına olabilecek en açık pozisyonu sergiledi.
Bir de Suudi Arabistan son zamanlarda İran’ı durdurmak için İsraillilerle aynı gemiye binerken bağımsız Kürdistan’a çaktırmadan selam verdi. Kral Salman’ın danışmanı General Enver Macid Eşki, 2015’te İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın iki numaralı ismi Dore Gold ile Washington’da katıldığı bir konferansta Kürdistan devletinin kurulmasını da içeren yedi maddelik bir çözüm önerisi sunmuştu. Suudilerin İran’a karşı ortak strateji geliştirmek için İsrail’le daha önce beş gizli görüşme yaptığı da ortaya çıkmıştı. Eşki gürültü koparan önerisine sonradan biraz daha açıklık getirdi:
“İran büyük Fars devletini, Türkiye de Osmanlı İmparatorluğu’nu restore etme peşinde. Bu ülkelerin liderleri, mevcut politikalarına devam edeceklerse kaçınılmaz olarak bağımsız ‘Büyük Kürdistan’ kurulacak ve İran, Türkiye ve Irak’ın planlarını bozacak.”
Onlarca yıldır Kürtlerin bağımsızlığı meselesi “Irak, Türkiye, İran ve Suriye parçalanacak, 1948’de Kutsal Topraklar’da olduğu gibi ikinci bir İsrail kurulacak” senaryosu üzerinden tartışıldı. Özellikle Barzani ailesinin İsraillilerle ilişkileri yıllarca bu senaryonun en temel harcı oldu. Arap milliyetçiliğinin doludizgin gittiği dönemlerde Kürtlerin örgütlenmeleri “Siyonist proje” olarak görüldü. 1966’da Irak Savunma Bakanı Abdülaziz el Ukayli Iraklı Kürtleri ikinci bir İsrail’i kurmaya çalışmakla suçluyordu.
Bu tür suçlamaların dayanağı da İsrail’in 1950’lerde Kürtlerle temasa geçmesi; 1961’den itibaren isyan eden Kürtlere askeri eğitim, silah ve istihbarat desteği vermesi; petrol tesislerine düzenlenen en az 10 sabotajı planlamasıydı. İranlılar operasyonların detaylarına sahipti çünkü Mossad’ın yardımları Savak aracığıyla Kürtlere ulaşıyordu. İran’ın amacı Şatt’ül Arap anlaşmazlığı yüzünden Irak’ı istikrarsızlaştırmaktı. İsrail’in bölgede Arap olmayan bölge ülkeleriyle ilişkileri geliştirmesi ilk Başbakan David Ben-Gurion’un temelini attığı bir stratejiydi. İran şahıyla geliştirilen ilişki de, Irak’ta Kürt isyanının desteklenmesi de yine bu stratejinin uzantısıydı. İsrail için 1963’ten itibaren Kürtlere çalışan İran kanalı, 1975’te İran ile Irak arasında Cezayir Anlaşması imzalanınca çöktü. İsrail için ikinci fırsat 1990’daki Körfez Savaşı’nı takiben 36’ncı paralelin kuzeyinin uçuşa yasak bölge ilan edilmesiyle doğdu. Kürdistan artık Amerikan korumasında fiilen özerkti. Peşmerge’nin eğitilmesinde İsrail ciddi programlar yürüttü. Bu arada İsrail’in önceliği 1979’daki İslam Devrimi’yle eksenini değiştirmiş olan İran’dı. Kürdistan bu kez İran’a karşı casusluk faaliyetlerinde bulunmaz bir yere dönüştü. Barzani bu tür ilişkileri daha da derinleştirerek İran’ın nükleer faaliyetlerini izlemek isteyen İsrail’e Ağustos 2011’de insansız casus uçakları yerleştirme izin verdi. Daha önce Konya’daki uçuş eğitimlerini İran sınırlarında havadan casusluk için kullanan İsrail, Kürdistan üzerinden de İran’a sızıyordu. Bu sayede İran’da nükleer bilim adamlarına suikastlar düzenlendi.
Casusluk üssüne karşılık İsrail, Peşmerge’ye eğitim desteğini artırıp daha fazla Kürt öğrenciyi okullarına kabul etti. Kürt yönetiminin Türkiye üzerinden sevk ettiği petrolün yüzde 77 oranında alıcısı da İsrail idi.
İşte bu ilişkiler bağımsız Kürdistan denilince kaçınılmaz olarak gündeme geliyor.
***
İsrail, Kürdistan’ı Siyonist proje olarak görenlere koz vermemek için yakın zamana kadar ‘muğlaklık’ siyasetine sadık kaldı. 2011 sonrası Ortadoğu’da taşların yerinden oynadığı bir süreçte İran’ın nüfuz alanı genişleyip Türkiye’nin bölgesel hevesleri köpürünce İsrail de yavaşça açık oynamaya başladı. İsrail’in gizliliği terk etmesinde Haziran 2014’te Musul’un IŞİD’in eline düşmesi bir dönüm noktası sayılabilir.
Musul’un nasıl düştüğü, öncesinde yabancı istihbarat örgütlerinin neler yaptığı, Amman’da Batılı ve Körfez ülke temsilcilerinin katıldığı toplantıda nelerin konuşulduğu bağımsız bir soruşturmayı hak ediyor. Ama işin içinde ABD, İngiltere ve Fransa varsa bunun olmayacağını biliyoruz.
Musul’un IŞİD’in eline geçmesinin ardından Netanyahu’nun Tel Aviv’de düşünce kuruluşu INSS’deki konuşmasında dediği şuydu:
“Kürtler, siyasi kararlılık ve siyasi ılımlılıklarını ispat etmiş savaşçı bir halktır ve siyasi bağımsızlığı hak ediyorlar. Kürtlerin bağımsızlık arzularını desteklemeliyiz.”
Sadece Irak değil genel olarak Ortadoğu’nun dağılmakta olduğunun altını çiziyordu. Aynı dönemde Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da, Amerikalı mevkidaşı John Kerry’ye telkinde bulunuyordu:
“Irak dağılıyor; bağımsız Kürdistan’ı kurmak kaçınılmaz bir sonuç.”
Aynı telkini en tepede Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Washington’da Başkan Barack Obama’ya yapıyordu:
“Kürtler fiilen kendi demokratik devletlerini kurdu.”
***
Gizlilik politikasının terk edilmesine paralel olarak Kürtler ile Yahudiler arasındaki ilişkilere dikkat çeken yazılar ve etkinlikler de artış kaydetti.
Eskiden İsrailliler uluslararası alanda kabul görmek maksadıyla bölgede iki ülkenin yegâne demokratik ve laik rejime sahip olduğunu vurgulardı: Türkiye ve İsrail. Türkiye’de sistem haşat edildikten sonra Kürtlerin demokratik model olduğu söylemi öne çıktı. (Burada Suriye’deki demokratik özerklik inşasından söz etmiyoruz. Irak Kürdistan’ındaki demokrasinin kalibresini oradaki partilere sormalı. Ki Kürdistan parlamentosundaki beş partiden dördü, Barzani’yi tarz-ı siyaset olarak Erdoğan’a, partisi KDP’yi de AKP’ye benzetiyor. Bu partiler referandum kararını iki yıldır kapalı tutulan parlamentoda alınmadığı için kabul etmiyor. Dört partiye göre Barzani kendi başarısızlığını örtmek için demokratik mekanizmaları değil olağanüstü siyaseti tercih ederek Kürtleri riskli bir yola sokuyor. Ortadoğu’da ‘yegâne laik ve demokrat ülke’ payesini kimseyle paylaşmayan İsrail’de de iki rejim cari: Yahudiler için demokrasi; Filistinli Araplar için apartheid. İşgalciliğini saymıyoruz.)
‘Takdir edilen’ Siyonistler arasında Bağdatlı Yahudi Kürt Moşe Barazani yeniden hatırlandı. Lehi üyesi Barazani (20) 1947’de bir İngiliz subaya suikast düzenlemek için giderken el bombasıyla yakalanmıştı. İrgun militanı Meir Feinstein (19) ise Kudüs Tren İstasyonu’ndaki bombalı saldırısından sonra ele geçirilmişti. İkili Kudüs’teki hapishanede İngiliz urganıyla asılmaktansa tutuldukları hücrede dinamitle kendi sonlarını getirmişti. Sadece manda yönetimine değil göçe zorlamak için Filistinlilerin evlerini havaya uçurmak dahil şiddet eylemleriyle İsrail devletinin taşlarını döşemiş olan Haganah, İrgun-Etzel ve Lehi’ye bağlı eski tutuklular, İsrail’in kuruluşundan sonra bu cezaevini Hechal Hagevura (Kahramanlar Salonu) adıyla bir nevi türbeye dönüştürdü. Daha sonra İsrail devleti burayı Yeraltı Mahkûmları Müzesi olarak restore etti. Feinstein-Barazani ikilisi için müzede anıt da yapıldı. Sözünü ettiğim yayımlarda bugünün Kürt mücadelesini İsrail’in 1948’deki doğuşuna benzetenler de var.
2016’da Şengal’de Peşmerge birliğini ziyaret eden Seth J. Frantzman, Kürt komutanın “Bu bizim 1948’imiz” sözünü Jerusalem Post’taki yazısına başlık yapıp Kürtlerin İsrail’i neden sevdiğine dair izlenimlerini aktarıyor:
– Kürtler de İsrail gibi terörle mücadele ediyor.
– Kürtler içinde de Yahudi topluluğu var, ‘kan kanı çeker’.
– Soykırım her yerde inkar edilirken Erbil’de Golda Meir’in kitapları satılıyor.
Başka birçok yazıda “Ortak düşmanla (Araplar) mücadele ediyoruz” ya da “Düşmanımızın düşmanı bizim dostumuzdur” esprisi tekrarlanıyor.
Doğrusu hayli tuhaf karşılaştırmalar. İsrail’e direnenler toprakları gasp edilmiş ve sürülmüş ya da apartheid rejimine maruz bırakılmış Filistinliler. Şengal’de Ezidilere soykırım yapan IŞİD ve onun Suriye’deki çocuğu Nusra İsrail’den destek gördü.
Kürt medyasında da şu tür çağrılar sıklaştı:
“İsrail ile Kürdistan arasında derin bir tarihsel dostluk var. Artık Kürtler açıkça İsrailli müttefiklerini kucaklamalı, İsrailliler de bir Kürt devleti için açıkça çağrıda bulunmalı.” (Diliman Abdulkader-NRT)
Mark Cancian ve Matthew Cancian’ın imzasıyla 3 Ağustos 2017’de Washington Kurdish Institute tarafından yayımlanan yazının konusu ise Kürtlerle Yahudilerin tarihsel mücadeleleri arasındaki paralelliklerdi. Yazıda iki halkın aynı kaderi paylaştıkları, soykırım dahil aynı felaketleri yaşadıkları, devlet olmadan önce de benzer yeraltı örgütleri ya da gölge yönetimler kurdukları tezi işleniyordu.
BOB’dan sonra istikrarsızlık, kaos ve çatışmaya dayalı Yeni Ortadoğu Projesi tartışılırken Başur (Güney Kürdistan) gibi Rojava’nın da İsrail’e üs verebileceği, bu şekilde tecritten kurtulabileceği, farklı askeri güçlerin birleştirilmesiyle Kürdistan Savunma Birlikleri’nin kurulabileceği ve ileride İsrail’le konfederal çatı altında birleşme olabileceğine dair senaryolar da eksik değil. Bu tür senaryolar eskiden Kürt ve Yahudi düşmanlığını körükleyenler tarafından servis edilirdi.
***
Güney Sudan Özgürlük Hareketi’ne (SPLA) verilen destek nasıl Sudan’ın bölünmesi sonrası bağımsız Güney Sudan’ı İsrail’e dost yaptıysa Barzanilerle kurulan dostluğun da bağımsız Güney Kürdistan’ı Yahudi devletinin doğal müttefiki yapacağı beklentisi söz konusu. Buna ilaveten Irak ve Suriye’deki kaos İsrail’in beklediği gibi ‘direniş ekseni’ni kırmadı aksine daha fazla direngen hale getirdi. Bu da Kürtleri İran’a karşı konuşlandıran arayışları tetikledi.
İsrailli gazeteci Rachel Avraham’ın 12 Haziran 2017’de Jerusalem Post’ta İran’ı Ortadoğu’da önlemek için en etkili strateji olarak önerdiği şuydu:
“Suriye ve Irak’ta bağımsız bir Kürdistan coğrafi olarak Şii hilalini koparacaktır. Barzani yönetimi İran’ın terörist gruplara gönderdiği kargoların kendi topraklarından geçmesine izin vermeyecektir.”
Jeostratejik hesaplar bu minvalde. Bu tür bir tahayyül de bağımsız Kürdistan’a karşı çıkan bölge ülkelerinin argümanlarına güç katıyor.
İsrail’in mantığı gayet basit: Kürdistan bağımsızlığa ulaşırsa bir müttefik kazanırım, ulaşamazsa üreteceği çatışmalarla Arapların beni unutacağı yeni bir dönem kazanmış olurum.
Pekâlâ, Kürtlerin mücadelesi tamamen İsrail parantezine alınabilir mi? Elbette hayır. O halde Kürdistan’ın ikinci bir İsrail olarak konuşlandırılmasını önlemenin yolu Türkiye, İran ve Irak’ın bölge halklarının çıkarına ve barışa hizmet edecek şekilde Kürtlerin iradelerini desteklemesidir. İnkâr, tecrit ve baskılamak sadece zulmün tarihine yeni sayfalar ekler, istikrarsızlık ve çatışmaları derinleştirir, dış müdahalelere de kapı açar.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025