Leyla İPEKCİ
Yeryüzüne kâmil insan yetiştirip doğuya ve batıya / insanlığa ve kâinata değerini veren kadim tevhid eğitiminin pratiklerini göz ardı ettik, unuttuk, ihmal ettik. Aşk deyince bilgi ve sevgi kanatlarıyla yükselmiş koskoca medeniyet tasavvurumuzu ‘dejenere olmuş bir sufi meşrep işgüzarlığı’ olarak addettik.
Tabii tevhid (aşk) eğitiminden nasibini alamayan genç kuşaklar psikiyatristlere, stres haplarına, nlp uzmanlarına, farkındalık kurslarına, bilinç ve özgüven artırma atölyelerine servet yatırdılar. İnsan algısını hep insanı bu nefs-i emmare mertebesinde görmeye odaklı seküler yöntemlere rehin bıraktılar.
Sonra sokağımız anti depresan hapları alıp aynı yapay gülücüğü etrafa saçan sevgi pıtırcıklarıyla doldu ama hiçbir şeyi yerli yerine koyamadık. Stresten uzak, adalet ve hakkaniyetle kaim bir hayat kuramadık!
***
Aşk kelimesinin içini sosyolojik ve tarihi olgularla öylesine boşalttık ki, tevhid medeniyetinin manası giderek eksildi tasavvurumuzdan. Evet tehlikeli sular. Osmanlı’nın çöküş günlerinden kalma haklı bir serzenişi de barındırıyor kuşkusuz bu inkâr. Lakin bir kez daha siyasetin ve ideolojinin gündemine hapsolmuş bir din anlayışıyla medeniyet iddialarında bulunacak lüksümüz yok.
İşte bu noktada dirayetli basiretli kültür sanat yetkililerinden dem vuruyorum yıllardır. Bizi gerçeğimizin nuruna döndürecek, kalp ilmini haiz, manayı katman katman kullanarak dıştan içe doğru her seviyeye hitap ederek kanatlandıran tabiri caizse kültürümüzün pîrlerini hor gören yetkili kültür mercilerinden usandık.
Bu toprakları mayalayan, bize anadilimizde gerçeği ifade eden evliyaullahın sözlerindeki hak bilgisinin kudretini inkâr etmelerinden çok sıkıldık. İlahilerin, aşk divanlarının, halk türkülerinin, tezhip sanatının, minyatürün vs. özündeki tevhid tohumunu beslemenin önemini kavrayamayan… Ve bu eserlerin bugünün dilinde, bugünün ruhunda bizi dönüştürme özelliğini göremeyen mercilerin (olumlu örnekleri elbet tenzih ederim) tembelliğinden, uyuşukluğundan, umursamazlığından illallah dedik.
***
Adım attığımız her diyarı yüzlerce yıl irfan havzası kılmış ariflerin, hak erenlerinin, aşk ehlinin iksiri kaynağından (Kur’an’dan) çektiğini göremeyen, onların eserlerini neredeyse İslam dışı olarak bellediği için bugüne taşımanın önemini anlayamayan kültür sanat elemanlarının gelenek medeniyet gibi kelimelerle konuşmasıyla daha ne kadar yetinelim?
Sanatın incelikli formlarına bürünerek vahiy hakikatini paylaşan, yüzyılların birikimini ‘sonsuz şimdi’de yeniden üreten ve üzerlerine şerhler yazılmış nutk-ı şerifleri bile vahiy dışı gösteren anlayış bugün böylesine yaygınken, selefi akımlara ve deizme filan gençlerimizi kaptırdık diye neden şikâyet ediyoruz ki?
Nerede bugünün cesur kültür yetkilileri? Elini taşın altına koymaya ahdetmiş, manayı kanatlandıran manevi rehberlerin toplumsal hayatımızın görünmez dehlizlerinde yankılanan sesini işitmeyi ve keşfetmenin önemini sinesinde hisseden mercileri?
Gönül ehlinin türbelerini onarıp hemen yandaki kitaplıkta dahi bu ehlin eserlerini sergilemeyi gereksiz bulan zevâtın bize medeniyet martavalları okumasını daha ne kadar sineye çekelim?
***
Divan-ı ilahiyatlardaki dizelere mana vermekten aciz ama Resulullah hakikatinden bağımsız addedip küçümseyen, buna mukabil bol gösterişli söylemlerinde alıntı yapmakta beis görmeyen kültür mercilerinin medeniyet tasavvuruna hapsolmak istemiyoruz.
Kalbimize, hayatımıza, davranışlarımıza aşk ve irfan geleneğimizin eserlerinin bugünün kıstaslarında hayatımızı dönüştürecek özelliğine ket vuran ve bundan adeta korkan anlayışın bürokraside önemli icralara takoz koymasından usandık.
Bu gidişata biraz yapıcı eleştiri getirelim diye dert edindiğinizde yazınızı tenkit edecekken, yazan kişiye hakaret eden (sıfatını bırakıp zat’ına saldıran) yetkililerin nefislerini temize çekme hevesinden usandık. Sanatın kriterlerinin değil, hangi kesimden geldiğinizin, kimlerden olduğunuzun kriterleriyle verilen fonlardan ibaret bir medeniyet kanatlanması sizi de acı acı güldürmüyor mu?
Allah aşkına ‘nefsini millet kılmış’ sorumluluk sahibi yetkililer talep etmeye hakkımız yok mu? İşte bu noktada kültür mercilerinin sorumluluk duymak yerine “yeterince yayın yaptık ya, verdik ya şu kadar bütçe, daha n’apalım” anlayışıyla, salt kendi itibarlarına dönük ‘faaliyet doyum miktarı’ belirlemelerinden musdaribiz.
Sanatta demokrasi olmaz. Yetkililerin her işe eşit destek anlayışını terk etmelerini ve kültürümüze, sanat zevkimize hizmet edecek bazı eserlerin yaygınlaşmasının nefs-i emmare sanatının yaygınlaştırılmasından çok daha elzem olduğunu idrak etmelerini bekliyoruz.
***
Kültüre bakanlara sesleniyorum. Aşkı kalbin hakikati olarak nefsinde bilmeyi inkâr eden, sevemeyen, sen ben davası güden, nefsinden kini öfkeyi kibri hasedi riyayı, suizannı asla terk edememiş onca yetkili maneviyat kültürümüzü tekeline aldığını sanıyorsa, emaneti ehline vermenin zamanı gelmedi mi?
Arayın bulun emanet ehlini! Anadolu elan yaşayan bilgelerle dolu. İddiasız, rütbesiz, makamsız ümmi, sufi niceleriyle. Maneviyat ki, medeniyetin ruhunu oluşturan sanatın anadilidir:
Tevhid akidesini dilde tekrar etmekle tevhid hakikatini ispat etmek yeterli olsaydı, yaşantıya geçemeyen bir felsefi akım olarak kalırdı maneviyat hayatımız. Suudlara, selefi akımlara, sapkın tarikat ve cemaat önderlerine laf etmenin bu şekilde ideolojik bir İslamcılıktan öteye geçemeyeceğini hala göremiyorsak ne zaman göreceğiz?
Mahkûm muyuz “kültür emperyalizmi karşısında neden dirilemiyoruz” sorularına hep aynı cevapta takılmaya? Bitip tükenmeyen polemiklere? Kimse kusura bakmasın, aşk ve irfan kanadını takmadan, bu sığ gündemlerle medeniyet tasavvurundan bahsedilemez. Ne şimdi ne de yarın.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018